Cengiz AKTAR
Şunu iyi anlamamızda fayda var: Erdoğan “ben demokratik bir başkan olacağım” demiyor ki,aksine ne zaman konuşsa “demokrasi başkanlığımın önünde engel” demeye getiriyor. Keza “ben tarafsız değilim ki” diyor göğsünü gere gere. Charles de Gaulle’ün 1958’de Cezayir bağımsızlık savaşını bahane ederek Fransa’ya yarı-başkanlık sistemi dayatması, haleflerinden Mitterrand tarafından “sürekli darbe” olarak nitelenirdi. Erdoğan’ın hedefi farksız…
Pek çok ülkede başkanlık veya yarıbaşkanlık sistemi uygulanıyor. Başkanlığın demokratik anlamda iyi işlediği tek ülke ise ABD, belki ilerde Brezilya ile Meksika. Başkanların çoğu “seçilmiş diktatör”! Mahalleden: Azerbaycan, Cezayir, Ermenistan, Rusya, Suriye, Türkîler…
HERKES BAŞKAN
Seçim sezonu geldi çattı. Pırpır eden yürekler, al al olan yanaklar, gönüllerde yatan aslanlar, onca zamandır liderin gözüne girmek için yapmadıkları numara kalmayanları aldı bir heyecan. Bu memlekette sade Tayyip Erdoğan değil herkes bir makamın güçlü başkanı olmak ister. Vatandaşı, toplumu ilgilendiren sorunların ancak başkan olunca tepeden çözülebileceğine olan inanç o kadar yaygındır ki. Çok azımız diğerleriyle eşit düzeyde yetkiyi paylaşmaya, birlikte çalışıp çözüm üretmeye hazırdır. Bugünlerdeki başkanlık lakırdıları esasen Türkiye’ye mükemmel bir ayna tutuyor. Erdoğan ve çevresimemleket insanının güce taptığını, güçten beslendiğini ve güç eline geçtiği anda nasıl fütursuzca kullandığını gayet iyi bildiğinden mutlak başkanlığı dayatmakta sakınca görmüyor.
AKP TABANININ MÜSLÜMANLIK ALGISI
Metropoll’ün “Din Şiddet ve Özgürlük” araştırması AKP seçmeniyle ilgili dikkate değer bulgu dolu. (http://www.metropoll.com.tr/arastirmalar/siyasi-arastirma-9/1779) AKP’lilerin yüzde 56’sı yabancı istihbarat örgütleri Charlie Hebdo saldırısını gerçekleştirdi, yüzde 55’i esas mağdur İslam dünyasıdır, sadece yüzde 15’i ise katledilen karikatüristler mağdurdur diyor. Yüzde 34’ü İslâm adına şiddetkullanılmasının, yüzde 23’ü dinden çıkanların cezalandırılmasının, yüzde 61’i dinlerine hakaret edenincezalandırılmasının caiz olduğunu, yüzde 66’sı da Batı’nın Haçlı seferlerinin devam ettiğini düşünüyor. Yüzde 33’ü laik devleti gerekli görmüyor.
AKP gezegeninde neden IŞİD vahşetini kınayan, bu canilik yarışında sakinleşme çağrısı yapan olmadığını böylece anlamış bulunuyoruz. “Çoğunluk” her türlü hukuksuzluğun meşruiyet dayanağıydı artık her türlü şiddetin icazet kaynağı da oldu!
DİĞER KABADAYI RUSYA
Rusya diktatörü, zaten çökmüş olan para birimi rubleye faiz indirerek bir darbe de kendi vurdu, piyasalara fütursuzca kafa tutarcasına. Zevahiri sağa sola posta koyarak kurtarmaya çalışıyor. Gürcistan ve Kırım’dan sonra Ukrayna’nın batısını fiilen ilhak etti. AB ile ortaklık anlaşmasını Rusya’nın şantajına rağmen imzalayan Ukrayna’nın NATO üyesi olmaması için şantaj yapıyor. Oysa bu yıl kırkıncı yıldönümü idrak edilecek olan Helsinki Sonuç Bildirgesi uyarınca Katılan Ülkeler istedikleri uluslararası örgüte katılma veya katılmama hakkına sahip. Putin’in hukukla işi mi olur? Sanmayın ki iş burada bitecek. Diktatörlükler, içeride işler iyi gitmemeye başlayınca halkın dikkatini kolay zaferlere yönlendirirler. Ne var ki zaferler kolay kazanılsa da kalıcı olmazlar. Çökmekte olan Rus ekonomisinin önünde kurban olarak Moldova ve Baltıklar var. Moskova’nın Transdinyester bölgesi Rusya sayesinde daha 1991’de bağımsızlığını ilan etmiş ve 1992’de Moldova’dan ayrılmıştı. Rusya Transdinyester oldubittisini Moldova’nın AB ilişkilerine karşı kullanıyor. Kimsenin tanımadığı Transdinyester’i Kırım gibi ilhâk edebilir. Hatırı sayılır Rus nüfus barındıran üç Baltık ülkesi, AB ve NATO üyesi olsalar da, Rusya’nın “emperyal kaşıntısı” her nüksettiğinde büyük tehlike altında olmaya devam edecekler.
Twitter@AktarCengiz
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- AB’nin fantezi, distopya, sinizm ağırlıklı Türkiye hibe programları
4.01.2022 - İsrail’in bitmez gazası
18.05.2021 - AB umudu yok edildi, hâlâ ‘umutsuz olma’ deniyor
10.05.2021 - Çöküşün kökü Soykırım’da olmasın?
24.04.2021 - Cephelerde sıkışma had safhada
24.03.2021 - Yurtta savaş cihanda savaş
23.02.2021 - Afrin’in işgâlinin üçüncü yıldönümü
20.01.2021 - HDP’nin sonu anamuhalefetin sonu olur
12.01.2021 - Katliam takvimi
28.12.2020 - Zarar ziyan, hasar tespiti, enkazın bilançosu
22.12.2020
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
TARZAN, NERDESİN YA. ÖZLEDİK MUHTEŞEM YORUMLARINI. YOKSA ŞERİFOĞLU İLE SAHİBİN ANLAŞMA MI YAPTI.DÜZCEDE SORUNLAR BİRİKTİ.TRAVESTİLER ARTTI. GERÇİ SEN DAHA İYİ BİLİRSİN YA.