Ceren KENAR
2013'te gerçekleşen Gezi protestolarının hayaleti hâlâ Türkiye'nin üzerinde geziyor.
Lise öğrencilerinin protestoları ile başlayan ve Firuzağa'da yaşananlar ile devam eden bir süreçte yeni bir Gezi hareketi çıkar mı sorusu hem muhalif, hem de hükümete yakın cenahta tartışılıyor.
Siyaseti sokağa taşımanın bugüne kadar muhalefete bir katkısı olmadı. Aksine Gezi ile muhalefet marjinalleşti, siyasetten uzaklaştı. İdeolojik olarak keskinleştikçe kitlelerden uzaklaştı. Gezi ile muhalefetin alan kazandığı tahlilleri boşa çıktı: Gezi ile muhalefet derinleşti ancak genişlemedi.
Buna karşın iktidar partisi Gezi'den sonra gerçekleşen her seçimi kazandı.
Bu fotoğrafa bakarak, Gezi'nin mutlak kaybedeni olarak muhalefeti ve kazananı olarak iktidar partisini göstermek mümkün.
Mümkün ama siyaset nüanslarla da belirleniyor.
Gezi ile başlayan ve daha sonra 17 Aralık ile devam eden süreç meşru bir hükümeti, gayrı-demokratik bir şekilde devirme girişimi olarak algılandı Türkiye halkının çoğunluğu tarafından. Bölge bir ateş çemberiyken, Türkiye'ye karşı uygulanan küresel kuşatma ise hiç sempati oluşturmadı. Gezi hareketinin temsilcileri tarafından tercih edilen öfkeli ve çoğu zaman nefret dolu söylem ciddi bir kırılma meydana getirdi.
AK Parti art arda gelen bu saldırıların şokuyla hayatta kalma güdüsünü diğer kaygılara önceledi. Siyaseten en öncelikli gündem bu savaşı kazanmak oldu.
Bunun bir maliyeti olacaktı.
AK Parti'nin meşruiyet gücü sadece aldığı yüksek oy oranından gelmiyor. Aynı zamanda normalde başka partilere oy veren seçmenin alternatif partisi olabilmekten geliyor. Gezi ile kendi seçmenini konsolide etme çabası, başka partilerin seçmenine ulaşmaktan daha önemli hâle geldi.
Bu durum AK Parti'nin ve entelijansiyasının diyalogdan ziyade monoloğu tercih etmesine sebebiyet verdi. Kendi tabanına seslenmek artık kafi oldu. Entelektüel iddia çoğu zaman bir tarafa bırakıldı.
Defansif bir siyasi söylem ile
Yani aslında herkes kendi mahallesine çekildi.
Türkiye'nin toplumsallaşmasını yavaşlatan bir süreç yaşandı.
Yeni Türkiye kurma iddiasında olan AK Parti için böylesi bir siyasi demografi belli alanlarda engel oluşturmaya mahkûm.
Gençlere ulaşamama, kapsayıcı bir söylem geliştirememe, kendi seçmeni dışında meşruiyet algısının zayıflaması bunlardan birkaçı.
Özellikle Türkiye'de yeni sistem tartışmalarında AK Parti kendi seçmeni dışındaki gruplara ulaşmak durumunda. Sadece oy açısından değil, konsensüs sağlanması bakımından diyalog kurulması elzem.
Gezi ile siyaseten kazanan AK Partinin, ideolojik olarak da kazanması için Gezi ile oluşan tahribat konusunda dürüst olmak gerekiyor. Böylesi bir tahribat yokmuş gibi davrananlar ise AK Parti'ye iyilik etmiş olmuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017