DOĞAN ÖZGÜDEN
12 Mart cuntası tarafından genç yaşta katledilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, İbrahim Kaypakkaya, Sinan Cemgil, Alparslan Özdoğan ve Kadir Manga’nın acısını yüreklerimizde bir kez daha hissettiğimiz Mayıs ayını kapatmıştık ki, Haziran ayını Türkiye edebiyatının üç dev ismi, Orhan Kemal, Ahmet Arif ve Nazım Hikmet’i ölüm yıldönümlerinde saygıyla anarak açtık.
Bugünkü yazımda, anti-faşist direnişi hem Türkiye’de hem de sürgünde şahsen paylaşmış olmaktan onur duyduğum bir büyük sanat insanını, 15 yıl önce Haziran’ın 7’sinde Paris’te yitirdiğimiz tiyatro yönetmeni Mehmet Ulusoy’u anıyorum.
Sol ve anti-emperyalist uyanışın Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar yayıldığı, siyasal ve sendikal planda olduğu gibi kültür ve sanat dünyamızda da direnişin yükselmeye başladığı 1968 yılının en önemli olaylarından biri, sahne sanatını sokağa indiren, işçiye, köylüye, gecekonduya, grev çadırlarına götüren Devrim İçin Hareket Tiyatrosu’nun kuruluşuydu.
Bu tiyatronun doğuşunu ilk kez 26 Kasım 1968 tarihli Ant Dergisi’nde “İşçiye giden tiyatro” başlıklı bir yazıda şöyle duyurmuştuk:
“Her akşam bir dolu tiyatro perdelerini açar durur… Alı al, moru mor nice Beyoğlubeyler alkış tutarlar… Çoğu kez kendi çirkinliklerine alkış tutarlar… Aslolan halka varmak… Özellikle tiyatro konusunda bu en zor, ama en etkili bir deneme türü… Böylesi bir denemeye girişmiş bir tiyatro topluluğumuz var: Devrim İçin Hareket Tiyatrosu…”
Genç tiyatrocular o günlerde greve gitmiş olan Magirus Fabrikası işçileriyle görüşerek dertlerini, şikâyetlerini saptamış, ardından da fabrikanın önünde bu sorunları işleyen, çözüm yollarını tartışan “Grev” adlı oyunu sahnelemişlerdi. Gösteriyi büyük coşkuyla izleyen grevci işçilerden bazıları da heyecanlarını yenemeyerek oyuna katılmış, oyuncu ile seyirci kenetlenmişti…
Yazımız “Amaç da buydu zaten… Sahne ortadan silinmiş, bütün seyircileri içeren bir platform olmuştu…” diye bitiyordu.
Bu efsanevi sokak tiyatrosunu yaratan dostlarımızdan Mehmet Ulusoy, Ali Özgentürk, Can Yücel, Kuzgun Acar, Bige Berker, Sermet Çağan, Aydın Engin, Nejat Feruz, Seçkin Selvi, Işıl Türkben ve Sadık Karamustafa’yı anımsıyorum. Kuşkusuz isimlerini anımsayamadığım başka sanatçı dostlar da vardı…
Mehmet Ulusoy 1969 yılında Devrim İçin Hareket Tiyatrosu’ndan ayrılarak Kuzgun Acar ve Bige Berker’in de aralarında bulunduğu bir grup arkadaşıyla birlikte İşçi Tiyatrosu adı altında daha iddialı yeni bir sokak tiyatrosu kurmuştu. Bu tiyatronun benim için son derece önemli bir anısı da var…
Geçen yazılarımdan birinde de anlattığım gibi, 51 yıl önce İstanbul dünyanın en büyük kapitalistlerinin katıldığı Uluslararası Ticaret Odası yıllık toplantısına ev sahipliği yapıyordu. Bu para babalarını en iyi şekilde ağırlayabilmek için devletin tüm olanakları seferber edilmiş, yapımı 23 yıldır süren Taksim'deki İstanbul Kültür Sarayı birçok eksiklere rağmen alelacele kullanıma açılmıştı.
Bâbıâli medyası, genel yayın müdürleri de tezgâha ortak edildiğinden, "güler yüzlü kapitalizm" propagandasına geniş yer veriyor, yedi düvelden gelmiş kapitalist eşlerinin hamam sefalarını "binbir gece masalları" havasında yansıtıyordu.
Bu toplantının yapılmasını eleştiren tek yayın organı Ant Dergisi olduğu için konferansa başkanlık eden IBM’in Amerikalı patronu Arthur K. Watson açılış konuşmasına doğrudan bizim dergiye saldırarak başlamıştı, ben de bunun üzerine yazdığım bir başyazıda tekelci kapitalizmin sözcüsüne hak ettiği yanıtı vermiştim.
Bu kapitalistler işgalini solculuğu kendinden menkul kimileri de dahil herkes sineye çekerken sadece devrimci gençlik ve işçi örgütleri, toplantının yapıldığı Taksim’deki Kültür Sarayı önünde bir forum düzenleyerek emperyalizmin kirli oyunlarını açıklayıp anti-emperyalist ve anti-kapitalist mücadeleyi daha şiddetli şekilde sürdüreceklerini açıklamışlardı.
Bir de Mehmet Ulusoy’un da içinde bulunduğu İşçi Tiyatrosu aynı gün yine Kültür Sarayı’nın önünde “Ya vatan ya Amerika” oyununu temsil ederek toplantıyı protesto etmişti.
Sevgili Mehmet Ulusoy’la aynı safı paylaşımımız, 12 Mart darbesinden sonra sürgünde de devam etti.
Cuntaya karşı demokratik direniş çalışmalarını 1971’in ikinci yarısında Kuzey Avrupa ülkeleriyle Batı Berlin’de yürüttükten sonra 1972 başında Paris’e geçmiş, bir yandan kukla başbakan Nihat Erim’in göz boyama ziyaretine karşı Fransız medyasını uyarırken, öte yandan uluslararası insan hakları kurumlarına iletilmek üzere çeşitli dosyalar hazırlamaya yoğunlaşmıştık.
O dönemde Paris’te bulunan Türkiye’nin en eski komünist sürgünlerinden Prof. Fahrettin Petek başta olmak üzere Türkiye’den tanıdığımız Ataol Behramoğlu, Necmiye Alpay, Feridun Aksın, Nevhiz Aksın, Jak Şalom, Başar Sabuncu, Gaye Petek gibi dostlarımızla sürekli ilişkideydik.
Bir süre sonra bu dostlarımız arasına Mehmet Ulusoy da katıldı. O da bizim gibi 12 Mart darbesinden sonra ülkesini terk etmek zorunda kalmış, Fransa’nın tiyatro ortamında Türkiye konusunda farklı bir ses getirmek üzere yoğun çalışmaya girmişti.
Aslında Mehmet Ulusoy Fransa’nın yabancısı da değildi. Türkiye’de sahne yaşamına Galatasaray Lisesi’nin tiyatro kolunda başlayıp Ulvi Uraz, Yıldız Kenter, Sermet Çağan ve Muhsin Ertuğrul gibi ustalarla çalıştıktan sonra 1963’te Avrupa’ya gitmiş, Berliner Ensemble’da staj yaptığı gibi Paris’te Sorbonne Üniversitesi Tiyatro Enstitüsü’nde öğrenim görmüştü. Ardından da üç yıl Milano’da Piccolo Teatro ve La Scala Operası’nda asistanlık yapmıştı.
Ulusoy’un sürgün yıllarındaki ilk girişimi çeşitli ülkelerden gelen oyuncularla birlikte Théatre de Liberté'yi (Özgürlük Tiyatrosu) kurmak oldu. 1972 ortalarında Paris sokaklarını Ulusoy’un sahneye koyduğu Légendes à venir (Gelecekten Destanlar) adlı oyunun afişleri süslüyordu. Afişte yer alan Abidin Dino’nun deseni cami ve darağacı arasında kıstırılmış olarak mücadele veren işçileri temsil ediyordu.
Gérard Philippe de Saint-Denis tiyatrosunda sahnelenen oyun Nazım Hikmet’in dizelerinden Aziz Nesin’in kısa hikâye ve skeçlerinden Anadolu halk masalları ve tekerlemelerine kadar birbirinden çok farklı üslupta yazılı ve sözlü malzemeyi içeriyordu. Ulusoy’un Türkiye’de başlattığı sokak tiyatro formunda sahnelenen ve büyük beğeni toplayan Gelecekten Destanlar daha sonra İtalya ve İsviçre’deki çeşitli festivallerde Fransız tiyatrosunu temsil edecekti.
Ulusoy Paris’te ertesi yıl Nâzım Hikmet’in Sevdalı Bulut’unu sahneye uyarlayacak, bu yapım başta Avignon Festivali ve Venedik Bienali olmak üzere Avrupa’nın çeşitli sahnelerinde 167 kez temsil edilerek büyük başarı kazanacaktı.
Ulusoy, 1974 yılında yine Paris’te Bertolt Brecht’in Kafkas Tebeşir Dairesi’ni ünlü Théâtre du Soleil’de sahneleyerek evrenselleşme yönünde önemli bir adım daha attı. Sahne tasarımını Metin Deniz, mask tasarımlarını ise Kuzgun Acar yapmıştı. Oyunun galasına ünlü Fransız şairi Jacques Prévert de onur vermişti. Gösteriyi çok beğenen şair oyunun sonunda Mehmet Ulusoy’dan bir makas ve bir kerpeten isteyerek, Kuzgun Acar’ın yaptığı masklardan ufacık bir çivi, Metin Deniz’in yaptığı perdeden de küçücük bir parça alıp hatıra olarak cebine koymuştu. Takdirin böylesi karşısında Mehmet Ulusoy, Kuzgun Acar ve Metin Deniz gözyaşlarını tutamamışlardı.
Ulusoy, aynı yıl hem Kafkas Tebeşir Dairesi hem de Yüksel Arslan’la birlikte Karl Marx’ın Kapital’inden esinlenerek sahneye uyarladığı Buzlu Suların Bencil Hesaplarında adlı oyunla Avignon Festivali’ne katılacak ve ünü uluslararası bir boyut kazanacaktı.
Mehmet Ulusoy 1977 yılında bizim de çalışmalarına katıldığımız Türkiyeli İşçiler Kültür Merkezi’nin daveti üzerine Brüksel’e gelerek Sevdalı Bulut’u Türkiyeli göçmenlerin yoğun bulunduğu Schaerbeek’te de sahneye koydu.
1975-76 senelerinde Sorbonne Üniversitesi’nde öğretim üyeliği de yapan Ulusoy daha sonra Türkiye’ye dönerek 1979-80 yıllarında Dostlar Tiyatrosu'nda çalışmaya başlamıştı… Ne var ki, 1980’de gelen 12 Eylül darbesi Mehmet Ulusoy’u yeniden sürgüne zorlayacaktı.
80’lerdeki bu yeni sürgününün ilk yılında Nazım Hikmet’in yapıtından uyarladığı Benerci Kendini Niçin Öldürdü? ile Avignon Festivali’nin açılışını gerçekleştirdi. Fransa’da sağcılar tarafından “komünist” olarak damgalanmasına rağmen en önde gelen sağcı tiyatro eleştirmenleri bile “…tiyatro, izleyicisine hiçbir zaman bu kadar yakın olmadı.”, “…ideolojik fikirlerine katılmayabilirsiniz ancak şunu kabul etmek gerekir ki onun sahneye koyduğu oyunlar birçok yenilikler içeriyor!” diyerek Ulusoy’u övüyorlardı.
Ulusoy bu oyununu, birçok ülkede olduğu gibi, 1981 yılında Brüksel’e gelerek Théâtre 140’da da sahneye koydu…
O sırada Türkiye İşçi Partisi genel başkanı Behice Boran da Belçika’ya iltica etmişti, misafirimizdi… Mehmet Ulusoy Benerci Kendini Niçin Öldürdü?’nün galasına Boran’ı da davet etti… Oyunu birlikte izledik. Tüm seyirciler gibi Boran da oyunu çok beğenmişti, Mehmet’i hararetle kutladı.
Ulusoy’la daha sonraki yıllarda hiç beraber olamadık… Ancak Benerci Kendini Niçin Öldürdü?’yü sahneye koyarken asistanlığını yapan dostumuz Işıl Kasapoğlu da başarılı bir yönetmen olarak isim yapmakta gecikmedi. 1985’de kukla sanatçısı Karine Cheres ve meddah rolünü üstlenen dostumuz Melih Düzenli ile birlikte davetimiz üzerine Brüksel’e gelerek Botanique gösteri merkezinde Nasreddin Hoca gösterisini sahneledi.
Sevgili Mehmet Ulusoy en son Erasmus’un Deliliğe Övgü adlı eserinin uyarlaması üstüne çalışıyordu. Benerci Kendini Niçin Öldürdü? ve Topor-Party adlı oyunların 2005 Nisan’ındaki Paris turnesi sırasında akciğer kanseri tedavisi görürken kalbine yenik düştü.
Vefatının ardından, Béatrice Picon-Vallin ve Richard Soudée’nin yazıp derlediği Mehmet Ulusoy - Un Théâtre Interculturel (Kültürlerarası Bir Tiyatro) adlı kitap Paris’te L'Age d'Homme yayınevi tarafından yayımlandı.
Mehmet Ulusoy’un Paris’te pek çok yapımının sahnelendiği Théâtre Gérard Philippe de Saint Denis (TGP) tiyatrosunun içinde bulunan dört sahneden birine 12 Şubat 2009’da “Mehmet Ulusoy Sahnesi” adı verildi.
Mehmet Ulusoy’u daha iyi tanımak isteyenlere Internet üzerinden ulaşabilecekleri iki değerli çalışmayı tavsiye ediyorum:
TC Haliç Üniversitesi’nden Ali Pınar’ın yüksek lisans tezi:
Mehmet Ulusoy Tiyatrosunda Çokkültürlülük
Burak Üzümkesici’nin e-skop sitesindeki incelemesi:
Köksüz Bir Estetiğe Karşı: Devrim İçin Hareket Tiyatrosu
Sadece ünü tüm dünyaya yayılmış bir tiyatro insanı değil, aynı zamanda faşizan yönetimlere karşı hem Türkiye’de hem de sürgünde tavır koymakta hiç tereddüt etmemiş bir devrimci olan sevgili Mehmet Ulusoy’u özlemle anıyorum.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
9.10.2025
14.09.2025
7.09.2025
13.07.2025
10.03.2025
30.10.2024
15.10.2024
7.10.2024
25.09.2024