Elif ÇAKIR
Geçtiğimiz Cuma günü sabah saatlerinde bir mektup aldım. Zarfın içine iliştirilen bu fotoğraf içimi yaktı. Mektubu okuduğumda ise mideme tonlarca ağırlıkta yumrukların atıldığını hissettim.
Fotoğrafa dikkatlice bakın...Bu fotoğraf karesinde gencecik bir baba ve üç çocuğu var. Babasına sokulmuş, beyaz gömlekli olan beş yaşındaki Osman Bahadır olmalı. Kırmızı beyaz çizgili tişörtlü olan dört yaşındaki Ömer Mahir... Babanın kucağında tutmaya çalıştığı ağlayan çocuk ise bir buçuk yaşındaki Ali Asaf...
Bu fotoğraf Düzce T Tipi Cezaevinde çekilmiş.
Hayır, bu fotoğraf babalarını ziyarete gittiklerinde çekilmemiş, zira bu üç çocuk cezaevinde kalıyor. Çünkü anneleri de cezaevinde...
Okuduğumda ‘mideme tonlarca ağırlıkta yumrukların atıldığını hissettim’dediğim mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum. Baba Fuat Alperen Çatpınar cezaevinde yaşadıkları dramı şöyle anlatıyor:
“Ben B-6 koğuşunda kalıyorum eşim ise D-4 koğuşunda. Çocuklarım zaman zaman iki çocuğum Osman Bahadır (5) ve Ömer Mahir (4) sıkılıyor ve babaannelerinin yanına göndermek zorunda kalıyoruz ve tekrar cezaevine geldiğinde ‘Anne sen bu kapıyı açamıyor musun’ diye soruyorlar. Çocuğum bu soruyu sordukça koğuştaki kadınlar gözyaşlarına boğuluyor. Çocuklarım dışarı gidince de annemi özledim diye ağlıyorlar. Bir kısır döngünün içine giriyoruz. Küçük çocuğum Ali Asaf (1,5) devamlı cezaevinde kalıyor ve mazgaldan karavana verin denilince plastik karavanaları mazgala götürüyor. Bunu bir oyun zannediyor. Çocuklarım cezaevinde sık sık hastalanmakta. Osman Bahadır büyük çocuğuma büyüme geriliği teşhisi kondu ve tedavisi cezaevi şartlarında mümkün olmamaktadır. Ve psikolojik olarak sıkıntı yaşamaktadır.”
İçiniz yandı değil mi? Nasıl yanmasın ki... “Anne sen o kapıyı açamıyor musun?”sorusu karşısında bir annenin çaresizliğini düşünün!
Dışarıya çıkmak isteyen dört –beş yaşındaki bir çocuğa demir kapıların açılamayacağı nasıl anlatılabilir?
Dört beş yaşındaki bir çocuk annesini ve babasını görmeden kaç gün dayanabilir?
Hangi annenin babanın yüreği dayanabilir böylesi bir sahneye?
Ömer Mahir’in Osman Bahadır’ın annelerine sordukları “sen o kapıyı açamıyor musun?” sorusu beni, 12 Eylül döneminde yaşanmış gerçek bir hikaye olan “Uçurtmayı Vurmasınlar” filmine götürdü. Filmde beş yaşındaki Barış’ın belleklere kazınan o meşhur “Niye uçmuyor İnci?” soru sahnesini çok iyi hatırlıyorum:
Hapishanede dünyaya gelen ve dört duvar arasından başka bir şeyi göremeyen küçük Barış, hapishane avlusunda oynarken gökyüzünde bir uçurtma görür. Fakat ne olduğunu bilemez çünkü ilk kez görüyordur. Ve kadın hükümler arasında kendisine arkadaş yaptığı İnci’ye koşup, gördüğü şeyi “şöyle kocaman kuyrukları vardı” diye tarif ederek sorar. Gördüğü şey uçurtmadır.
Barış günlerce gökyüzüne bakar, uçurtmayı arar ve İnci’ye sorar: Niye uçmuyor İnci?
Ve Barış’ın İnci’yle şu konuşmaları...
* “Burada uçmaz Barışçım çok küçük gelir bu avlu ona.”
* “Küçük uçurtma uçururuz.”
* “Yine uçmaz, kocaman çayırlarda uçurtmak gerekir.”
* “Kocaman çayır nasıl olur İnci?”
* “Hani renkli kitapta resmine bakmıştık.”
Yıllar sonra filmi ve bu sahneleri yeniden, yeniden, yeniden izledim. Nedendir bilmem kırmızı beyaz çizgili tişörtlü Ömer Mahir’in (doğru bilmişimdir umarım) bakışlarını, yüzünü, adam akıllı bir 12 Eylül eleştirisi olan “Uçurtmayı Vurmasınlar” filminin beş yaşındaki Barış’ına benzettim.
Zamanımızda da böylesi pek çok dramların yaşandığı muhakkak. Pek çok çocuk annesi ve babasıyla birlikte hapis yatıyorlar.
Adalet Bakanlığı yetkilileri, cezaevlerinde annelerinin yanında kalan 0-6 yaşında 703 çocuk olduğunu açıkladı. (21 Mayıs 2019)
Yani, dört yaşındaki Ömer Mahir, beş yaşındaki Osman Bahadır ve bir buçuk yaşındaki Ali Asaf, cezaevlerindeki FETÖ tutuklusu annelerin yanında kalan 703 çocuktan sadece üçü.
Peki, annesi ya da babası veya her ikisi cezaevinde olduğu için akrabaları tarafından bakılan altı yaş üstü kaç çocuk var?
Tutuklu anne ve babalar beraat edebilirler. Suçsuzlukları ortaya çıkabilir yargı “pardon” diyebilir. Ya da suçlu oldukları ortaya çıkabilir şu kadar sene hapse mahkum olabilirler.
Ancak bu çocuklar küçücük yaşta maruz kaldıkları ağır travmalarının etkisini ömür boyu yaşayacaklar...
Yargıda, emniyette, askerde ve devletin önemli kademelerinde görevlerini suiistimal edenleri, darbe ile ciddi şekilde şekilde ilişkisi bulunanları, soru çalanları, suç teşkil edecek işlere bulaşanlar cezalarını çeksinler, tamam. Kimsenin buna bir şey dediği de yok zaten. Bunlara acınmasın, tamam.
Tamam da...
Ancak içeride tutuklu olanların kaçı gerçekten de darbe ile ilişkili? Cezaevinde kalan bu 700 çocuğun annelerinden kaçı gerçekten de suçlu. Kaçı FETÖ’nün yasadışı gizli yüzünü bilerek ona hizmet etmiş.
Bir yıl önce FETÖ’cü diye içeri alınanlar bir yıl sonra tahliye ediliyor. Adalet Bakanı Gül’ün kullandığı kavramla söyleyelim, yani yargı “pardon” demeye devam ediyor. Çünkü bir hukuk devletinde normalde soruşturma konusu dahi olmayacak hadiseler suç delili sayılıp tutuklamalar yapıldı hala yapılmaya devam ediyor.
AHİM’in, AYM’nin ihlal kararları, bu vahim adli hataları önlemeye yetmedi.
Bunların hepsi vahimdir ancak en azından 0-6 yaşında çocuğu olan annelerin davalarına dikkat edilse.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül bir baba... HSK’nın başındaki Mehmet Yılmaz, Halil Koç birer baba... Bu davalara bakan hakimlerin büyük bir bölümü ya annedir ya da baba...
700 çocuk cezaevlerinde... Binlerce çocuk dışarıda... Tamam, cezaevinde doğan veya annesiyle altı yaşına kadar cezaevinde kalmak zorunda kalan çocuklara, sanki evlerindeymiş gibi, normal hayat şartlarını oluşturacak bir proje düşünüyormuş Adalet Bakanlığı... Bu güzel bir düşünce...
Fakat bununla birlikte içeride çocuklarıyla birlikte kalan hükümlü, tutuklu annelerin dosyaları hem bekletilmeden hem de dosyalarında gerçekten de suç kanıtı olup olmadığına bakılsa ve neticelendirilse...
Bu çocuklar büyüyecekler. Yaşadıkları ağır travmaların etkileriyle birlikte büyüyecekler... Soruyorum bu çocuklar büyüdüklerinde bu ülke hakkında bu devlet hakkında ne düşünecekler?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024