Enver SEZGİN
Dolmabahçe’de biraraya gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyeti ve hükümet temsilcilerinin düzenledikleri ortak basın toplantısı yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Farklı kesimlerden değişik yorumlar yapıldı. Destekleyenler olduğu gibi, sert tepkiler verenler de oldu. Bütün bunlar normal karşılanmalıdır. Normal olmayan şey ise tartışmaları başka alanlara çekerek, yapılmak isteneni gölgelemeye, onu itibarsızlaştırmaya çalışmaktır.
Örneğin bir siyasi parti lideri, “AKP ve HDP arasında bir seçim işbirliği var,” biçiminde bir açıklama yapabiliyor. Öte yandan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı, Metin Feyzioğlu, “Müzakere masasında Anayasa’nın ilk üç maddesinin değiştirilmesi var mı” diye soruyor. Bunun böyle olmadığını bildiği hâlde bu soruyu soruyor.
Bir yandan da HDP’ye bazı kesimlerden “bizi sattınız” yönünde suçlamalar yöneltiliyor. Bu parti baskı altına alınmak isteniyor.
Olup bitenleri başka bir mecraya taşımak isteyenler var.
Aslında olan nedir?
Kamuoyunun yakından bildiği gibi İmralı ile Hükümet/ Devlet yetkililerinin iki yılı aşan bir süredir devam ettirdiği bir görüşme trafiği var. Görüşmeler birtakım aksamalara rağmen bugüne kadar geldi. Pek çok konu konuşuldu, tartışmalar yapıldı. Bu süre içinde “karşılıklı güvensizliği” artıran gelişmeler de oldu. Hükümetin adım atmamak için direndiğine tanık olduk. Bütün bunlara rağmen yapılan pazarlıklar sonucunda taraflar arasında yeni bir mutabakatın sağlandığını söyleyebiliriz. Dolmabahçe toplantısı her şeyden önce bu anlama geliyor.
Bu açıklama her konuda tarafların anlaştığı manasına gelmiyor. Ancak, Abdullah Öcalan’ın ileri sürdüğü on maddelik deklarasyonun konuşulabileceğinin ipuçlarını veriyor.
Otuz yıldır devam eden kanlı bir savaşın sona erdirilmesidir sözkonusu olan.
Bu açıklama, bir anlaşmazlığı gidermek için iki tarafın oturup konuşması anlamına gelmektedir.
Silahın, yerini siyasete bırakmasıdır.
28 Şubat, barışın gerçekleştiği gün değildir. Ama barışa bir adım daha yaklaştığımız gündür.
Öcalan’ın dediği gibi, “bu bir son değil yeni bir başlangıçtır”.
Bu süreç, kan akmasın, insanlar ölmesin diyedir.
Bu süreç, çatışmaların yerini “demokratik siyaset” alsın demektir.
Çözüm sürecinde en kritik aşamaya geldiğimizi söyleyebiliriz. Bugüne kadar yapılan tartışmalar, sürdürülen görüşmeler “müzakere aşamasına” geçilmesi yönündeydi.
En zor olana geldik. Önümüzdeki günlerde müzakere edilecek konular önümüze gelecektir. Burada ilk tartışılacak olan müzakere sürecinin mekanizmalarının nasıl oluşturulacağı konusudur.
İzleme Kurulu kimlerden oluşacak?
İmralı’da bir sekretarya oluşturulacak mı?
Sorular çoğaltılabilir.
İmralı ile Kandil arasında ilişki nasıl sağlanacak?
Ve asıl zor soru: Müzakere planı nasıl şekillenecek? Abdullah Öcalan’ın önerdiği on maddelik bir reform paketi var. Bu maddelerin içeriği ve kapsamı konusunda taraflar arasında tam bir mutabakatın olduğu söylenemez. Çetin bir tartışma süreci bizi beklemektedir.
Öte yandan bütün bunların yasal değişiklik gerektirdiğini hesaba katacak olursak bunun parlamentoda nasıl ele alınacağı konusu önümüzdeki dönemde gündeme gelecektir.
“Kimlik tanımı, özgür vatandaş” gibi başlıklar, “Yeni Anayasa yapım sürecinde” ele alınıp gerçekleştirilecek olan konular olduğunu düşünecek olursak, uzun bir müzakere sürecinin bizi beklediğini söyleyebiliriz.
Kuzey İrlanda sorununun çözümü için sürdürülen görüşmelerde, Tony Blair’in temsilcisi olan Jonathan Powell, “Herkes hemen bugün çözüm olsun, hemen ödül gelsin istiyor. Ama bu süreç uzun olacak, hazırlıklı olun,” diyor.
“Barış hemen gelmez.”
Çözüm de öyle…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015