Eser KARAKAŞ
Bu habere çok güldüm.
Bu “bilgi ve görgü arttırma” ifadesi eğitime ilişkin resmi metinlerde çok geçer, bana biraz ayıplı bir ifade gibi gelir, öğretim elemanlarını, bürokratları yurtdışına bilgi ve görgü arttırmaları için gönderdiğinizde sanki onlara bilgisiz ve görgüsüz muamelesi yapılıyormuş gibi gelir, bu ifadeyi her duyduğumda biraz gülerim.
Artı Gerçek de bu haberi zaten 2 Kasım Cumartesi günü “Diyanet ABD’ye gidip görgüsünü arttıracakmış” biçiminde vermiş.
Ama bu konuyu Diyanet bağlamında okuduğumda işin içinde çok olumlu yanların da olabileceğini düşündüm.
Milli Görüş çizgisinin tarihsel lideri rahmetli Prof. Necmettin Erbakan Türkiye’deki hukuk dışılığa çok kolay kayabilen laiklik anlayışını eleştirir iken hep “Ben ABD’deki gibi bir laiklik istiyorum” derdi.
Ama ABD’deki din-devlet ilişkilerini biraz biliyorsanız, ABD Anayasasının 1791 tarihli ilk ekini (first amendment) merak etmiş iseniz aslında Erbakan’ın ABD’deki laiklik anlayışını pek istemeyeceğini, hele onun talebelerinin bu tür din-devlet ilişkilerine düşman gözle bile bakacağını anlıyorsunuz.
Diyanet acaba elemanlarını bilgi ve görgü arttırma başlığı altında ABD’ye neden göndermektedir?
Diyanet görevlileri ABD’de İngilizce hâkimiyetlerini biraz arttıracak kadar kalacaklarsa bir itirazım yok.
Diyanet TV için teknik bilgi öğrenmeye gidiyorlarsa, Diyanet’in TV sahibi olması ne demektir bu ayrı konu ama yine bir itirazım olmaz.
Ancak, nihai olarak bu Diyanet görevlileri ABD’ye bizim vergilerimizle gidecekler ise haddimi biraz zorlayıp, onlara ABD’de ne yapmaları konusunda önerilerde bulunacağım.
Diyanet görevlilerinin ilk yapmaları gereken şey rahmetli Erbakan’ın önerdiği ABD türü laikliği (isterseniz sekülerlik de diyebilirsiniz) iyice öğrenmeleri.
Bunun için de yukarıda değindiğim ABD Anayasasının ilk ekinden başlamalarında fayda var.
Ama bu anayasa ekini din-devlet ilişkileri çerçevesinde iyi değerlendirmek için bu eke ilişkin ABD Federal Mahkeme kararlarına da bakmak gerekir.
Tam da bu nedenlerden ABD’ye bilgi ve görgü arttırmaya gönderilecek Diyanet görevlilerin ilk işinin İngilizce konusunda kendilerini geliştirmeleri.
Kanımca, bu görüş doğal olarak tartışmaya açıktır, ABD dünyada laiklik konusunda en gelişmiş ülkedir ve bu gelişmişlik düzeyinin kökeni de o ünlü birinci ektir.
Ancak, ortada bir sıkıntı var.
Şayet ABD’ye bilgi ve görgü arttırmak için gönderilen Diyanet görevlileri vergi ödeyen vatandaşlarımızın hakkını iyi verir ve işlerini de iyi yaparlarsa öğrenecekleri şeylerin kendilerinin çok hoşlarına gideceğini de zannetmiyorum.
İlk öğrenecekleri konu laik bir devlette kamu parasının asla bir inanca tahsis edilemeyeceği temel doğrusu olacaktır.
Buna bağlı olarak da din görevlilerinin devlet memuru olamayacaklarını, bütçeden maaş alamayacaklarını, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi genel idare içindeki bir kurumun laik bir devletin kurumu olamayacağını görecekler, öğrenecekler.
Bilgi ve görgü arttırmak için gittikleri ülkede o ülkenin laiklik-sekülerlik anlayışının Türkiye’deki durumla, kendi konumlarıyla hiç bağdaşmadığını görecekler.
Bu durum ne kadar hoşlarına gidecek, bunu bilemem ama Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarını vergi mükelleflerinin parasıyla ABD’ye ne öğrenmeleri için gönderiyor, bunu anlamakta zorlanıyorum.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025