Etyen MAHÇUPYAN
Kuruluşundan itibaren iktidara uzanıp sürekli birinci parti olarak kalan bir siyasi hareket için en büyük tuzak kendisidir. İster istemez kendinizi olduğunuzdan öte bir ‘tarihsel özne’ olarak algılamaya başlayabilir, ülkeyi sizin yönetmeniz gerektiğini içselleştirir, giderek her türlü yenilginin doğal olmadığına inanabilirsiniz. Bu ruh halini doğrulamak için de karşınızda bir düşman cephesinin bulunduğunu, her yaşananın aslında bir merkezi irade tarafından yönlendirildiğini düşünebilirsiniz.
Ama ya gerçekten de böyle bir ‘cephe’ mevcutsa? Görülebiliyor, izlenebiliyor ve analize açık veriler sunuyorsa? O zaman gerçeklikle ruh haliniz ya da düşünce dünyanız arasına bir çizgi çekmeniz gerekir. Yani bir yandan size ‘komplo’ kuranları ve ‘algı manipülasyonu’ yapanları sergilemeniz ve onlarla mücadele etmeniz gerekir. Ama diğer yandan düşünce dünyanızı kolaycılığa, vasatlığa teslim etmeyip öz eleştirel bakabilmeyi becerebilmelisiniz. Aksi halde hiç beklemediğiniz bir sonuçla karşılaşabilirsiniz: Haklı olduğunuz halde haksız çıkarsınız. Çünkü kendinizi düzeltme konusundaki savsaklamacı yaklaşımınız, yapmadığınız yanlışların kanıtı ve ispatı olarak sunulur.
Burada bir eşitsizlik olduğu açıktır. Sizden başka hiçbir siyasi özneye reva görülmeyen bir davranışla karşı karşıyasınız… Ama bundan daha doğal ne olabilir? Bunca yıl iktidarda kalarak muhaliflerinizin özgüvenini ve hayal dünyasını yıkmış durumdasınız. Bu karşı cepheden adil ve ahlaklı bir mücadele çıkması epeyce büyük bir lüks olurdu. Türkiye öyle bir olgunluğa sahip değil ve hiçbir zaman da olmadı. Dolayısıyla AKP karşıtlarının düzeysizliği son derece normal… Mesele AKP’nin onlarla aynı seviyeye düşmeyecek bir düzey yakalayıp yakalayamayacağı… Bu da örneğin ‘üst akıl’ kolaycılığına kapılmayıp analitik bakmayı, her olayda kendi rolünü nesnel biçimde irdelemeyi gerektiriyor.
Mesele şudur: Bugün AKP’yi devirmeye çalışan bir iç/dış cephenin varlığı açıkça ortada. Muhtemelen belirli kritik anlarda ‘üst akıl’ diyebileceğimiz bir yönlendirici müdahale de yaşanıyor. Ama AKP’yi asıl iktidardan düşürecek olan herhangi bir ‘üst akıl’ değil, ‘kalite açığıdır’. Nitekim şu an itibarıyla AKP karşıtı cephenin stratejisi artık darbe yapmak veya siyaseti muhalefet üzerinden dizayn etmek değil. AKP’yi zorda bırakacak, yanlış yaptırtacak durumlar üretmek. Bunun yeterli olacağını varsaymaları şaşırtıcı olmaz. Çünkü muhtemelen AKP’nin kolayca yanlışa sevk edilebileceğini ve partinin yanlıştan dönme ya da yanlışla yüzleşme ihtimalinin fazla olmadığını düşünüyorlar.
Haziran seçim sonuçları bu açıdan önemli bir belirtiydi. Seçmenin kritik bir bölümünün AKP’nin yanlışlarına karşı duyarlı olduğunu gösterdi. Eğer AKP kendi düşünsel çerçevesini ‘üst akıl’ türünden, içi istenilen şekilde doldurulmaya müsait kaba genellemeler üzerine oturtursa kaliteli seçmenini kaybeder. Kalite açığının yapısallaştığı ve ‘resmi parti söylemine’ dönüştüğü noktada ise AKP muhtemelen sandıkta iktidardan düşer…
Eğer bir ‘üst akıl’ varsa, bizzat ‘üst akıl’ söyleminin o ‘üst aklı’ siyaseten beslediğini görmek zor olmamalı. AKP ‘sevdalıları’ AKP’yi yenilgiye sürüklerse bu hazin bir ironi olur…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023