Etyen MAHÇUPYAN
Kemalist Cumhuriyet rejiminin temel mantığı ülkeyi ‘ilelebet’ yönetecek ideolojik, sosyolojik ve siyasi bir merkezin oluşturulması ve onun meşru kılınmasıydı. ‘Türk ve laik’ kimliğe ve kurucu kişi yüceltilmesine dayalı bu sistem, merkezin etrafında gelişen bir sosyolojik ağla beslenirken, ‘bilimsel ve modern’ olduğu ölçüde yönetmeyi de ‘hak’ etmiş oldu. Siyaset merkezle halk arasında bir tampon işlevine sahipti ve sosyoekonomik düzenlemeleri yapmakla sınırlı bir alana sahipti. Asıl güç ise çekirdekte askerin, onun etrafında yargının ve nihayet dış çeperde sivil bürokrasinin olduğu merkezdeydi.
Bu nedenle on yıllar boyunca halk çocuklarının devlette bir iş bulması için uğraştı. Çünkü sınıf atlamanın en kolay ve gerçekçi yolu buydu. Siyaset de aynı işe yarıyordu. Bürokrasi ile işbirliği kanallarını açıyor, servet ve güç imkanı yaratıyordu.
***
AK Parti iktidara geldiğinde, hasbelkader istihdam edilmiş liyakat sahibi kişiler dışında, bürokrasinin orta üst kademelerinde üç grup vardı: Kemalistler, MHP eğilimli milliyetçiler ve herhangi bir gruba bağımlı olmamakla birlikte hepsiyle çalışabilecek oportünistler. AK Parti bürokraside reform yapmak, merkezin gücünü azaltmak, demokratik bir yapıya doğru yönelmek istiyordu. Söz konusu grupların hiçbiriyle yürümesi mümkün değildi. Öte yandan kendi ‘elinde’ güvendiği yetişmiş bürokrat da bulunmuyordu. Mantıklı alternatif muhafazakar tabandan gelen ve büyük çoğunluğu AK Parti seçmeni olan Gülen cemaatinden yararlanmaktı.
Gülenciler buraya yerleştikten itibaren Kemalistleri ve MHP’lileri tasfiyeye yöneldiler, oportünistleri ise dağıttılar ve işlerine gelenlerle işbirliği yaptılar. AK Parti Gülencilerle birlikte yürüneceğini düşündü, sandı ve umdu. Ancak bu epeyce naif bir yaklaşımdı, çünkü bürokrasi Türkiye’de gerçek bir siyasi güç. Bunu ele geçirenin herhangi bir siyasi parti ile paylaşması siyasetin doğasına aykırıydı. Bu tespiti yapıp çaba gösterseniz bile, başarılı olmak için ya uzun ve kavgasız bir süreye ya da tam tersine bir darbe ortamına ihtiyacınız var. AK Parti ise Kemalizm’le kavga halindeydi, ideolojik meşruiyeti zayıftı ve acilen tedbir almak durumundaydı. Böylece bürokraside Gülen’e teslim olma noktasına doğru gelindi ve Cemaat tarafından bilerek de getirildi.
***
AK Parti istese de bürokrasiyi dönüştürme fırsatını yakalayamadı. Nitekim bu toprakların bürokrasisine hakim olan hiçbir güç bugüne dek bu avantajını bir siyasi harekete ‘yedirmedi’… Bu kadar oy alan bir partiye bürokrasinin teslim edilmesi, yönetim mekanizmasındaki güç dağılımının kalıcı biçimde değişebilmesi demekti. Belki AK Parti de kendisinin sistem için nasıl bir tehdit oluşturduğunu tam olarak hiçbir zaman idrak edemedi ve bu nedenle uzun vadeli ve derinlikli bir reform bakışı geliştirmedi.
15 Temmuz darbe girişimi ilk kez AK Parti’nin önüne radikal bir müdahale fırsatı çıkarmış durumda. Bürokrasinin bir bütün olarak zihniyeti, içyapısı, hiyerarşisi, kuralları ve sivil denetimi ile yeniden yapılandırılması mümkün. Ama bu büyük ölçüde ‘teorik’ bir ihtimal… Çünkü devleti yeniden şekillendirme yeteneği yakalamış olan bir siyasi parti, kendisi ‘merkez’ olmuş, kendi bürokrasisini bir anda aşırı güçlendirmiş demektir.
Soru AK Parti bürokrasisinin Cumhuriyet’in Kemalist vesayetçi bürokrasisinden zihniyet ve kurumsal kültür olarak faklı olup olmadığıdır… Eğer bir fark yok ise ya da oluşturulamazsa çıkacak sonuç bir ‘reform’ olmayacak, ancak devletteki sürekliliğin bir diğer nişanesi olarak tarihe geçmekle
kalacaktır...
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023