Etyen MAHÇUPYAN
Esat rejiminin vahim hataları sonucu toplumu elinden kaçırması ve özellikle IŞİD’in denkleme girmesiyle birlikte Suriye’nin kuzeyinde nispeten özerk bir Kürt yapılanması fırsatı doğmuştu. PKK bundan azami ölçüde yararlandı ve hasımlarının da teslim ettiği üzere başarılı oldu. Yürütülen strateji ortamın boşluğundan yararlanmak ve her imkanı kendi lehine kullanmaktan ibaretti ama işe yaradı. Bugün PYD ve YPG sivil ve askeri yönetimin çekirdeğini oluşturuyor. Ancak bunun etrafında SDG gibi Arap aşiretlerle beslenen ve siyasi/askeri kanadı olan resmi yapılanmalar ve cemaatlerin özyönetimine dayanan sosyoekonomik ağlar da ortaya çıkmış durumda. Kısacası biz hoşlansak da hoşlanmasak da PYD Kuzey Suriye’de kendini idame ettirebilen bir düzen sağlayabiliyor. Batı ise hem askeri becerisinden, hem de daha ‘eşitlikçi, seküler ve modern’ toplumsal yapısından hareketle bu gelişime ‘sempati’ ile bakıyor.
***
Diğer taraftan PKK da söz konusu gelişme sayesinde artık sadece ütopik hayalleri olan ve ‘romantik şiddet ideolojisi’ üzerinden mücadele sürdüren, dağlara sıkışmış bir örgüt değil. Suriye’deki yapılanmanın PKK’nın askeri önemini azalttığı bile söylenebilir. Nitekim bugün PKK 8 bin kadar militana sahipken YPG kadrolarında 50 bin kişi var ve bunların birçoğu da PKK ideolojisini paylaşmıyor. Ancak öte yandan YPG halen PKK stratejisi içinde davrandığı gibi, ana örgütün daha siyasi bir zemine oturmasının da olanağını sağlıyor.
Şimdi durup düşünelim… ABD desteği ve Rusya’nın onayı ile SDG’nin Rakka’yı IŞİD’in elinden aldığı noktada, karşımızdaki tablonun siyasi veçhesi önemli bir değişikliğe uğrayacak. PYD barış ve çözüm için kendisine düşeni yaptığı gerekçesiyle Astana ve Cenevre’ye katılmak isteyecek. Bu olayın PKK dışı Kürt partilerinden bazılarının PYD’ye yanaşması ile sonuçlanması şaşırtıcı olmaz. PKK ise o noktadan itibaren ‘saldırgan bir terörist örgüt’ yaftasından kurtularak, ‘Kürt haklarının güvenilir savunucusu’ koltuğuna oturma şansı yakalayacak.
Bu ihtimalin PKK tarafından ne kadar iyi kullanılacağı muhakkak ki ABD ve Rusya yanında Türkiye’nin de tutumuyla bağlantılı olacak. Ancak şunu görmekte yarar var… Türkiye PKK ve PYD’nin hayallerine sekte vurabilir, ama onları ortadan kaldıramaz ve bu ‘aktörü’ Ortadoğu siyasi denkleminden çıkartamaz.
Böyle bir tablo ile karşılaştığında Türkiye’nin tutumu ne olacak? Hızla strateji değiştirip PKK/PYD ile daha ‘yumuşak’ ilişkiler kurulması, meselenin siyaseten masada çözülmeye çalışılması kağıt üzerinde mümkün. Buna ABD ve Batı’dan da büyük destek gelecektir. Ne var ki dış politika artık iç politikadan bağımsız değil ve yeni Erdoğan iktidarının devletçi/milliyetçi anlayışı aşması zor. Ayrıca bunca zaman ‘fare gibi kaçıyorsunuz’ repliğinin ima ettiği bir strateji yürüttükten sonra geri adım atmak da psikolojik olarak sıkıntılı…
***
Dolayısıyla ne denli gerçekçi olduğu bir tarafa, Türkiye muhtemelen şu anki tavrını sürdürecek ve kendi sınırında ‘göreceli’ bile olsa özerk bir PKK/PYD oluşumuna razı olmadığını söyleyecektir. Ama bu tutum sadece ABD ile yeni bir gerilim yaşamak anlamına gelmez. Türkiye’nin Suriye’deki barışa engel olan ülke gibi algılanmasına neden olabilir ve kimsenin kuşkusu olmasın ki çok sayıda ülke bu söylemi tekrarlamaktan çok mutlu olur…
Dolayısıyla eğer akılcı bir yol izlenmek isteniyorsa, gerçeklere gözümüzü kapamanın pek bir yararı yok… Türkiye’nin bir an önce arka plan siyasetine girişmesi ve muhtemel pazarlıklar öncesinde, varılacak anlaşmaların kendisinin de uygun bulacağı şekilde olgunlaşmasına katkıda bulunması gerekiyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023