Etyen MAHÇUPYAN
Kültürel hegemonyanın niye Batı’dan Doğu’ya işlediğini ve bunun bizim ruh halimizde yarattığı etkileri anlamaya yönelik arayış yazılarına bir küçük ilave olarak, bugün Halil Berktay’ın ‘ABD seçimleri (4) Biden’ın liderliği tartışması’ (12 Kasım) başlıklı yazısını ele alacağım.
ABD seçimlerinin kültürel hegemonya ile doğrudan bir ilgisi tabii ki yok, ama Berktay herhalde söz konusu seçimlere tamamlayıcı bir öğe olarak düşündüğü bana yönelik eleştirilerini de yazısına eklemeden edememiş. Benim ‘Beş yüz yıldır değişmeyen ‘şey’ (10 Kasım) başlıklı yazımı her zamanki hoşgörülü ve alicenap yaklaşımıyla ele alıp ‘iltifatlarını’ esirgememiş.
Yazımı “Hemen tamamen tarihle, Osmanlı tarihiyle ilgili” bir metin olarak tanımladıktan sonra şöyle devam ediyor: “Bilgi olarak da yanlış, yöntem (kaynak analizi) bakımından da yanlış. En basiti II. Selim’in kalabalık ‘av dönüşü’ gösterisini de, İran elçisinin çemkirmesini de nasıl okuyacağını bilmiyor Mahçupyan. Elçinin (güya) ‘umursamaz’lığını Osmanlı’nın (güya) kofluğunun objektif, gerçekçi, modern (bugünkü) bir eleştirisi gibi yorumluyor. Bütün bu törenlerin ve karşılıklı jestlerin, o çağ açısından evrensel ne tür kalıp-roller ve kalıp-tavırlar olduğundan habersiz. Sırf Osmanlıya özgü sanıyor. Ve sonuçta, öncekinden çok daha koyu, çok daha net biçimde Oryantalist bir düşünce ufkuna (ironik olarak, fazlasıyla modernist-Cumhuriyetçi denebilecek bir anti-Osmanlıcılığa) savruluyor.”
Belli ki bazı şeyler Berktay’ı yerinden hoplatmış. O kadar ki okuduğunu anlamadığını bile anlamadan mahallenin bekçiliğine, bilim jandarmalığına soyunmuş. İnsan kendi bildiğine duygusal bağ ile bağlandığında bu tür tepkiler olağandır… Herkesin başına gelebilir.
Baştan başlayalım. Berktay benim yazımı tarihle ilgili sanıyor. Çünkü geçmişte olan birkaç olayla ilgili o olayları yaşayanların gözlemini aktarıyorum. Eğer her geçmişten olay naklettiğimizde Berktay’ın ya da bir tarihçinin müfettişliğine mahkumsak vay halimize… Şöyle düşünün: Bir kahvede arkadaşınızla sohbet ederken, ‘bu sıra dağlar milyonlarca yıldır buradaymış ama ardından geçen nehrin suladığı ovalar epey sonradan oluşmuş’ gibi bir laf etseniz… Ve yan masadan biri şöyle dese: ‘Arkadaş sen coğrafyacı mısın ki bu konuları konuşuyorsun?’ Ne kadar abes bir takıntı hali diye düşünmez miyiz? Coğrafya disiplininin malzemesi olan bir olgunun onun dışında bir çerçevede ele alınabilmesi caiz değil mi?
Berktay benim beş yüz yıl önceden örnek vermemden hareketle tarih metni yazdığımı sanmış. Ama ben zihniyet meselesi ile ilgiliyim. Berktay her geçmiş olayı kendi zihnindeki tarihsel bağlamın içine oturtup oradan acul sonuçlar üretebilir. Ne var ki hayatta ve bilimsel alanda başka bağlamlar da var… Bir bilim insanının hiç olmazsa gördüğünde o farklı bağlamların farkına varması gerekmez mi? Geçmiş olaylar tarih disiplini içinde farklı, zihniyet analizi içinde farklı işlevler görür.
İkinci nokta, kullandığım örneklerin ‘hem bilgi hem yöntem olarak’ yanlış olması meselesi… Örnekleri Metin And’ın geçen yazıda zikrettiğim kitabından aldım ve hepsi o dönem olaya tanıklık etmiş kişilerin nakline dayalı. Ayrıca eğer fazla kaynak mevcutsa And birden fazla gözlemciye referans veriyor ve söyledikleri birbiriyle çelişkili olduğunda da düzeltmiyor. Diğer değişle neredeyse bire bir nakille yetinmiş.
Kullandığım örneklerin ‘yanlış’ olması, herhalde ‘uyduruk’ anlamında değil, çünkü henüz hiçbir tarihçi And’ın kitabındaki olayların yazar veya gözlemci tarafından uydurulmuş olduğunu söylememiş. ‘Yöntem bakımından yanlış’tan kasıt ise geçmiş olayın bugünkü algı üzerinden okunması. İran Elçisinin ‘umursamazlığı’ beş yüz yıl önce bugünkünden bir miktar farklı anlam ifade edebilir tabii ki… Ancak adam güç göstermenin çok ‘zavallıca’ olduğunu da söylemiş. Bu da günümüze göre bir nüansa işaret edebilir, ama maalesef fazla değil. Çünkü nasıl güç gösterme merakı bir zihniyet göstergesiyse, onun zavallı bulunması da aynı ölçüde evrensel bir zihinsel algı. (Kanuni’nin “beni bana anlattığın için” repliğine hiç gelmiyorum…)
Eğer geçmişteki olayları bugüne taşıyarak anlamak mümkün değilse, tarihçinin kendi zihninde geçmişe gitmesi gerekecektir. İyi de tarihçi bugünkü zihniyle nasıl geçmişe gidip, o geçmişi hakkıyla anlayabilir? Tarihçinin geçmişte ve bugün aynen geçerli olan bir bağa, köprüye, gördüğünü tanıdığını söylemesine izin veren bir güven zeminine ihtiyacı var. Bu zemin zihniyettir… Tarihçi önce geçmişin zihniyetini kavramadan, geçmiş olguların anlamını da bilemez. O nedenle bir tarihçinin zihniyet bağlamını görür görmez tanıması beklenir… Tabii kendi tarihçiliğinin de bir zihniyete oturduğunu idrak etmişse.
Berktay eleştiri olarak Osmanlı’da o dönem görünen davranış kalıplarının Batılı ülkelerde de olduğunu söylüyor. Tarihle ilgili herhangi bir meraklı ve düzgün okuyucunun haliyle bildiği basmakalıp bir tespit. Ben Osmanlı’da olan başkalarında yok demiyorum ki… Beş yüz yıl önce Osmanlı’da olan nasıl bizde hala değişmeden var oluyor diye soruyorum.
Hatta Berktay’ın ‘hassasiyetini’ eklediğimizde durum daha ilginç hale geliyor. Beş yüz yıl önce Osmanlı ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde aynı/benzer davranış kalıpları ve tutumlar varmış. Batı’da bugün onlar kalmamış, ya da iyice arka plana itilmiş… Oysa bizde giderek toplumsal ruh halinin parçası haline gelmiş ve ‘kemikleşmiş’. Acaba niçin? Batı’daki bu değişimin kökleri nereye kadar geri gitmekteymiş? Zihniyet değişimi her zaman yeni bir zihniyetin eskiye eklemlenmesini ifade ettiğine göre, acaba Batı’nın yeni zihniyeti neymiş ve biz o zihniyete niçin uzak durmuşuz?
Berktay’ın itirazı akla şöyle bir durum getiriyor: İki kardeş sohbet ederlerken biri ‘bizim babamız megaloman’ diyor… Diğeri hemen itiraz ediyor: Ama komşu Necla’nın babası da megaloman! Berktay komşularla ilgilenebilir ve o da değerli bir uğraş. Ancak ben ‘bizim babamızın’ niye böyle olduğu ve niye değişmediği ile ilgiliyim. Geçmişte Sultan-Saray-bürokratik elit çerçevesinde yoğunlaşmış bir tutumun, nasıl olup da bugün tatmin edilemeyen bir toplumsal ihtiyaç olarak (Diriliş Ertuğrul misali) su yüzüne çıkmış olduğunu merak ediyorum.
Böylece Oryantalizm meselesine geliyoruz. Oryantalizmin ana karakteri Doğu’nun (modernlik nezdinde) olumsuz özelliklerini fıtratla açıklayan bir kolaycılık ve aşağılama olması. Buna göre Doğu bizzat kendi özü nedeniyle ‘değişemez’… Berktay her nasılsa benim böyle bir yargıya sahip olduğumu düşünmüş. Ne var ki ben Doğu ‘değişemez’ değil zihniyet açısından ‘değişmemiş’ diyorum… Yani bir normatif yargıdan değil, olgudan söz ediyorum. Dahası (tarihçilerin de gayet iyi bildikleri üzere) değişebilecekken değişmemiş olduğunu, bütün gündelik hayat ve kurumsal değişime rağmen zihniyet açısından değişmeye direndiğini gözlemliyor ve bunun nedenini anlamak istiyorum.
Oryantalizm aynı zamanda hızlı, kolay ve kaba yargıların peşinden gidenlerin işidir. Berktay’ın da benim yazıma biraz böyle yaklaştığı açık. Tabii ki buradan hareketle Berktay’ın Oryantalist olduğunu öne sürecek değilim. Ama Oryantalistlerle aynı zihniyeti paylaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz sanıyorum…
Burada Berktay’ın tarihçiliğini, bilim insanlığını veya entelektüel kapasitesini tartışıyor değilim. Biliyor olma halinin bazen nasıl başka şeyleri anlamada handikap oluşturabileceğine örnek bir durum yaşadığımızı ve her düşünen insanın biraz daha serinkanlı olmasında ne denli yarar olabileceğini gördüğümüzü umuyorum sadece…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023