Fehmi KORU

Siz bu yazıyı okumayabilirsiniz
15.05.2011
1735

Eli kalem tutanlar bilir: Avrupa Birliği (AB) konusunu ele alan yazılar okunmaz; Türkiye-AB ilişkileri hakkında yazdığınızı anlayan okurun ilgisini giriş cümlesinden sonra canlı tutamazsınız... Bu yazı okunmayacağı bilinerek yazılıyor... Devam etmenizi çok isterim, ancak sizler de buradan sonrasını okumaktan vazgeçerseniz hiç şaşırmayacağım.

Türkiye'nin AB ile ilişkileri daha çok bizdeki iştah kaçıklığı yüzünden istendiği hızla ilerlemiyor. Almanya ve Fransa gibi büyük çaplı Avrupa ülkeleri açıkça "Düş yakamızdan" demiyorlar Türkiye'ye, ama "Size ayrı bir statü verelim" teklifleri aynı kapıya çıkıyor zaten... Merkel ve Sarkozy Almanya ile Fransa'da yönetimdeyken ağzıyla kuş tutsa AB'ye alınmayacağını bildiği için, Türkiye eski ısrarcı tavrından vazgeçti; "Norveç de AB üyesi değil, İsviçre de..." sözleri yetkili ağızlardan daha sık işitiliyorsa, bundandır.

İlişkilerdeki bu soğukluk Türkiye'nin aleyhine mi?

Yakın zamanlara kadar bu ara soruya "Evet" cevabı verenler çoktu; hatta birkaç ay önce bile sorulsaydı cevap "Herhalde" olurdu. Şimdilerde ise, bir bize bir de kendilerine bakan AB üyesi ülkeler "Halinize şükredin" diyorlar.

AB Komisyonu dün son ekonomik raporunu yayımladı. Raporun ülkemizle ilgili bölümü övgülerle dolu; Türkiye'nin büyüme hızıyla ilgili tahminini yüzde 4,5'tan yüzde 6,1'e yükseltti Komisyon; artık Türkiye'nin iş ortağı sayılan Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki çalkantılara rağmen hem de... Buna karşılık, Yunanistan'la başlayıp İrlanda ve Portekiz'le devam eden yakında İspanya'yı da içine alabilecek 'iflâs' görüntüsü, AB başkentlerini daha önce hiç düşünülmeyen türden tedbirlere mecbur bırakabilecek...

Yunanistan'da hükümet, halkına kemerleri biraz daha sıkmayı zorlamazsa, kendisine yeni borç verilmeyecek... Şimdiye kadar alınan tedbirler halkı zaten sokaklara döktü, yeni tedbirler yüzünden 'isyan' manzaraları bile görülebilir Yunanistan'da... Ne tedbir alınırsa alınsın, Yunanistan'ın 'Euro bölgesi' sınırları dışına çıkarılacağına inananlar çok...

Bir AB üyesi ülkenin 'Euro bölgesi' dışına çıkması demek, inceden inceye dokunarak oluşturulmuş Maastricht Anlaşması'nın delinmesi, bu da AB'nin ekonomik kurucu felsefesinin yıkılması anlamına gelir... Yunanistan'a şimdiye kadar "Drahmi'ye dön, Euro senin neyine" denilmemesinin sebebi, Maastricht'in delindiği, AB felsefesinin yıkıldığı görüntüsünü vermemektir.

Maastricht Anlaşması deliniyor da, AB'yi üzerinde taşıyan öteki temel olan Schengen Anlaşması sapasağlam duruyor mu?

Üyelerin ortak para birimine (Euro) sahip olmasını sağlayan Maastricht Anlaşması'yla ekonomik birliğini gerçekleştiren AB, Schengen Anlaşması'yla da ortak vizeyle tek bir ülkeymiş muamelesi görmesi ilkesini benimsemişti. Bu hafta, Danimarka, kendi başına aldığı kararla, Almanya ve İsviçre sınırlarını yeniden kendi denetimine aldığını ilân etti. Fransa da, yine bu hafta, İtalya'dan aldıkları vizeyle sınırına dayanan bazılarını ülkesine sokmadı.

Sözün kısası, Maastricht can çekişiyor, daha sağlam görünen Schengen sizlere ömür...

Hayır, seviniyor değilim; hatta vaktim olsa üzüleceğim de...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar