Fehmi KORU
Sen misin yazdıklarından çok yaptıklarıyla gündeme gelmekten kaçınan, al sana ceza: Gündemin merkezine oturma cezası...
Diğer 44 gazeteciyle birlikte Dolmabahçe’deki salonda oturmuş dört saatlik toplantı maratonunun bitmesini beklerken, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sondan bir önceki soruya verdiği cevapla sarsıldım. Sarsıntıyla birlikte aklımdan ilk geçen, girişteki düşünce oldu.
Al sana, gündemin merkezine oturma cezası...
17 Aralık’tan bugüne yazdığım yazılara göz atmış olanlar ‘savaşa’ dönüşen ihtilâftan ne kadar rahatsızlık duyduğumu fark etmişlerdir. Geçen yıl bu zamanlarda da benzer rahatsızlıklar içerisindeydim, ama bu defaki elle tutulur bir rahatsızlıktı.
Hayatımın hiçbir döneminde “Gece yarısı beni arayan Cumhurbaşkanı bana dedi ki...” veya“Başbakan ile görüştüm, ilk bana açıkladı” tarzı yazılarla okur karşısına çıkmadım... Son 30 yıl içerisinde, hemen her devlet adamıyla, karşılıklı saygı ve güvene dayalı ilişkilerim olduğu, herbiriyle sıkça sayılabilecek aralıklarla görüştüğüm halde...
Kavga rahatsızlığımı dayanılmaz hale dönüştürdüğünde, nasıl bir çıkış yolu düşündüğünü öğrenmek üzere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le görüştüm önce; ardından da Başbakan Tayyip Erdoğan’la... Kuvveti birbirinden farklı olsa da, her ikisi de, olan-bitenden müthiş rahatsız görünüyordu.
Cumhurbaşkanı Gül konunun özellikle toplumsal boyutuyla ilgiliydi; yaşananların vardığı noktayı zarar verici, varabileceği noktayı ise tehlikeli buluyordu...
Başbakan Erdoğan kızgındı, kendisini ihanete uğramış hissediyor, dost bildiği gazeteler ile televizyon kanallarından gelen oklara isyan ediyordu... Ancak o da kavgasız bir çıkış yolu arar gibiydi...
Önceki rahatsızlığımda ne yaptıysam yine onu yaptım: Kendimi yollara vurdum...
Daha kimseler olacaklara uyanmamışken, ortamın patlamaya hazır hale geldiğini fark edip, geçen yıl bu zamanlarda, yolumu Pensilvanya’ya düşürmüştüm. Bir gün gittim, ertesi gün döndüm. Arada geçen konuşmalarımızı uzun uzadıya aktarmam gereksiz; ancak rahatsızlığım daha da artarak oradan döndüğümü söyleyebilirim.
Aradan çok geçmedi, 17 Şubat depremiyle karşılaştık...
Son ziyaretimde ise, Hocaefendi’yi, gelişmelerden olağanüstü huzursuz halde buldum. Kavga-gürültü ve savaş yerine kardeşlik hukukunun hâkim olmasını istiyor, hassasiyetlerine kulak verilmemesini anlamakta zorlanıyordu. ‘Örgüt’ sözcüğünün uluorta kullanılmasını başka niyetlere yoruyor, dershanelerin kapatılmak istenmesini yanlış buluyor, kendisine sempati duyan insanların başına dert açılmasından endişe ediyordu.
Cumhurbaşkanı Gül’e duyduğu saygı dolu hisleri saklamıyor, Başbakan Erdoğan için de ‘dostça’ifadelerle dolu sözler sarf ediyordu. En fazla bazı gazetelerden ve özellikle sosyal medyada yazılanlardan şikâyetçiydi...
Başbakan gibi... Cumhurbaşkanı gibi...
En önemlisi, siyasi iklimden konuşurken, “Biz bir yıl önce hangi noktadaysak, bugün de aynı yerdeyiz” demesiydi Hocaefendi’nin...
Pazarlık... Şartlar... Bunları akla getirebilecek her sözden uzak durdu görüşmemiz boyunca...
Dayanamayıp, “Konuştuklarımızı yazılı hale getirseniz?” teklifinde ben bulundum.
Pat diye tartışma gündemine düşen ‘mektup’ işte böyle ortaya çıktı.
Yazılarımı geriye doğru bir kez daha okuyun, bir hafta içerisinde birkaç kez görüşme fırsatı bulduğumCumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan’dan ve saatlerce birlikte olduğum Fethullah Gülen Hocaefendi’den edindiğim ‘olumlu’ izlenimleri hemen fark edeceksiniz...
Kapalı bir zarf içerisinde bana teslim edilen mektubu geciktirmeden muhatabına ulaştırdım.
Gerilim taraflarda düşmüşken medyadaki yüksek gerilimin devam etmesi dışında benim açımdan endişe verici bir durum yoktu. Görüşmüş ve edindiğim izlenimleri yazılarıma yansıtmıştım. Anlayanın anlayabileceği biçimde... Etrafımda herkes ‘savaş’ ilânihâye sürecek düşüncesindeyken, ben aldığım ‘olumlu’ izlenimleri aksettiriyordum yazı ve yorumlarımda...
Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan da tansiyonun düşecek olmasından rahatlamış görünüyorlardı. Gazetelerin süregiden savaşkan yayınları ve sosyal medya tetikçileri yüzünden, tek huzursuzluk duyan yine bendim...
Dört saatlik Dolmabahçe maratonu da umutları azaltmadan bitecek gibi görünüyordu...
Tam sona ermeye yakın...
Mektup zarftan çıkıverdi...
Hikâye bundan ibarettir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025