Fehmi KORU
Aynı yastığa baş koyarken aralarına kara kedi girmiş bir çiftin yeniden biraraya gelme çabalarını izlediniz mi? İzledinizse bilirsiniz: Yalnızca lehte dil dökmek yetmez, bayağı alttan almak da gerekir; tabii dozu kararında tutmak şartıyla. Barışmak isteyenin, ara sıra suçlayıcı bir tavır takınsa bile, çoğu kez yalvarması gerekebilir...
Önemli olan, sonuç almak, yani evliliği kurtarmaktır.
Daha zor olanı kan davalıların barışmasıdır; araya kan girince sorun daha geniş bir çevreyi ilgilendirmeye başlar çünkü... Savaş sonrası uzlaşmalar için ise konferanslar düzenlemek şart olur. Tarihte savaş kadar uzun sürmüş barış müzakereleri vardır.
PKK lider kadrosundan bazılarıyla devlet sorumlularının bir yerlerde yürüttükleri barış amaçlı görüşmelerin birine ait internete düşen ses kaydının metnini okurken tarafların zorlandığını fark ediyorsunuz. Bir taraf sizi bitirmeye niyetli bir devleti bundan vazgeçirip dağa çıkardığı insanları en az zararla eve döndürmenin, diğer taraf ise yüksek maliyetli bir savaşı daha fazla kan dökülmeden sona erdirip başka sorunların peşine düşmenin derdinde...
İki taraf da tetikte, iki taraf da kendisi için önemli kişi ve kesimleri hesaba katarak konuşuyor...
Metni tam da şu sıralarda gündeme sokan odak, belli ki, milleti siyasi iradeye küstürme niyetinde; örgüte de muhatap alınma meşruiyeti kazandıracağı umudunda. Katılanları acıktıracak kadar uzun sürdüğü konuşmalardan anlaşılan bir görüşmeden kimbilir kimlerce kesilerek sunulan bölümler bu hissi verecek biçimde seçilmiş...
Oysa biz o aşamayı geçeli hayli zaman oldu. PKK terörünü sona erdirmek için çok taraflı görüşmelerin sürdürüldüğünü, İmralı ile Kandil’in zaman zaman muhatap alındığını çoktandır biliyor bizim millet... Sonuçta kan durdurulacak, eller tetikten çekilecek, silâhlar susacak ve ülkeye barış gelecekse bunu yadırgamıyor da...
Kendi hesabıma, görüşmenin metnini dönüp dönüp tekrar okurken, katlanılan onca zahmete rağmen terör eylemlerinin şu yakınlarda yeniden tırmandırılmasına siyasetin gösterdiği tepkinin sebebini daha iyi anladım.
Türkiye’dekine benzer biçimde ayrılıkçı teröre muhatap başka ülkelerde devlet ile örgüt arasında yürütülen görüşme trafiği de sorunlarla dolu geçmişti; bunlar biliniyor. Sorun çözmede mahir uzman kişilerin araya girmesi, kilitlenme durumunda üçüncü şahısların müdahalesi söz konusu olmuştu.
Metinde adı birkaç kez geçen Norveç’in başkenti Oslo bu tür görüşmeler için sürekli tercih edilen bir mekân. Sri Lanka’daki ayrılıkçı Tamil Kaplanları (TK) örgütünü yokoluşa götüren hepimizin tüylerini diken diken eden süreç de Oslo’da yürütülen müzakerelerin çıkmaza girmesiyle başlamıştı. 2002 yılında başlayan görüşmelerde son nokta 8-9 Haziran 2006 olarak belirlenmiş buluşmada konulacaktı; TK uyduruk bir gerekçeyle randevuyu tek taraflı iptal ediverdi.
TK’nı yok etme süreci, Norveçli arabulucu Erik Solheim’ın “Görüşmelerin çıkmaza girmesinden artık TK örgütü sorumludur” açıklamasıyla başlamıştı.
İnternet sitelerine düşen kayıt neyin habercisi acaba?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Gülümsemeyi unuttuk; siyasiler unutturdular…
11.11.2025 - ‘Hukuk devleti’ ile ‘yargı ülkesi’ olma arasında kalınca…
9.11.2025 - Gazetecileri rahat bırakın beyler, efendiler…
7.11.2025 - Trump büyük bir yenilgiye uğradı
6.11.2025 - Siyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım
4.11.2025 - Arada hadise/ler var; MHP ile AK Parti bağı kopar mı?
2.11.2025 - Dünya medyasına bıraksanız…
31.10.2025 - Hakem ile hakim adaletli davranmazsa…
30.10.2025 - Çözümün kolaylaşması isteniyorsa…
28.10.2025 - Muhalefetin gerçeklikle bağı koparsa…
25.10.2025
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Hrac Madooglu
Sayin yazar, hukumetin Suriye politikasi iflas etmistir. Irak isgali baslamadan da Erdogan o savasa katilmaktan yana idi, ne cabuk unuttunuz. Irakda kimyasal ve nukleer silahlar oldugu nasil yalandiysa, Esadin 200 sivili kimyasal silahlar kullanarak oldurdugu de yalandir. Hem de BM tetkik heyeti Suriyedeyken, o katliamin 10 kilometre otesinde iken neden yapsin boyle birsey? Bu yalanlara artik dunyanin en bilgisiz halki olan Amerikalilar bile inanmiyor. Kamuoyu yoklamalarinda ABDde halkin %75i Suriyeye mudahale edilmesini istemiyor. Amerikan ordusunda bile bu savasa karsi oldugunu beyan eden generaller var. Binlerce asker savas karsiti pankartlarla gosteri yaptilar. "Zenginleri daha da zenginlestirmek icin, yoksul halklari katletmeye hayir!"..."Irakda neler oldugunu unutmadik" yazili pankartlar. Siz ise savas tamtamlari caliyorsunuz aylardir. Buna karsilik dunyanin en berbat diktatoru olan Suudi Kralina tek bir elestiri okumadim yazilarinizda.