Fehmi KORU
‘Olağan Şüpheliler’ (Usual Suspects) sinema tarihinin en önemli 100 filmi arasında 35. sırayı işgal ediyor. 1995 tarihli film, polis sorgulamasında ifadesi alınan birlerinin anlatımı üzerine geçmişte yaşanmışlıkları birbiri ardına gösteriyor…
Gözü kara bir katilin peşindedir polis ve anlatımlarla ona ulaşmayı ummaktadır.
Sorun şu: Sorguda ifadesi alınanlar arasında en açık sözlüsü ve engelli olduğu için en zavallı görünümlüsü, baştan itibaren her şeyi olduğundan farklı anlatmaktadır…
Yalancı adamın aslında engelli olmadığını da filmin sonunda anlarız…
Kendi çoluğu ve çocuğuyla birlikte pek çok kişinin kanını dökmüş olan aranan katil de odur…
Filmin bizim için de önemli bir özelliği var…

Keyser Söze bir Türk..
Yalancı tanıklık yapan kişinin filmdeki lâkabı ‘Verbal’ Türkçede ‘Sözel’in karşılığıdır ve adamın gerçek ismi de ‘Keyser Söze’dir…
Bir Türk’tür herkesin kendisinden korktuğu adam…
Henüz izlemeyenlere bu mütevazı bütçeli, ama senaryosu, oyuncuların harika performansı ve yönetmenin ustalığıyla çok beğenilmiş filmi hararetle tavsiye ederim.
Suçlular kadar polisler de vardır filmde ve onların da bir bölümü en az sorguladıkları insanlar kadar suçludur.
En ilginç yönlerinden biri filmin, ‘olağan şüpheliler’ kabul edilen 5 kişiyi oynayan artistlere, çekim boyunca, hangisinin ‘Keyser Söze’ olduğunun söylenmemesidir. Nitekim, filmde o rolün kendisine oynattırıldığını sanan bir artist, ilk izlenim günü, son sahnede gerçek ortaya çıkar çıkmaz, sinema salonunu terk edecektir.
Protesto ederek…
İzlerseniz, görünen veya anlatılan ile gerçek arasında hiçbir ilgi bulunmayan durumların söz konusu olabildiğini anlayacaksınız…
Gelelim Bay MM Altıntaş’a
Ankara’da, iyi hazırlanmış bir tetikçinin, hemen her şeyin planladığı gibi gittiği bir ortamda işlediği cinayet, öldürülen bir büyükelçi olduğu için buna rahatlıkla ‘suikast’ diyebiliyoruz, bana nedense ‘Olağan Şüpheliler’ filmini ve son sahneye kadar kendini saklamayı bilmiş ‘Keyser Söze’ tipini hatırlattı.
Muhtemelen Mevlüt Mert Altıntaş’ın (MM Altıntaş) da böyle bir işi becerebilecek biri olduğunu, etrafı, tetikçinin kimliği açıklanana kadar bilememiştir.
Ailenin ve tanıdıklarının verdikleri bilgilerden öyle olduğu anlaşılıyor.
Hedefini vurması sırasında ve hemen sonrasında, eylemini Arapça cümleler ile Halep’te yaşananlara bağlayarak ne yapmaya çalışıyor olabilir MM Altıntaş?
Kimliğini açıklamaya mı çalışıyordur, yoksa gizlemeye mi?
Bu tür sorular sorulmasından hoşlanmayan, ‘olağan şüpheli’yi ‘olağan suçlu’ örgüt ile irtibat dışında değerlendirenleri derhal karalama çabasına girenler var…
Oysa MM Altıntaş eylemini ‘FETÖ’ adına veya ‘FETÖ’cü’ olduğu için yapmış olsa.. FETÖ’ye 15 Temmuz uğursuz darbesiyle biçilmiş kalıpta bir değişiklik mi olacak?
Veya tersi.. MM Altıntaş ‘FETÖ’ ile irtibatsız biri ise, eylemi daha makul mü görülecek? Ya da ‘FETÖ’cü’ oldukları iddiasıyla gözaltına alınan, tutuklananlara bakışlarda değişiklik mi olacak?
“FETÖ’cü’ olmayabilir” denildiğinde eksilen nedir?
Gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Şahsen benim için MM Altıntaş’ın ‘FETÖ’cü’ olması ile olmaması arasında bir fark yok…
Ancak Ankara’da işlenen cinayet –suikast– açısından ikisi arasında çok fark olabilir…
Filmin sonunda Kevin Spacey’in canlandırdığı Söze karakteri, polislerin bir anlık şaşkınlığından yararlanarak sırra kadem basmayı başarıyordu…
Yanlış teşhis ve o teşhiste ısrarcılık, doğrunun ve gerçeğin öğrenilmesinin önünü kesecekse, evet tetikçi bir tür ‘intihar komandosu’ olarak kendisini de öldürtecek biçimde davrandığı için hesaba çekilemiyor, ama.. yine de.. kendisini eyleme gönderenler varsa.. onların hesaba çekilmesini de imkânsız hale getirecektir…
Bunu ancak açık bir zihinle önleyebiliriz.
Ayrıca MM Altıntaş’a ‘FETÖ’cü’ sıfatı takıldığında, neredeyse bir tek ‘ByLock’ kullanıcılığı ile tanımlanır hale gelmiş ‘FETÖ’cü’ olma kriterine de zarar verilmiş olmuyor mu?
MM Altıntaş’ın telefonunda ByLock programı kurulu değilmiş çünkü..
Düşünün: Suikasta kadar ‘FETÖ’cü’ denilebilecek şartları üzerinde bulundurmadığı için hakkında hukuki işlem yapmadığınız biri.. cinayet işleyince birdenbire ‘FETÖ’cü’ ilân edilirse.. haklarında işlem yapılmış 100 bini aşkın kişiye kendilerini temize çıkarma malzemesi vermiş olmaz mısınız?
Benim bütün istediğim, böylesine önemli ve önemli sonuçları olabileceği şimdiden belli bir eylem üzerinde durulurken, tetikçiye “FETÖ’cü” damgası vurmakta acele edilmemesi..
Hepimiz istemeliyiz
Tetikçinin hayatını didik didik ederek.. onu Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne götüren sâikin.. ve varsa azmettiricilerin ortaya çıkartılmasını hepimiz istemeliyiz.
Eğer eylem Pensilvanya kökenli bir talimatla ilgiliyse.. bunu ‘hiçbir kuşkuya mahal vermeyecek şekilde’ ortaya koyabilmiş isek.. işte o zaman ‘FETÖ’cü’ der ve suçlayan parmaklarımızı ilgili yere çevirebiliriz..
Herkes, ‘FETÖ’ konusunun bu ülkede ciddiye alındığını o zaman görmüş olur.
“Önceliği ‘kim’ sorusuna değil ‘neden’ sorusuna verelim” derken bunu kast ediyorum işte…
Serinkanlı olduğunu fotoğraflarından gördüğümüz bir tetikçi.. genç bir polis memuru.. veya kendisine bu eylemi gerçekleştirmesi talimatını verenler.. bunu NEDEN yapmış olabilir?
Rusya ile bir ilişkisi olmalı bulmaya çalışacağımız cevabın.. öldürülen büyükelçi olduğuna göre diplomatik bir yönü de.. ve tabii Ankara’da işlendi cinayet, siyasetin merkezi, Türkiye’nin kalbinde…
Zamanlama olarak da.. dünyada Trump’la birlikte değişeceği anlaşılan dengelerin Türkiye’yi Rusya tarafına savurduğu bir dönemde…
Ne işe yaradı suikast?
Daha fazla yakınlaşmaya değil mi? Geçen haftaya kadar “Esas gayemiz Esad’ı devirmek” diye özetlenen Suriye politikamızı kökünden değiştirmede de bir etkisi olmadı mı?
Eğer bu ve buna benzer sorulara cevap aramaz, ya da arar ve bulamaz isek.. diğer temel kabullerimizi sarsacak başka oldu-bittilerle karşılaşabiliriz.
Keyser Söze’ler hep bizi dolmuşa bindirir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025