Fehmi KORU
“Neredeyse bütünüyle beş kişinin sohbetiyle geçen bir film var, izler misin?” sorusuna muhatap olsam, muhtemelen olumlu cevap vermezdim. Dün Digitürk’te karşıma çıkan 2014 yapımı ‘İthaca’ya Dönüş’ tam da böyle bir film; hem paşa paşa izledim, hem de olağanüstü etkilendim.
“İzlediğin ve etkilendiğin filmleri paylaş” diyen yakınlarım bile, bunun hemen ardından, “Sakın her şeyi de ifşa etme” diye ekliyor.
Öyle yapmaya gayret edeceğim.
Adada 5 kişi

‘Ithaca’ adıyla bir Yunan adası var, Homer’in (MÖ 9. yy) meşhur Odysseius adlı eserinde adı geçiyor adanın. Yalnız Homer’in adayla ilgili verdiği bilgi, şimdi aynı adı taşıyan adaya pek uymuyor.
Sanki İzmir/Çeşme’nin karşısındaki Sakız (Chios) adası daha uygun gibi…
Ithaca’ya dönüş, kavram olarak, Homer’in efsanevi kahramanı Odysseius’un çarptırıldığı 10 yıllık cezayı çektikten sonra yeniden adasına dönmesini ifade ediyor.
Zorlu bir yolculuğa katlanması gerekiyor Odysseius’un…
Film 16 yıl boyunca kendini sürgün ettiği İspanya’dan ülkesi Küba’ya dönen bir aydının o uzun yıllar boyunca ayrı kaldığı ve özlediği dört arkadaşıyla ilk buluşmasını anlatıyor.
Küba ada-devleti demir yumrukla yöneten Castro’nun ülkesi. Bu beş kişi (4’ü erkek 1’i kadın) da herbiri yetenekli birer insan. Ancak film boyunca Castro’nun denetimli rejiminin onları çepeçevre nasıl sardığını ve nefessiz bıraktığını hissediyoruz.
Önce “Niye gittin?” sorularına muhatap olan ülkesine dönen adam, filmin sonuna doğru, onun yerini bir başka sorunun aldığını fark ediyor: “Ne, burada kalmak mı istiyorsun, deli misin sen?” sorusunun…
Banal bir Castro-karşıtı film sanılmasını istemem ‘Ithaca’ya Dönüş’ün; tam tersine bir Küba güzellemesi…
Güzelim ada-ülkesinin Castro ve çevresinin üzerlerine geçirdiği ideolojik deli gömleği içerisinde çırpınışlarını dolaylı olarak anlatıyor film.
Sürgündeki aydın yeni ülkesinde ayakta durmaya çalışırken, adada geride bıraktıkları da Berlin Duvarı’nın yıkılması sonrası Küba’nın girdiği ‘özel dönem’in sıkıntılarını yaşamakta.

Eserleri Paris’teki galeride sergilenecek kadar usta bir ressam olduğu halde, son yıllarını ucuz piyasa işi çiziktirmelerle geçiren bir sanatçı… Mühendislik eğitimi aldıktan sonra iş bulamayınca akücüde çalışmaya razı olmuş bir başkası… Göz mütehassısı bir doktor olduğu halde ayda 20-30 dolara tekabül eden maaşıyla ABD’ye göçmüş çocuklarının eline bakarak yaşamak zorunda bir kadın doktor… İstikbal vaad eden bir yazarken, rejimin şartlarına boyun eğerek yalakaya dönüşmüş ve o sayede diğerlerinden konforlu bir hayatı yakalayabilmiş bir diğeri…
Ithaca’ya 16 yıllık sürgünden dönen de, Küba’da yaşarken birbiri ardı sıra sahneye konulan tiyatro eserleri kaleme almış, romanlar yazmış iken.. İspanya’da bulunduğu sırada tek satır bile üretmeyecek kadar tıkanmış bir yazar-eskisi…
Bir piyesini sergilemek üzere grubuyla Madrid’e gittiklerinde orada kalmayı tercih etmiş biri Ithaca’ya dönen adam…
Eşini ve bütün sevdiklerini geride bırakarak…
Filmin sonunda onu bu yolculuğa ve gönüllü sürgünlüğe sevk eden esas sebebi öğreniyor ve hiç şaşırmıyoruz.
Şaşırmamız gerektiği halde…
Castro’nun Küba’sı
İnsanların iradelerini ipotek eden ve onları bir hiç uğruna sadakate zorlayan bir rejim Castro’nun Küba’ya dayattığı… Hiçbir vaadini yerine getirmediği halde, içi boş sloganlarla umutları hep ayakta tutmaya gayret etmiş ve bunu rızaya dayalı bir ilişkiyle sağlayamayacağını anlayınca çok koyu bir ‘güvenlik devleti’ haline dönüşmüş bir rejim…
En yakın arkadaşları diğerlerini ispiyonlamak üzere korkutarak kendine bağlamayı yöntem olarak benimseyebilmiş…
Biraz daha ayrıntı vermeye kalksam, yakınlarımın “Spoil alert” diye bağırmalarına maruz kalacağım kesin.

Ithaca’ya Dönüş Küba’da geçiyor, rol üstlenenler Kübalı artistler, İspanyolca konuşuyorlar, ama filmi ünlü Fransız yönetmen Laurent Cantetçekmiş.
“Küba’da çekilmiş olmasına bakmayın, tıpkı bugünkü Brezilya” diyor Latin Amerikalı bir eleştirmen…
Evrensel dilini Fransız yönetmen sağlamış, hiç bilmediği dilde konuşturduğu artistlerle…
Dün öğleden sonra izledim filmi, bütün gün karşılaştığım kişilere anlatıp durdum.
O kadar etkiledi beni.
Yazarı ne diyor?

Filmin üzerine oturduğu roman, hayatı boyunca adada yaşamış Kübalı yazar Leonardo Padura’ya ait; senaryo üzerinde de çalışmış Padura. Başka dillere çevrilmiş romanlarıyla global ünü yakalamış bir yazar o. Kendisini ‘hümanist, solcu ve sıradışı biri’ olarak tanımlıyor.
Kendisiyle yapılan bir röportajda dediği şu:
“Hangi toplumda yaşamayı tercih ettiğimi bana sorarsanız, hiç tereddütsüz ‘en çok demokrasi ve en fazla özgürlüğe sahip olanda’ derim; Ama bu bir ütopya. Ütopya da tanımı gereği aslında yoktur. Oraya varamayacağımızı biliyorum. Yine de sosyalizmle böyle bir toplum inşa edilebilirdi, ama yolundan çıkarıldı. En büyük suikastçısı da Stalin’dir. Sonrasında hüküm süren sosyalizm anlayışını o inşa etti.”
Romanlarında bu denli açık ifadeler yok.
Ithaca’ya Dönüş’te adada yaşanılanlar dolaylı anlatılıyor.
Filmi izlemenizi isterim.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025