Fehmi KORU
“Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” sözünü sizler de herhalde işitmişsinizdir.
Biraz önce okuduğum bir mülakat bana bu cümleyi yeniden hatırlattı.
Ankara’da düzeyli gazetecilik yapmaya çabalayan meslektaşlardan Mehmet Çetingüleç, siyasi hayattan emekli olduğu dönemde Bülent Ecevit’le kamera kaydına da aldığı görüşmeler yapmış; bunları ‘Ecevit’in Anıları: 12 Yıl Saklı Tutulan Veda Sohbetleri’ (Doğan Yayıncılık) adıyla şu günlerde yayınladı.
Kitapla ilgili Hürriyet’ten İpek Özbey’in Çetingüleç’le yaptığı mülakattan şu bölümü birlikte okuyalım:
“ANAP lideri Mesut Yılmaz, Ecevit’e gelip MHP’nin koalisyon dışına çıkarılmasını, yerine DYP’nin alınmasını istemişti. Ecevit öneriye sıcak bakmadı.”
Mülakatın bir yerinde daha tekrarlanıyor bu bilgi.
Frankfurt ve Trilye kriterleri
“Ne var bunda?” diye soracaklara, bunu vaktiyle bir ihtimal olarak yazdığımda başımın çok ağrıdığını ve hakkımda ‘komplocu’ tezviratının bu vesileyle bir kez daha yaygın kullanıma sokulduğunu belirtmek isterim.
O günlerde “ANAP hükümet ortağı MHP’den memnun değil, MHP yerine DYP’nin gelmesini istiyor ve bunun için de alttan alta görüşmeler yürütülüyor. İlk görüşme Ankara siyasilerinin sevdiği mekanlardan Trilye Restoran’da gerçekleşti, ikinci görüşme ise Hürriyet’in Frankfurt’ta yenilediği matbaa tesislerinin açılışına Aydın Doğan’ın özel uçağıyla giden Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller arasında geçti” diye yazıyordum.
‘Frankfurt kriterleri’ demekteydim olana.
Trilye’deki görüşme ilginçti.
Bir masada Mesut Yılmaz’ın basından Meclis’e transfer ettiği gazeteci kökenli Kenan Sönmezbir-iki arkadaşıyla oturuyor, yanı başındaki masada ise DYP’li hükümetlerde bakanlıklar yapmış Ufuk Söylemez ve arkadaşları yer alıyordu. İkisi de partilerinin genel başkan yardımcısı sıfatını taşıyordu.
Masalar birkaç dakika sonra birleşti ve gecenin geç saatlerine kadar sohbetleri devam etti.
Geceyi daha da ilginçleştiren, birleşmiş ANAP-DYP masasının hemen arkasında yer alan ve rütbeli oldukları anlaşılan bir grubun da ilerleyen saatlerde sohbete katılmalarıydı.
Trilye’deki asker masasının baş konuğu, Genelkurmay’da bir süre sonra Harekat Dairesi başkanı olacaktı.
İki gün geçmeden Trilye’deki görüşme bir gazeteye manşet olacak, ancak konunun içinde olanlar birlikteliği önemsiz göstermek için özel çaba harcayacaklardı.
Yıllar sonra bile, o olayın kahramanlarından biri, bana, “Sen çok büyüttün, oysa biz şaka yapıyorduk, etraftaki askerler de şakamıza katılmıştı” diyecekti.
‘Şaka’, Çetingüleç’in şimdilerde açıkladığına göre, ciddiye dönüşmüş ve koalisyon hükümeti ortağı ANAP’ın lideri Mesut Yılmaz DSP’li başbakan Bülent Ecevit’e “MHP’yi bırakalım, yerine DYP’yi alalım” teklifini iletmiş…
‘Komplo’ değilmiş yazdıklarım…
Sonrasında olanlara bakalım
Frankfurt’ta varılan mutabakat yüzünden böyle bir değişimi istemekteydi ANAP lideri.
Aydın Doğan Hürriyet’i Erol Simavi’den 1994 yılında devraldığında Frankfurt’taki matbaa ve gazetenin Almanya baskısı eski sahibinde kalmıştı; daha sonra ikinci bir hamleyle baskı 2000 yılında Doğan Grubu’na geçti.
Matbaayı yenileme ihtiyacı hisseden gazetenin yeni sahibi bayağı büyük bir yatırımla (25 milyon Euro) sıfırdan bir matbaa kurdu; onun 2002 yılı Temmuz ayında yapılan açılışına da partilerin bazı öndegelen şahsiyetlerini davet etti.
Mesut Yılmaz oradaydı, Tansu Çiller de, MHP’den de Tunca Toskay. Galiba o sırada dışişleri bakanı olan İsmail Cem de vardı.
Çiller ile Yılmaz’ın kapalı kapılar ardında görüşmeleri Tunca Toskay’ın dikkatini çekmiş, o açılış sonrasında MHP’nin ANAP ve Mesut Yılmaz’a tavrında değişiklik fark edilmeye başlamıştı.
Bir süre sonra da rahmetli İsmail Cem DSP’den ayrılacak ve Kemal Derviş ile birlikte yeni bir parti kurulması için kolları sıvayacaktı.
Trilye’deki buluşmanın MHP için bardağı taşıran damla olduğu anlaşılıyor.
Devlet Bahçeli “Erken seçim isterim, 3 Kasım’da olsun” demeye o günlerde başladı.
Hürriyet’te “Ecevit çok hasta, kendini bilmiyor, Rahşan Hanım ona bakmıyor, hijyen sorunu bile var” türü yazılar da aynı dönemde çıkacaktı.
Neden oldu bütün bunlar?
Mehmet Çetingüleç o günlerde taze taze dinlediği Ecevit’in anılarından şu kanaati mülakatta aktarıyor:
“Ecevit, Ocak 2002’de Washington’a giderek Başkan Bush’la görüştü ve ABD’nin Irak operasyonuna Türkiye’nin karşı olduğunu söyledi. Oysa Irak’ın sınır komşusu Türkiye’nin, topraklarını ABD askerlerine kullandırması, operasyonu kolaylaştıracaktı. Amerikalılar Ecevit’in tavrına sessiz kaldı. Ancak Ecevit, ABD’den döndükten 3.5 ay sonra ‘karın ağrısı’ şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. Hemen ardından ABD’den gelen Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’in desteğiyle DSP parçalandı. Koalisyon ortakları MHP ve ANAP birbirine girdi. Hürriyet’in o dönemki Washington Temsilcisi Serdar Turgut’un yazdığına göre Ecevit hastayken Mesut Yılmaz, ABD’ye gidip Başkan Bush’la görüşmeye çalıştı. Sayın Yılmaz’ın bu konuya açıklık getirmesi gerekir. Kemal Derviş de ABD’ye gitti ve Başbakan Ecevit, 12 gün süreyle kendisine ulaşamadı.”
Ben size “Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır” demedim mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025