Fehmi KORU
Birkaç gündür ABD’de hepsi de ‘Trump karşıtı’ olarak bilinen kişi ve kurumlara patlayıcı madde gönderilmesi olayı gündemi belirliyor. Barack Obama, Hillary Clinton, Obama‘nın yardımcısı Joe Biden ve işadamı George Soros’un da aralarında bulunduğu hedef kişiler ile CNN-International‘a bombalı paketler gönderildi.
Biz burada gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin künhüne vakıf olmaya çalışırken, Amerikan polisi de harıl harıl paket bombaları seçtiği hedeflere gönderen kişiyi belirleme çabasındaydı.
ABD’de böyle bir heyecan 11 Eylül uğursuz eylemleri sonrasında ‘şarbonlu mektuplar paniği’ biçiminde yaşanmıştı.
Seçimlere çok kısa bir süre kalmışken meydana gelen bombalı paket olayı, ABD’de, ‘komplo teorisi’ denilecek yaygaralarla karşılandı. Medyada bilinen bazı Trump-yanlısı isimler, seçilen hedeflere bakarak sonuç çıkarmanın yanlış olacağını belirtip bu dehşeti yaşatanın tam ters görüşlü biri olma ihtimalini tartışmaya açtı.
İstihbarat dilinde ‘sağ gösterip sol vurma’ tarzındaki eylemlere İngilizce deyim olarak ‘false flaş eylemi’ deniyor. Biz buna ‘eylem mahalline ters kartvizit bırakma’ da diyebiliriz.
Ancak sonunda yakalanan bombacı Cesar Sayoc ‘Trump hayranı’ ve Trump karşıtlarından nefret eden biri çıktı. Adam tam bir fanatikmiş. Hem de ‘komplo teorisi’ denilebilecek türden anlatımlara inanan biri. Trump ile ilgili olumsuz yayınlara sinir oluyor, karşıt bildiği isimlere hınç besliyormuş.
Şimdi Amerikalılar bu son paniğin ardından yaşananı irdelemeye çalışıyor.
Popülist politikacılar ve fanatizm
Her ülkede fanatizm yükselişte; Trump‘ın başkan seçilmesiyle birlikte ABD de bu dalgaya kapılmış oldu. Daha önce dünyanın başka ülkelerindeki siyasi modalardan kendisini uzak tutmayı ve sahip olduğu varsayılan kendi değerlerini küresel moda haline getirmeyi adet haline getirmiş ABD, dünyada yükselen ‘siyasi popülizm’ modasına kapılabildi.
Fanatizm bu modaya kapılmış ülkelerin hepsinde görülebiliyor.
ABD’de yaklaşık 10 gün sonra -6 Kasım’da- yapılacak seçimde tablonun değişmesini bekleyenler kadar, Trump‘ın üzerine yerleştiği popülist dalganın sıradan Amerikalılar tarafından benimsendiğini, seçimin bunu teyit edeceğini, iki yıl sonra yapılacak başkanlık seçimini yeniden Trump‘ın kazanacağını düşünenler de az değil.
6 Kasım seçimi bu tezlerden hangisinin gerçekçi olduğunu göstereceği için de önemli.
Seçim sonrasında halkı daha da fanatikleşmiş bir ülkeye dönüşebileceği gibi, içine girdiği kısır döngüden çıkacağı umudunu da dışarıya verebilir ABD.
Amerikan medyası içine dönük bu değerlendirmeleri en geniş biçimiyle yapıyor bugün.
Bizden binlerce kilometre ötedeki bir ülkede yaşananları boşuna takip ediyor değilim. Gazetelerinde okuduğum, ekranlarında karşılaştığım her değerlendirme bana kendi ülkeme ait gerçekleri düşündürüyor.
Cemal Kaşıkçı‘nın başına gelen olayın ele alınış tarzını söz gelimi…
Topraklarımızda böylesine bir vahşetin yapılabilmesi hepimizi öfkelendirdi. Öldürülen kişinin ‘gazeteci’ kimliği, huzur ve güven içerisinde vatandaşlarına hizmet vermesi beklenen bir dış temsilciliğin intikam amaçlı bir mekana dönüştürülmesi, cinayette rol alanların bu amaçla ülkemize gönderilmiş bir infaz timi oluşu öfkemizi artıran ayrıntılar… Cinayet var, ama ceset ortada yok; bu durum da tepkimizi çekiyor.
Güvenlik güçlerinin çabaları olmasa üzeri örtülüp geçiştirilecek bir olay, halk olarak öfkemiz ve devlet birimleri olarak ilgi duymamız sayesinde uluslararası bir tepkiye dönüştü.
İyi de oldu.
Ülkemiz eleştiri odağı, haksız bir durum bu
Ancak üzerinde durulması gereken bütün yönler henüz bizde konuşulmaya başlanmadı. Özellikle de, uluslararası camiada tepkilerin arasına ülkemizle ilgili sıkıştırılan ağır eleştiriler yeterince irdelenmiyor.
Oysa tamamen haklı olunan uluslararası ilgiye muhatap bir olayda, bize atfedilen bazı yanlışlıklar yüzünden neredeyse cinayeti işleyen ve işletenler kadar eleştirilere muhatap edilmek basitçe karşılanacak bir durum değil.
Türkiye şu sıralar yargısı yüzünden eleştirilen bir ülke. Gazetecileri, siyasileri, sivil toplum önderi konumundaki kişileri farklı görüşlere sahip oldukları için hapislerde tutmakla eleştiriliyor. Gazetelerin cinayete dair verdikleri bilgiler aktarılırken, ‘hükümet güdümündeki medya’ sıfatı yaygınca kullanılıyor.
Haberlerde en sık karşılaşılan cümle ise, “Topraklarında yaşanan gazeteci cinayetiyle bu denli yakından ilgilenen Türkiye en çok sayıda gazeteciyi hapiste bulunduran ülke” cümlesi…
Türkiye Kaşıkçı cinayeti sonrasında uluslararası ilgi odağı; ancak ülkemizle ilgili bu haber bombardımanı, bu tür eleştirel cümleler yüzünden aleyhte bir havanın doğmasına da yol açıyor.
Süratle bu durumdan uzaklaşmamız gerekiyor.
Ne yapılması gerekiyorsa yapılmalı ve ülkemize dönük bu eleştiri bombardımanını lehe çevirmenin bir yolu bulunmalı.
ABD’de bazı hedeflere yönelik gönderilen bombalar ile İstanbul’da işlenen gazeteci cinayeti ele alınırken ülkemizin ağır eleştirilere tabi tutulması arasında pek fark yok çünkü.
İkisinin de tahrip gücü yüksek.
Bu durumu değiştirmek elimizde ve zamanı da şimdi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025