Fehmi KORU
AK Parti geleneksel Kızılcahamam toplantılarından bir yenisini daha yaptı. Umarım verimli geçmiştir. Partinin her kademedeki yöneticileri milletvekilleriyle birlikte iki günü orada geçirdiler. Dışa henüz fazla bir şey yansımadı, o yüzden yalnızca verimli geçtiği temennisinde bulunabiliyorum.
Temennimin sebebini hemen açıklayayım: AK Parti’nin ülkemizi en az dört yıl daha yönetmesi bekleniyor ve bugüne bakarak bile önümüzdeki dört yılın siyasi tarihimizin en sıcak dönemlerinden biri olacağı görülebiliyor. İçte ve dışta birikmiş yığınla üstesinden gelinmesi gereken sorun var ve onların hakkından ancak güçlü bir iktidar gelebilir. Oysa, AK Parti, iktidarının 17. yılının sonuna yaklaştığımız şu günlerde, eski gücünden hayli uzak bir görüntü veriyor.
O da var doğal olarak, ama yalnızca seçimlerde almaya alıştığı oyların kaçma eğilimine girmesini, eksiğini yanına MHP’yi müttefik olarak alma ihtiyacıyla gidermesini, bunun da geleneksel tabanından kaçışları hızlandırdığını kast etmiyorum.
Bu durumu herhalde en iyi değerlendirebilecek olanlar, her ay birden fazla şirkete kamuoyu araştırması yaptıran ve bu tespitimi teyit edecek araştırma sonuçlarını ellerinde tutan AK Parti yöneticileridir.
Kendilerine araştırma hizmeti veren şirket yöneticileri bile kamuoyu önünde uyarı görevi yapma ihtiyacı duyduklarına göre, herhalde ikili görüşmelerde medyayla paylaşmadıkları ayrıntıları da AK Parti yöneticilerine aktarıyorlardır.
‘Fitne’ sözcüğünden daha ileri sorunları var AK Parti’nin…
Umarım, Kızılcahamam’da yerelden gelen kadrolar Ankara’daki yönetime yaşadıklarını çekinmeden iletmişlerdir.
Toplantı sonucunda yapılan konuşmada ‘fitne’ sözcüğünün ağırlıklı olarak kullanılması bana bu umudu veriyor.
AK Parti’nin gücünü kaybetmesi kendisi dışındaki siyasi hayatı da etkiliyor.
MHP ile ittifak kurmadan önce AK Parti’nin en sert ve en kıyıcı muhalifi CHP değil MHP’ydi. Günümüz teknolojisi geçmişte bu iki partinin liderleri ve öndegelen yöneticileri arasındaki söz düellosunun ne kadar acımasız olduğunu hatırlamamıza yardım ediyor. MHP’nin eskiden yönettiği galiz eleştirilerin sebebi, AK Parti’nin o eleştirilere muhatap edilmesine sebep olan politikalardı. AK Parti MHP ile ittifak kurabilmek için o politikalarından vazgeçmek zorunda kaldı.
Vazgeçtiği politik tavırları AK Parti tabanının bir bölümünde kabul görmedi, kaçışların başlaması bundandır.
Güçsüzleşen AK Parti MHP ile ittifak kurduğu için de tabanından kaçışlar yaşamakta.
Değişen siyasi hayat AK Parti’nin eseri
AK Parti’nin yakınlaşmasının MHP’ye taze kan ve cesaret getirdiği ise hemen fark edilebiliyor. Hatta MHP’den ayrılanların kurduğu İYİ Parti bile varlığını ve Meclis’te temsil edilme şansını -hiç değilse önemli bir bölümünü- MHP’ye de cesaret veren yeni ortama ve AK Parti’yi de tercih edebilecekken yeni mecra arayan seçmene borçlu diyebiliriz.
İYİ Parti de bu yönüyle 17 yıllık AK Parti iktidarının ürünüdür.
Ve HDP…
“Şu günlerde yasadışılığa itilmek istenen HDP, geçmiş seçimlerde bir türlü aşamadığı yüzde 10 barajı tehdidinden kurtulmasını AK Parti’ye borçludur” dersem sakın şaşırmayınız ve üzerinde biraz olsun düşününüz.
Düşünmenize yararı dokunacağını sandığım bir sorum olacak: HDP’nin baraja takıldığı seçimlerde yakın zamanlarda almaya başladığı oyların gittiği parti hangisiydi?
Ne olduysa oldu, AK Parti kendisine gelmekte olan önemli bir oyu HDP’ye kaybetti.
HDP kapatılırsa oraya giden oyların yeniden kendilerine döneceğini düşünüyorsa AK Partililer, yanılırlar.
Ya CHP?
CHP uzun yıllar AK Parti’nin geniş kitleleri arkasında toplamasını sağlayan en önemli kozuydu. Boksörlerin antrenmanda kullandıkları kum torbası gibi, ona vurdukça gücünü artırıyordu AK Parti. CHP de, yüz yılı bulan siyasi ömrünün sırtına yüklediği bagajlar altında gelen salvolara karşılık veremiyordu.
Bugün siyasi hayatta CHP adıyla varlığını sürdüren parti hiç o eski CHP’ye benziyor mu? AK Parti’nin bıraktığı veya bırakmak zorunda kaldığı boşlukları doldurmaya çalışarak başında bulunduğu partiyi bir kısım AK Parti seçmeninin bile oy verebileceği hale Kemal Kılıçdaroğlu getirdi.
“Kılıçdaroğlu getirdi” diyorum, ama aslında onları CHP’ye oy verebilir hale AK Parti getirdi.
Eserleriyle övünebilir, ama
Başlangıçta nesi yok veya az ise bugün onlardan çok miktarda varlığı bulunuyor AK Parti’nin. Sadece örnek olarak medyayı ele alabiliriz: Başlangıçta medyada desteği hiçe yakındı AK Parti’nin; bugün gazetelerin ve televizyon kanallarının büyük bölümü AK Parti destekçisi…
İyi bir şey mi bu?
Medyası AK Parti’nin en zayıf halkası bugün.
Etrafta ‘AK Partili’ bilinen kadrolar da öyle.
AK Parti’nin kurulduğu günlerdeki görünümü ile bugünkü hali hayli farklı.
Eskiden beri devam eden nadir geleneklerinden biri galiba her yıl bu zamanlarda Kızılcahamam’da yapılan istişare toplantıları.
Toplantının iyi geçtiğiyle ilgili temennimi bir kez daha tekrarlıyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025