Fehmi KORU
Geçen gün nispeten bize uzak oturan bir komşumuz denizden yeni tutulduğu her halinden belli bir tencere dolusu taze balıkla kapımızda beliriverdi. Kendisinin yan komşusu o gün bayağı bir balık avlamış, fazlasını mahalle sakinleriyle paylaşmış. Nasipten bize de düştü.
Tevekkeli mahalledeki dükkanların bazısının vitrininde altında telefon numaraları bulunan “Taze balık bulunur” duyurusu var. Ucuz fiyatla eve teslim…
Boğaz’ın her iki yakasında, Galatata Köprüsü üzerinde daha önce hiç rastlanmadık sayıda insan, ellerinde oltalar, balık avlıyorlar. Sahilde günü olta ucuna takılacak balık beklemekle geçiren çoğu insanda maske var, fakat sosyal mesafe hak getire.
Mahsül bol, evlerde balık kokusundan geçilmiyor.
Henüz kuru ekmek noktasına gelinmediyse İstanbul’da, bu yıl Boğaz’ın cömertliği ve işinden gücünden olmuş insanların vakit bolluğu sayesindedir.
Eline misinalı oltalar alan, evine birkaç öğünlük yemek imkanı sağlıyor.
CHP sözcülerinin Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında iktidar sıralarına yönelttikleri “Millet aç, insanlar kuru ekmeğe talim ediyor” eleştirisi, İstanbul’da, hiç değilse Boğaz’a yakın mahallelerde oturan dar gelirliler için geçerli değil.
İstanbul’da ama denize uzak mahallerde yaşayanlardan veya denizi olmayan kentler insanlarından dar gelirliler için söz konusu olabilir kuru ekmeğe talim etme iddiası…
Yanlışın düzeltilmesini talep ederim.
Hakkını teslim edelim
“Millet aç, insanlar kuru ekmeğe talim ediyor” ithamına “Demek ki, aç değiller” tepkisini veren iktidar milletvekili bir yönüyle haklı. Mantık olarak haklı. Kuru ekmek de sonuçta bir nebze de olsa açlığı giderir.
Ayrıca iktidarın küçük ortağının kampanya açıp yaygınlaştırmaya çalıştığı ‘askıda ekmek’ uygulaması da var. Cebinde parası olmadığı halde fırına gidip askıya bırakılan ekmeği alanlar evlerine taze ekmek götürme imkanına sahip oluyorlar.
‘Halk Ekmek’ büfeleri önünde yarı fiyatına ekmek almak için bekleşenleri de bu tabloya ekleyebiliriz.
Yanına katık yapabilecekleri soğan bir süre öncesine kadar el yakan fiyata satılıyordu marketlerde; şimdi o da ucuz. Tutacağı fazla balığa dükkan vitrinlerine astıkları ilanlarla müşteri arayanlar, müşteri çıkarsa soğan ihtiyaçlarını da karşılayabilirler.
Canımız balık çektiğinde tazesini vereceğinden emin olduğumuz balıkçı esnafı ise dertli.
Evimize taze tutulmuş balık geldiği gün, daha önceleri ara sıra uğradığımız balıkçının tezgahı önünden geçerken yüzüme hüzünlü bakışına dayanamayıp durunca adamın şikayetlerini dinlemek zorunda kaldım. Sözlerini “Taze çinekop var, sarı kanat da, almaz mısın?” sorusuyla bağladığında “O dediklerinden evde birkaç gün bizi idare edecek kadar var, para ödememize ısrarla karşı çıkan bir komşumuz getirdi” diyemedim.
Balıkçı esnafı siftah edemeden dükkanı kapattığı günlerde ne yapar acaba?
Günümün yarısı buna benzer düşüncelerle geçiyor.
Ara sıra uğradığımız “İstanbul’un en iyisi” şöhretine sahip olduğundan günün her saatinde yüzlerce müşteriyi ağırladığını bildiğim bir dönerci dükkanı korona tedbirleri yüzünden ikinci kez kapalı. Kayıtlı müşterisi olduğum için telefonuma “Evlere servisimiz var” duyurusunu sıkça gönderiyor. Her uyarı, her gün binlerce kişiyi ağırlayan dükkan çalışanlarının halini düşündürüyor bana.
Dönerciyi düşünmeye başlayınca zaman zaman uğradığım başka lokantalar, sahipleri ve çalışanları aklıma geliyor.
Şehirler ve ülkeler arası seyahatler durma noktasına geldiğinden misafir ağırlamak amacıyla yapılmış ağır turizm yatırımları kapılarını kapatmak zorunda kalmış olmalı. Her şeye rağmen açık tutulan oteller müşteri cezbedebilmek için fiyatları akıl almaz ucuzlatmış durumdalar. E-posta adresime düşen reklamları, çoğunun kapısından geçerken “Ah içinde olabilseydim” diye düşündüğümü hatırladığım o pahalı otellere misafir olma niyetimi depreştiriyor.
Otelde tanımadığım insanlarla aynı çatı altında bulunmak koronaya davet yerine geçmez mi?
Hevesim içimde kalıyor.
Ertesinde “Kimbilir ne haldeler, nasıl geçinebiliyorlar?” listeme otel çalışanları da ekleniyor.
Sahilleri dolduran eli oltalı kalabalıklar arasında onlar da olmalı.
Onlar küçülürken
Korona geniş yığınları hasta etmeden vurdu.
Her gün göz attığım başka ülkelerin gazetelerinde korona tedbirleri yüzünden o ülkelerin ekonomisinde kötüye gidişlerle ilgili haberler sıklıkla karşıma çıkıyor.
İngiltere ekonomisi bu sebeple çok sarsıldı.
Dün hükümetin şu sıralarda korona salgını yüzünden yaşanan ekonomik daralmaya karşı almak zorunda kaldığı tedbirlerle ilgili bir haber beni şaşırttı.
Bizim hükümetin değil, Kuveyt hükümetinin…
Eylül ayında yönetime gelen yeni Kuveyt Emiri, seçim sonrası ilk oturumu için toplanan meclise hitaben yaptığı konuşmada, ülkenin ciddi ekonomik sıkıntılarla yüz yüze geldiğini, yapay davaların, anlamsız çatışmaların peşinde koşmak yerine daha önce görülmemiş şiddetteki ekonomik darboğazdan çıkış için çare aranması gerektiğini vurgulamış.
“Reformdan başka çare yok” demiş Kuveyt Emiri Şeyh Navaf el-Ahmed el-Sabah…
İngiliz maliye bakanı Rishi Sunak “Ekonomimiz bu yıl yüzde 11.3 küçülecek” der, Kuveyt Emiri “Daha önce görülmemiş şiddette bir ekonomik darboğazla karşı karşıyayız” açıklamasını yaparken, bizim siyasilerin Türkiye ekonomisinde görülmemiş bir büyüme yaşandığına dair edebiyatı bana hayli tuhaf geliyor. Doğruysa, Türkiye bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 6.7 büyümüş…
Bana tuhaf geliyor da, ya size? Size tuhaf gelmiyor mu?
Ekonomilerinin küçüldüğünü itiraf eden ülkelerin yetkilileri kendilerinin TL karşısında hayli değerli olan paralarıyla korona sürecinde işsiz veya kepenk kapatmak zorunda kalmış olanlara kuru ekmeğe talim etmeyecekleri oranda yardımda bulunuyorlar.
Bizde ise, “Millet aç, insanlar kuru ekmeğe talim ediyor” ithamına muhatap olunca, “Kuru ekmekleri varsa aç değiller demektir” mukabelesinde bulunan siyasiler çıkabiliyor.
İyi ki muhalefet sözcüsü “Milletin ekmeği yok” dememiş; Fransız İhtilali’nden günümüze uzanan aşina bir cümleyi de işitebilirdik.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025