Fehmi KORU
Derdim sınamak değil üzerinde düşünülmesini sağlamak olduğu için cevabını da sunduğum iki basit sorum var...
İlk sorum Suriye’yle ilgili: Sıkı bir direnişle, halk ayaklanmasıyla karşı karşıya bulunan bir devlet başkanı ile rejiminin en tehlikeli işlere tevessül edebileceği zaman dilimi hangisidir? İşte cevabım: Herkesin artık ‘gitti gidiyor’ dediği, her tarafta‘sonun başlangıcı’ yorumları yapıldığı zaman dilimi...
Şimdiki sorum ise PKK’ya dönük: Bir ülkeye karşı silâhlı mücadele veren, terörden medet uman ayrılıkçı bir örgütün en tehlikeli olduğu zaman dilimi hangisidir? Cevabım şu: Ülkeyi yönetenlerin soruna yeni bir söylemle yaklaştığı, örgütün uğruna mücadele verdiğini iddia ettiği halk kitlelerinin silâhsız çözümün mümkün olduğunu anladığı zaman...
Türkiye taraf olduğu iki ihtilâfta bu yüzden en ciddi tehlikeyle karşı karşıya...
Beşşar Esad’ın kısa süre önce atadığı başbakan muhalefet cephesine katılmak üzere ülkeyi terk edip Ürdün’e sığındı. Kırk yıl içerisinde kurulmuş ittifaklar sayesinde rejimin kendisini en güçlü hissettiği kentler olan Şam ve Halep’te de direniş şiddetlendi.
Herkesin ‘sonun başlangıcı’ dediği bir ortam var Suriye’de ve bu durum çevre ülkeler için ciddi bir tehlike teşkil ediyor.‘’Gerekirse kimyasal silâh kullanırız’’ tehdidini savuran bir rejim her şeyi yapar. Nitekim Suriye rejimi de Türkiye’nin başını ağrıtacak girişimlerde bulunmaktan çekinmiyor artık...
‘’Ağır silâhlar vererek PKK’nın vuruşma gücüne katkı sağlıyor mudur?’’ sorusunu da akla düşürecek her türlü habaseti işliyordur Esad rejimi...
PKK için de durum aynı. Suriye’de rejimin zayıflamasıyla ‘davası’ adına moral kazandı PKK; Beşşar Esad’ın boşalttığı alanlarda rahat hareket edebiliyor. Üstelik, Baas Partisi’nin giderayak Türkiye’ye zarar verme operasyonunun bir parçasına kendini dönüştürerek daha önceleri elde edemediği türden silâh ve teçhizata da kavuştu.
Türkiye bugün merkezinde ‘Baas-PKK şer ittifakı’ bulunan geniş bir ortak prodüksiyonun hedefi... Şer ittifakının arkasında Türkiye’yle hesabı olan kimbilir hangi ülkeler, hangi karanlık niyetli örgütler daha var...
Hedef Türkiye de, hedef alanların niyeti ne? Üzerinde etraflıca düşünülmesi gereken bir soru daha. Çünkü hiçbir terör örgütü, çökmeye yüz tutmuş bir rejim, halkın çoğunluğunun desteğine sahip, askeriyle barışık bir yönetimi terörle dize getiremez; zorlar, ama öldüremez.
Ortak prodüksiyonun amacının uzun değil kısa vadeli olduğunu düşünmemiz için pek çok sebep var. Suriye’deki çökmeye yüz tutmuş rejimi de PKK’yı da rahatlatacak, arkalarındaki güçlerin arzu ettikleri yeni gelişmeler için Türkiye’yi yönlendirmelerine de yarayacak bir amaç... Ne olabilir?
Yazı boyunca çok soru sordum, ama hepsi aslında bu son soruyu sorabilmek ve kendi cevabımı sizlerle paylaşmak içindi. Cevabım şu: PKK da, Baas rejimi de, onların gerisinde gelişmeleri yönlendirenler de, Türkiye’yi Suriye batağına çekmek istiyorlar... Ne oluyorsa şimdilerde, hepsi bunu sağlamak için...
Düşünün bakalım.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- AK Parti ve medyası…
28.12.2025 - Ben uyarayım da…
26.12.2025 - Bu işte bir yanlışlık var, ama ne?
25.12.2025 - Operasyonlar bana eskiden yaşananları hatırlatıyor
23.12.2025 - “Uyuşturucu” deyip de geçemeyiz
19.12.2025 - Günümüz Soğuk Savaş dönemi kadar tehdit altında…
18.12.2025 - ‘Katharina Bloom’un çiğnenen onuru’ hep aklımızda olmalı…
16.12.2025 - Başımıza bunlar da mı gelecekti?
14.12.2025 - Seçime henüz vakit varken sandık hesabı
12.12.2025 - ABD Trump ile dünyayı çalkantıya terk ediyor
9.12.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları





















































engin
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1214039&title=temelsiz-iddialar-kaliplasmis-onyargilar&haberSayfa=0