Figen Çalıkuşu
Bu ülkede gazeteciler, gazetecilik faaliyetinin türlü türlü suçlara yapıştırılması ile yargılanır, bunu biliyoruz, hep yaşadık ve halen de yaşıyoruz.
Bir kasırga ki… Dinecek gibi değil… Gittikçe şiddetini arttırıyor, işin tadını iyice kaçırıyor.
Adalet Bakanı, “gazeteciler gazetecilik faaliyetinden yargılanmazlar,” dedi.
Eee, neden yargılanıyorlar? Kokain ticaretinden mi?
Bakın, Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararı var.
Üstelik her kişi ve kurum için bağlayıcı ve kesin.
Karar ne diyor:
“…..uygulanan tutuklama tedbirinin suça konu edilen yazı ve konuşmaların içeriğinden bağımsız olarak kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yanında ifade ve basın özgürlüklerine yönelik de bir müdahale oluşturduğu...”
Bu karara rağmen niye gazetecileri tutukluyorsunuz?
Gözaltı kuşatmaları sürerken Adalet Bakanı bir de 4. Yargı Reformu Strateji Belgesini açıkladı.
Strateji üzerine strateji, paket üzerine paket ama toplumun yargı kurumuna güveni yüzde1,4.
Kimse güvenmiyor yargıya.
Ya Cumhurbaşkanının tanıtım toplantısındaki kimi cümleleri:
“Hukukun üstünlüğünü referans alan adil bir yargı sistemine geçiş sağlanmıştır.”
“Adliye binalarımızın, sunulan hizmetin mehabetine uygun hale getirilmesinden personel sayısına, mevzuattan dijitalleşmeye kadar geniş bir alanda çok sayıda adım attık.”
Evet adliye binaları yenilendi, adı adliye sarayları oldu.
Kocaman büyük ve modern binalar yapıldı doğru.
Doğru da o binalarda hukukun üstünlüğü referans alınıyor mu?
Sadakatle bağlı olunması emredilen Anayasa ve yasalar uygulanıyor mu?
Yoksa toplumu inciten, acıtan kararlar mı çıkıyor?
Adalet hissi toplumun her zerresinde hissediliyor diyen var mı?
Yok.
Çünkü adalet duygusu için her şeyden önce dürüst bir güce ihtiyaç vardır.
O dürüst güç partiler midir, siyasetçiler midir?
Hayır, o dürüst güç, büyük güven kaynağı olması gereken yargı gücüdür, yargı gücünün uygulayıcıları olan yargı mensuplarıdır.
Günümüzde ne yazık ki adalet için adliye binalarının mükemmelliği yetmediği gibi yargı mensuplarının diplomaları, cübbeleri, kürsülerinin bulunması da yetmiyor.
Çünkü… İnsanların en ufak bir kuşku duymadan yargı mensuplarının dürüstlüğüne inanmasına ihtiyaç var.
O nasıl olacak?
Araştırmalar ortada, insanlar yargıya güvenmiyor.
Peki bu ülkenin hukuk diplomalılarının umurunda mı, acaba bunun nedenlerini düşünüyorlar mı?
Umurlarında olmadığı kanaatindeyim…
Adliye sarayı denilen, içinde sanıkların, sanık sandalyelerinin, avukat sıralarının, kürsülerin, cübbelerin bulunduğu binalardan yükselen adalet çığlıklarını duymuyorlar…
Duysalar, Türkiye, hukukun üstünlüğü endeksinde 10 yıldır serbest düşüşte olur muydu?
Hepimiz hukuk fakültelerinde aynı kitapları okuduk, aynı dersleri gördük, aynı yasa maddelerini ve onların ruhunu ögrendik. Daha doğrusu ögrenmiş olmalıyız.
O zaman bu kırbaç gibi gözaltılar nasıl çıkıyor, tutuklama kararları nasıl alınıyor?
Bize fakültelerde hocalar, “tutuklama istisnaidir, asıl olan özgürlüğün korunmasıdır” diye öğretmediler mi?
“Özgürlük kutsaldır, çok kıymetlidir. Bir saniyesine bile keyfi el koyamazsınız,” demediler mi?
Hadi bundan vaz geçtik, en azından Ceza Muhakemesi Kanununda gözaltı kararının koşulları yazılı değil mi?
91.maddenin 2.fıkrasını okumayanlar ya da okuduğunu anlamayanlar olabilir mi?
Ne diyor yasa? “Soruşturma için zorunlu olmadıkça gözaltı kararı verilemez.”
Ama günlerdir izliyoruz, insanlar kollarında polisler ile götürülüyor. Saatlerce, günlerce polis merkezinde tutuluyorlar.
Bir büyük kuşatma yargı eliyle devam ediyor.
Siyasi çekişme arenasının başrol oyuncusu olarak yargı gücü seçildi.
Hukuk sistemi, siyasetin bulaştırdığı bir kahredici hastalığa yakalandı.
Hukukun bizzat hukuk diplomalılar eliyle katledilmeye çalışıldığı bu dönemin tanığıyız.
“Dünyadaki bütün yargıçlar verdikleri kararlarla yargılanırlar” ….
Hukuku katleden kararlar verenler de aslında kendi hükümlerini veriyorlar ve kendi kararları ile yargılanıp anılacaklar.
Hiç unutulmasın;
İnsanlık tarihi boyunca hukuk defalarca vurulup yaralansa, bıçaklanıp kan kaybetse de hep sağlığına tekrar kavuşmuştur.
“Burada kavuşmaz” sananlar çok yanılırlar.
Bu yanılgının bedeli de ağırdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025