Figen Çalıkuşu
İhtiyati tedbirler, kayyımlar, davalar… Sanki bir fırtınaya tutulmuş gibi geçti on beş gün.
Fırtına dindi mi derseniz, şimdilik dinse de tartışması devam ediyor.
Mutlak butlan davasının ertelendiği duruşma günü 24 Ekim’e kadar da CHP gene büyük bir iştahla tartışılmaya devam edilecek.
Bu kavga gürültü ne kazandırıyor ne kaybettiriyor?
Mutlak butlan davasının ertelenmesinden sonra bu soruya cevap olabilecek iki haber çıktı.
Reuters, Merkez Bankası’nın son iki haftada siyasi belirsizliklerin tetiklediği yoğun döviz talebini karşılamak amacıyla gerçekleştirdiği yaklaşık 10 milyar dolarlık döviz satışının ardından mahkeme kararı sonrası yeniden alım pozisyonuna geçtiğini, bunda CHP kurultayına ilişkin davanın ertelenmesiyle risk algısının azalmasının etkili olduğunu söylüyordu.
ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg ise “Türk demokrasisi için rahatlama sadece geçici olabilir” başlığı ile verdiği haberde, ertelenme kararına rağmen siyasi havanın yumuşamadığına vurgulayarak “Dava ertelendiğinde Türkiye’de piyasalar dün yükselişe geçti çünkü yatırımcılar yıl boyunca ülkeyi tüketen yorucu siyasi dramada herhangi bir duraklama olmasını memnuniyetle karşıladılar. Piyasalar ve Türk seçmenler için bu ara çok kısa sürecek gibi görünüyor” yorumu yapıyordu.
“Ülkeyi tüketen yorucu siyasi dramada bir duraklama ve kısa sürecek…” Niye kısa sürecek?
Başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere tutuklu yerel yöneticilerin bir türlü yazılmayan iddianameleri ve Bayrampaşa Belediyesi örneğinde olduğu gibi bitmeyen operasyonlar bu siyasi belirsizliğin sürmesinin ana sebebi.
“Mutlak butlan” davasına bakan Ankara 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın kabulü yönünde bir karar vermemesi, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin “İstanbul İl Kongresinin iptali istemli davayı ret kararı vermesi” bir “duraklama” olarak kabul edildi.
YSK’nın “2006 tarihli içtihadına” da atıf yaparak görevli olduğunu kabul ettiği Asliye hukuk mahkemeleri hem piyasaları rahatlatan hem de toplum vicdanında kabul gören kararlar verince herkes bir nefes aldı… Ama şimdilik sadece “bir nefes”, o kadar.
Mutlak butlan davasına bakan mahkeme, yargılama sürecini tamamlayarak 24 Ekim tarihli duruşmasında bir nihai karar ya da tekrar yeni bir duruşma günü verebilir.
Bu arada 21 Eylül tarihinde yapılacak Olağanüstü Kurultay süreci tamamlanacak…. Gene bazı tartışmalar çıkabilir.
Bir mutlak butlan kararının “21 Eylül’de yapılacak Olağanüstü Kurultayı etkileyeceği” görüşleri öne sürülebilir.
Ancak bu toplum, demokratik hayatın en esaslı unsuru siyasi partilere bu ölçüde müdahaleyi artık kabul etmez.
CHP’nin kongre ve kurultay süreçlerine dair bir davalar fırtınasının “ceza yargılaması bacağını ayrı tutarak” son bulduğu kabul edilmeli, bu garip fırtına dindirilmeli.
Ama burada CHP’yi bekleyen tarihi bir fırsat olduğu da bizzat CHP tarafından görülmeli.
Tamam, kuşatılmış yargı düzeni var, tamam adil yargılama ve hukuk devletinin yerinde yeller esiyor. Bunların hepsi doğru ve hiç itiraz yok.
Ama bu fırtına sonrasında “102 yıllık bir CHP neden bunları yaşadı” sorusu da sorulmalı. Bunun cevabı araştırılmalı.
Artık CHP, bütün bu sistemi değiştirecek bir parti kimliğiyle halkın karşısına çıkmalı.
Çok isabetli olarak “yönümüz AB diyen” Özgür Özel ve CHP siyaset kurumunun kronik zaaflarının ve eksikliklerinin üzerine gitmeli.
Neler mi yapılmalı?
Mesela eşitlik ilkesine ve demokrasi esaslarına uygun bir iç yapılanmaya dayalı demokratik siyaset kurumunun yaratılması için öncülük edilmeli.
Mesela geleneksel kapalı bir sistem olarak çalışan siyasal mekanizmaların halkın tercihlerini dikkate alacak şekilde yeniden düzenlenmesi sağlanmalı.
Mesela siyasetin finansmanı şeffaflaştırılmalı.
Mesela belediyelerin ve partilerin parasal ilişkileri, nepotizm fırsatçılığı bitirilmeli.
Mesela adrese teslim kamu ihalelerine son verilmeli.
Hedef AB ve demokratik bir Cumhuriyet ise önce demokrasiyi benimsemiş ve içselleştirmiş bir siyaset kurumuna ihtiyaç var.
“Ülkeyi tüketen yorucu siyasi dramada” dan çok yorulmuş, bezmiş insanlar olarak demokratik bir huzuru ülkeye getirecek bir siyasi parti arıyor herkes.
CHP’nin “bu parti” olmak için atacağı her adım hem CHP’yi hem Türkiye’yi güçlendirir.
Hedef AB ve demokratik bir Cumhuriyet ise önce demokrasiyi benimsemiş ve içselleştirmiş, kurumsallaştırmış bir siyaset kurumuna ihtiyaç var değil mi?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolArap rejimleri 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMuhafazakârlığın önlenemeyen düşüşü 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
15.08.2025
8.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025