Figen Çalıkuşu
Cumhurbaşkanının hukuk işlerinden sorumlu baş danışmanı, 2018 yılından beri gözümüzün içine baka baka, mevzuatımızda yeri olmayan bir savı şaşırtıcı bir pişkinlikle tekrarlıyor:
“Anayasa Mahkemesinin yönlendirici denetim yapabileceğini, kararlarının bağlayıcı olmadığını” iddia ediyor.
Neyse ki, geçen gün bu büyük buluşu nasıl ve nereden esinlenerek icat ettiğini açıkladı.
Derin bir nefes aldık. Kanun böyle diyormuş.
Ali cenap davranarak, hangi kanun onu da söyledi:
Ceza Muhakemesi Kanunu.(CMK)
CMK’da ne yazıyormuş: “Yeniden yargılama yapan hâkim isterse önceki hükmü onaylar, isterse önceki hükmün iptali ile yeni hüküm kurar.”
Bu ayrımı yapamayanlar, “bağlayıcılık” meselesini anlamayanlarmış...
Facia ve skandal…
Eski solcuymuş, daha iyi kavrayacağı Hegelci bir özdeyiş ile anlatmakta fayda olabilir:
“Beni bir tek anladı o da yanlış anladı.”
Tam da durum bu.
Evet, CMK’da yargılamanın yenilenmesi kurumu vardır. Eski adı ile iade-i muhakeme.
Bir ceza yargılaması sonucunda özetle kesinleşmiş mahkeme kararını etkileyecek yeni delilin sonradan ortaya çıkması üzerine, ilgilisinin başvuracağı bir yoldur.
Kararı veren mahkeme başvuruyu inceler ve yargılamanın iadesini kabule değer görmez ise isteği ret eder, kabule değer görür ise yargılamaya başlar ve sonucunda önceki hükmü onaylar ya da yeni bir hüküm kurar.
Anayasa Mahkemesi bir ihlal kararı verdiğinde ise uygulanacak kanun “Ceza Muhakemesi Kanunu” değildir. Anayasa’dır.
Kanunların üzerinde olan Anayasa’yı yok sayıp, CMK’yı esas almak ve
CMK’daki “yargılamanın yenilenmesi” ile Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı üzerine “yeniden yargılamayı” birbirine karıştırmak nedir?
Bir cehalet mi? Bir saptırma mı? Bilemiyorum.
Ancak nihayetinde hüzünlü…
Birincisi, CMK’dan önce Anayasa vardır ve der ki; “Anayasa Mahkemesi kararı bağlayıcı ve kesindir”.
Sonra Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu vardır. Madde 50 der ki:
“Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
Ve aynı içerikte tekraren Anayasa Mahkemesi İç Tüzük madde 79 vardır.
Bu kadar net ve bu kadar açık.
CMK’daki “yargılamanın yenilenmesi” ile Anayasa’daki “yeniden yargılamayı” bilmeyen ama devletin tepesinde hukuk politikalarını belirleyen bir baş danışman.
Devlete yazık, ülkeye yazık, topluma yazık…
Kanal kanal dolaşıp karşısında hukukçu istemeyen bu sayıklamayı andıran monolog ciddiye alınması gereken bir sayrıya dönüştü ki, Anayasa Mahkemesi, bir doktor ciddiyeti ve soğukkanlılığıyla müdahale etme ihtiyacı duydu.
Benim de twitterdan paylaştığım bu çarptırmanın teyiden duyurulmasından mutlu oldum.
Muhtemelen maksadı hukuksuz ucube bir devlet anlayışı olan bu saptırmalara karşı Başkan Zühtü Arslan bir açıklama yaptı:
“Anayasa Mahkemesi de giderim olarak yeniden yargılamaya hükmettiğinde bunun usul kanunlarımızda yer alan “yargılamanın yenilenmesi” kurumundan farkını ortaya koymakta ve yapılması gerekenleri açıkça ifade etmektedir.
Yeniden yargılama yapılarak kararın ihlali giderecek şekilde değiştirilmesine hükmetmişse artık derece mahkemelerinin ihlale neden olan aynı kararı vermesi mümkün değildir.
Zira bu durumda ihlalin giderilmesi söz konusu kararın nihai olarak kaldırılmasına bağlıdır.”
Kestirmeden söylersek, söylenen şu:
“Kardeşim neden yapıyorsun onu bilmem ama cin fikirli olmaya kalkışma, artık yeter CMK’daki “yargılamanın yenilenmesi” ile Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı üzerine “yeniden yargılamayı” birbirine karıştırmaktan vazgeç.”
Devlet hukuk devleti ise omurga hukuktur, sağlıklı bir metabolizma tıkır tıkır çalışır. İnsan yaşar, devlet yaşar.
Söz konusu “Cumhurbaşkanlığı hukuk işlerinden sorumlu başdanışmanlık” ise, insan bu mekanizmayı daha da mükemmel hale getirecek bir bilgelik bekliyor.
Görünen ise tam tersi, AYM ve AİHM üzerinden hukuku daha da felç etmek, devleti kötürüm hale getirmek.
Zühtü Arslan hukuku yok ederek, insanı ve devleti felç hale getirecek bu zehirli cehalet karşısında da bu kez daha geniş felsefi bir uyarı daha yaptı:
“Kısacası insanı yaşatan devlet, yaşar.”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.12.2025
12.12.2025
5.12.2025
28.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
7.11.2025
31.10.2025
17.10.2025
10.10.2025