Figen Çalıkuşu
Dün 15 Temmuz idi.
5 yıl önce, şah damarımızdan vurulduk, çok kan döküldü.
Kanlı, hain bir darbe teşebbüsüydü.
15 Temmuz’un yarattığı derin yaralardan, hayatlara kazıdığı silinmez izlerden hangi birisine değineyim bilemedim.
Peki, bu kanlı, hain 15 Temmuz’u engellemek mümkün değil miydi?
Örneğin 6 Haziran 2016 tarihli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde; “FETÖ/PDY’nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğu” yazılıydı.
Darbeden tam 39 gün önce yazılmış bu iddianameye, Anayasa Mahkemesi’nin üyeleri Alparslan ALTAN ve Erdal TERCAN’ın ihraçlarını kabul ettiği kararında rastladım.
Bakın iddianame başka hangi tespitlerde bulunuyor:
1-FETÖ/PDY’nin anayasal düzeni değiştirecek veya ortadan kaldıracak silahlı güce ulaştığı ve bir askeri darbe yapabilecek tek organize güç olduğu,
2- FETÖ/PDY’nin TSK içerisindeki etkinliğine dayanarak askeri darbe ve iç savaş tehditlerinde bulunduğu,
3- FETÖ/PDY’nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğu,
4- Bu tehlikenin gerçekleşmesi halinde bunun devlet için gerçek bir yıkım olacağı, ülkenin bir iç savaşa sürüklenebileceği, milyonlarca insanın ölüp milyonlarca mültecinin ortaya çıkabileceği, devletin yeniden ayağa kaldırılmasının mümkün olamayabileceği,
5- FETÖ/PDY’nin tasfiyesinin devlet için artık varlık yokluk meselesi hâline geldiği.
Okuyunca insan ürperiyor.
Ama bitmedi....
Aynı iddianamede bir cümle daha var :
"Devletin derin bir yapının eline geçmesini, acziyet içerisinde izlemesi, seyretmesi beklenemez."
Devletin savcısı tüm bu tespitleri iddianamesine alıyor ama 39 gün sonra bu hain darbe kalkışması yaşanabiliyor...
Kimse bu uyarıları kaale almıyor...
Kimse savcı tarafından gelmekte olduğu belirtilen darbeyi önleyecek bir önleme başvurmuyor.
Niye?
Neden bu açık uyarı görmezden geliniyor?
Bu doğal ve normal mi?
Bir de 15 Temmuz günü, MİT’e darbe olacağını haber veren binbaşı O.K. var.
Ne tanık, ne müşteki, ne de şüpheli olarak ifadesine başvuruldu.
Önce ihraç edildi, sonra MİT’e alındığı söylendi.
Hakkında açılan davada da ifadesi alınmadı ve neticede takipsizlik kararı verildi.
Hukuken anlaşılmaz, garip bir durum.
Bu kadar uyarıya rağmen önlenmeyen bu darbe girişimiyle ilgili sorular bir türlü yanıtlanmadı.
Hatta Sedat Peker tweetleri ile çıkıp gelen ‘kayıp silahlar’ örneğinde olduğu gibi sorular ve bilinmezlikler daha da arttı.
Karanlıklar daha da koyulaşmaya başladı.
Hale bakın ki o günden bugüne kayıp silah sayısı sürekli artmış.
İçişleri Bakanlığı Faaliyet Raporlarını yıl yıl inceledim.
Kayıp silah sayısı;
2014 yılında 14.682, 2015 yılında 91.120, 2016 yılında 107.628 olmuş…
2017 yılı resmi rakamlarına göre kayıp silahların sayısı ise 106.704’imiş.
Son üç yılda yüzde 720’lik bir artış var.
5 yıl sonra bugün, tıpkı darbeyi haber veren O.K gibi 20 taburluk kayıp silah da sır.
Savcının “çatı” iddianamesine yazdığı gibi kurumları çöken devlette yıkım hali devam etmekte.
Ülke felç oldu.
Yargıya güven neredeyse sıfırlandı.
Malum tutuklamalar, ihraçlar, ilan edilen OHAL ve OHAL KHK ve yasaları geldi.
Özgürlüklerimiz tek tek budandı.
Yoksullaştık.
Faize rağmen enflasyon tutulamıyor.
Yerli milli paramız değerini kaybetti.
Yabancı sermaye çıktı, yeni yatırım gelmiyor.
Ama yönetim çürümeye ve yıkıntıya hiç aldırmıyor.
Ve şimdi OHAL yasaları üç yıl daha uzatılmak isteniyor.
Gerekçe, tehdit henüz geçmiş değil...
Tehdit altında olduğumuz konusunda hemfikirim.
Ama tehdit algılarımız çok farklı...
Bizimki özgürlüğümüzden, demokrasimizden, geleceğimizden, kahkahalarımızdan, şarkılarımızdan, bedenimizden kısaca yaşantımızdan ötürü...
Ya sizin henüz geçmedi dediğiniz tehdit neden ötürü?
İktidarı kaybediyor olmaktan ötürü olmasın sakın...
Adını doğru koyalım; bu tehdit değil korku...
İlk seçimde iktidarı kaybetme korkusu...
Ama korkunun ecele faydası olmuyor ve bunu artık herkes biliyor...
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
20.06.2025
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025