Hakan AKSAY
Fotoğrafın gücü bu işte...
Kimi zamanlar sayfalarca yazıdan çok daha etkili...
Hatta bazen çoğumuzun önemini abarttığı televizyondan, videolardan bile...
Çünkü hayatın tek bir anını ölümsüzleştiriyor fotoğraf...
Ve bakış açısının tüm ayrıntılarıyla birlikte tarihsel bir belgeye dönüşüyor.
Siz o anı hatırlamak istemeseniz de, başkalarına farklı anlatmaya ya da unutturmaya çalışsanız da...
Bu açıdan AKP’li Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ile yolsuzluk iddialarının kahramanı Reza Zarrab’ı bir ödül töreninde bir arada gösteren bu fotoğraf, son dönemin en ilginç görüntülerinden biriydi.
Reza mutlu; plan başarıya ulaşmış besbelli...
Nihat Bey biraz sarsılsa da “olur böyle şeyler, uygun birkaç söz bulup atlatırım” havasında...
Seçim sonrasında gözünü yükseklere çeviren Numan Bey ise “oyuna geldiğinin” farkına varmış durumda, ama o an yapacak bir şey bulamamış...

* * *
Tören sonrasında Numan Bey rahatsızlığını dile getirdi ve “ona ödül vereceğimi önceden bilseydim oraya gitmezdim” dedi.
Zarrab’la “aynı karede görünmek” istemediğini söyledi.
Bugünlerde başka AKP’liler de “o kare”yi eleştiriyorlar.
Sizce bu, kimileri açısından yolsuzluğa karşı çıkmanın, ahlaki arınmanın bir başlangıcı olabilir mi?
Kim bilir...
Ama bizim görevimiz alkış tutmak değil, eleştirmek.
Numan Bey, ayyuka çıkan yolsuzluklarla ilgili zeminin bütün ülkeyi ve hayatımızı kuşattığından ve bu “büyük kare”de kendisinin Başbakan Yardımcısı olmasından hiç şikâyetçi değil; sadece fotoğrafta yan yana görünmekten rahatsız...
Hükümeti döneminde yaşanan bir dizi hukuk dışı uygulama sırasında onu böyle rahatsız görmemiştik.
Oysa – kendisi bilmiyor belki ama – o da “aynı kare”deydi.
Aynı “büyük kare”de...
Herhalde Numan Bey, vaktiyle AKP’ye sert muhalefet yaparken söylediği sözleriyle de “aynı kare içinde” görünmek ve duyulmak istemez bugün...
Ama hayat...
Ama bellek...
Ama “büyük kare”...
* * *
MHP lideri Devlet Bahçeli seçimler sonrasında hukuka, demokrasiye ve toplumsal barışa büyük zarar verecek bir hata yaptı:
“HDP’yi yok sayıyoruz” dedi.
80 milletvekilini, onlara oy veren milyonlarca seçmeni ve temsil ettikleri devasa kitleyi “yok sayma” açıklaması sadece yanlış değil, bir parça komikti de.
Umarım Meclis koridorlarında “yok saydıkları” insanlarla çarpışmazlar, ya da onların oturdukları koltuklara oturmaya kalkmazlar.
Sonradan ne kendisi ne de partisi bu hatayı düzeltti (ne diyorum ben, lider demek parti demektir zaten!).
Tersine, işi paranoya boyutuna taşıyıp “partimizin adını bile onlarla birlikte kullanmayın” dediler.
Nasıl yani?..
“Meclis’teki partilerden biri MHP, öteki HDP” diyemeyecek miyiz, mesela?
Hatada ısrar eden Bahçeli, HDP Şanlıurfa milletvekili Dilek Öcalan’ın Meclis’in Geçici Başkanlık Divanı’nda yer almasına içerlemeyi de ihmal etmemiş:
“Deniz Baykal Bey’den biraz hassasiyet beklerdim. İmralı canisinin yakını gibi birinin Divan’da yer alması Gazi Meclis’in ruhuna ters düştü.”
Eski Türk filmlerinde kan davasını asla unutmayan, kimseyi affetmeyen, intikam alınması gereken kişinin –öldürülmese bile– mutlaka dışlanmasını savunan rahmetli Aliye Rona mübarek...
“Kan bağı” nedeniyle Dilek Öcalan’ın “o karede” olmasını istemiyor.
HDP’lilerin de Meclis’in genel fotoğrafında yer almasını da istemiyor; ama “seçilmeseler süper olurdu” diyemediği için “ben onları yok sayıyorum” gibi bir cümleye sığınmış.
Bu arkadaşlar bir dönem de vatanın tapusu kendilerindeymiş gibi davranıp siyasi karşıtlarına “Ya sev ya terk et!” diyorlardı (sevgi gibi gönülden bir duyguyu bile tehdit sosuyla şarta bağlama fikri, ilk olarak hangi hasta beyinde doğdu acaba?)...
Şunu anlayalım artık:
Hangi ırktan, hangi ulustan, hangi inançtan, hangi siyasal görüşten olursa olsun, bu ülkede yaşayan herkes “büyük karede”dir...
Yani Türkiye puzzle’ının bir parçasıdır...
Bunu kabul etmezsek, demokrasi ve barış bu topraklara asla gelmeyecek!..
* * *

Puzzle dedik de...
LGBTİ bireyleri ve onları destekleyenler, “Onur Haftası”nın finalini bugün İstiklâl Caddesi’nde yapılacak büyük bir yürüyüşle tamamlıyorlar.
AKP’li yıllarda çok çile çektiler.
Onlara da buradan bir selam gönderelim.
Ama işte...
Benim aklım takıldı bir kere “aynı karede görünmemek”meselesine...
Hatırlıyor musunuz, birkaç yıl önce yapılan “radikalizm ve aşırıcılık” adlı bir araştırmada “kiminle komşu olmak istemezsiniz?” sorusuna verilen cevapları:
- Başka bir ırk veya renkten olanlarla (yüzde 26),
- Kızları şort giyenlerle (yüzde 36),
- Amerikalı bir aileyle (yüzde 43),
- Hıristiyanlarla (yüzde 52),
- Yahudilerle (yüzde 62),
- Hiçbir dine inanmayanlarla (yüzde 66),
- İçki içenlerle (yüzde 72),
- Eşcinsellerle (yüzde 87)...
Ah benim yürek yakan, insanın içini karartan ülkem!..
Benden anketçi falan olmaz tabii, ama olsaydım şu soruları da eklerdim:
“Peki, ya ahlaksız birileriyle komşu olmaya ne dersiniz?..”
“Hırsızlarla, soyguncularla, yolsuzluk şampiyonlarıyla?..”
Ne dersin, yüce milletim, “komşuda pişer bize de düşer” mi, ha?..
* * *
Herkes kiminle “aynı karede” görünmek istediğini, kiminle fotoğraf çektirmek istemediğini açıklamakta özgür tabii de...
Türkiye büyük, dünya büyük, istesen de istemesen de “büyük kare”de birliktesin...
“Kare”nin içinde olup da dışında kalmaya çalışanların acizliğini ve sefaletini, uzun yıllar önce büyük şair Murathan Mungananlatmıştı:
“Ya dışındasındır çemberin,
Ya da içinde yer alacaksın.
Kendin içindeyken kafan dışındaysa...
Çaresi yok kardeşim,
Mutsuz olacaksın!..”
@AksayHakan
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025