Hakan Albayrak
Muhammed Mursi, İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) çizgisindeki Özgürlük ve Adalet Partisi’nin genel başkanıydı. Mayıs 2012’de Mısır Cumhurbaşkanı oldu. Adil bir seçimle iş başına gelen ilk Mısır Cumhurbaşkanı idi. Yaklaşık bir senelik iktidarı boyunca partisinin özgürlük ve adalet ilkeleri doğrultusunda hareket etti.
İhvan-ı Müslimin’in en hararetli muarızlarından Esed Ebu Halil’in de takdir ettiği gibi, “Muhammed Mursi dönemi, Mısır tarihinde ifade özgürlüğünün en geniş olduğu dönem”di. “Bunu kim inkâr edebilir?” diyor Ebu Halil; ama var inkâr edenler. Fransız filozof müsveddesi Berbard Henry Levy mesela. Bir mülakatta “kadınlardan ve tüm özgürlüklerden nefret eden sakallı İslamcılar” demişti Mursi ve arkadaşları için. Mısır’ın gördüğü ilk kadın cumhurbaşkanı yardımcısının, Mursi tarafından siyasi işlerden sorumlu cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanan Pakinam Şarkavi olduğunu duymamıştı herhalde. Kemalist bir TV kanalında Mursi’nin ölümü üzerine konuşurken ona “İslamofaşist” diyen bedhah (sözkonusu kanalın patronu) da, Mursi’nin, demokratik dönüşümden sorumlu cumhurbaşkanı yardımcılığına liberal görüşleriyle tanınan Hırisriyan (Kıpti) aydın Samir Morkos’u atadığını duymamış olmalı.
‘Bunlar göstermelik şeyler, ölçü değil’ diyebilirler. Peki nedir ölçü? Mursi’nin hangi icraatı onun “İslamofaşist”liğine delalet ediyor? Diktatör Hüsnü Mübarek döneminden kalma bir zulüm makinesi olan yargıyı, “devrimin kazanımlarını korumak adına”, geçici bir tedbir olarak, halk tarafından seçilmiş kurucu meclisin denetimine alma çabası mı? Hakka-hukuka hiç bakmadan diktatör Abdulfettah Sisi’nin emir ve görüşleri doğrultusunda hareket ederek ömründe silaha el sürmemiş insanları terörist diye peş peşe idam sehpasına yollayan Mısır yargısının sergilediği alçaklık ve hunharlık manzarası, Mursi’nin o çabasında ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor işte.
***
Ülkesinde özgürlük ve adaletin yeşermesi -ve yıllardır abluka altında tutulan Gazze’nin de rahat bir nefes alması- için çırpınmaktan başka suçu (!) olmayan Mursi, 3 Temmuz 2013’te ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri destekli / teşvikli bir askerî darbe ile iktidardan indirilip tutuklandı.
Tutuklanmadan hem önce şöyle seslendi halkına: “Mısır’a sahip çıkmaya devam edin. Devrime sahip çıkmaya devam edin. İki buçuk senedir verdiğimiz, alnımızın teriyle ve şehitlerimizin kanıyla kazandığımız devrim mücadelesine sahip çıkın. Benden yana olanlar veya bana karşı olanlar, hepinize sesleniyorum; devrimi koruyun! Hangi bahaneyle olursa olsun, devrimi sizden çalmalarına izin vermeyin. Pek çok bahane var ve meydan okuma çok büyük; fakat siz bununla baş edebilirsiniz. Devrimi nasıl koruyabiliriz? Bakın, huzurunuzdayım, orta yerdeyim; 25 Ocak Devrimi’nin hedeflerini ve meşru düzenin muhafazasını savunmamın bedeli hayatımsa, benim hayatımsa, (bilinmesini isterim ki) ben sizin hepinizin hayatlarını korumak, çocuklarımızı korumak, yerimizi alacak olan oğullarımızı ve geleceğin anneleri olan kızlarımızı korumak, onlara ‘Bizim ecdadımız adamdı. Haksızlığı kabul etmediler ve fesatçılara asla boyun eğmediler. Vatanlarından, meşruiyetlerinden ve dinlerinden en ufak bir taviz bile vermediler’ dedirtmek için uğraşıyorum; meşruiyette ısrar etmenin bedeli benim kanımsa, bu vatan uğruna, bu vatanın selameti uğruna, Allah Subhanehu ve Teala’nın rızası için, Allah Subhanehu ve Teala’nın rızası için zerre kadar tereddüt etmeden kanımı feda etmeye hazırım. Kimsenin sizi aldatmasına izin vermeyin. Tuzağa düşmeyin. Meşru haklarınızdan vazgeçmeyin. ‘Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.’ Allah Subhanehu ve Teala’nın bize ne dediğini hatırlayalım. ‘Allah emrinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.’”
***
Mursi altı senedir zindanda, hücre hapsindeydi. Ciddi hastalıklardan muzdaripti ve tedavisine izin verilmiyordu. Çok çile çekti, ama iradesi asla kırılmadı. Mursi’yi güya yargılayan rejim mahkemelerinde asıl yargıç Mursi, asıl zanlı rejimdi. Davasını sonuna kadar savundu, devrime sonuna kadar sahip çıktı, kanlı diktatörlüğü sonuna kadar lanetledi. Sonuna kadar. Geçen Pazartesi günü mahkeme salonunda yıkılıp kalana kadar.
Sisi rejimi, tedavisine izin vermemek suretiyle Mursi’yi öldürdü.
Hak yolunda cehdederken öldürülen Mursi’nin şehadeti mübarek olsun.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021