Hakan Albayrak
Geçmişte AK Parti seçmeni olup da 31 Mart seçimlerinde sandığa gitmeyen veya başka partilerin (CHP dahil) adaylarına oy veren İstanbullu “küskünler”, 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde nasıl hareket edecek?
Benim tanıdıklarımdan bazıları “Çok kızıyorum, ama CHP’nin önünün açılmaması için bu sefer bağrıma taş basıp AK Parti’ye oy vereceğim” diyor, bazıları “Çok kızıyorum ve CHP’nin önünün açılması pahasına bu sefer de AK Parti’ye oy vermekten geri duracağım”.
İkinci grupta, evvelki seçimde eli CHP’ye gitmediği halde şimdi CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na oy vermeye niyetlenen kimseler de var. Bunlardan bazıları, “CHP’nin önünün açılması pahasına”nın ötesine geçip, CHP’nin önünün açılmasını arzu eder oldu. Bu yönde propaganda bile yapıyorlar. Benim empati kabiliyetimi aşan bir hal.
Konu, ‘İstanbul’a hangisi daha iyi hizmet eder; Binali Yıldırım mı Ekrem İmamoğlu mu?’ konusu olmaktan çıktı. Aslında hiç olmadı zaten. İstanbul seçimlerinde konu, başından beri, ‘Erdoğan/AK Parti irtifa kaybedecek mi etmeyecek mi, CHP irtifa kazanacak mı kazanmayacak mı?’ konusu. AK Parti bu süreçte kendisine irtifa kaybettirecek her şeyi yaparken, irtifa kazandıracak veya hiç değilse irtifasını korumasını sağlayacak şeylere pek yanaşmadı. CHP ise bu süreçte kendisine irtifa kazandıracak her şeyi yaparken, irtifa kaybettirecek şeylerden uzak durmaya çalıştı. Hiç şüphesiz, CHP’nin stratejisi daha akıllıca (“daha”sı fazla). Peki, CHP’yi tercihe şayan kılmaya yetiyor mu bu? Temel hak ve hürriyetlerin ayaklar altına alınmasından, askerî vesayet ve darbelerden, hukuksuzluktan, yolsuzluktan, şovenist saplantılardan, siyasi ve iktisadi buhranlardan yaka silkip özgürlük ve adalet için, hakiki demokrasi ve hukuk devleti için, dürüst yönetim için, istikrar ve refah için destekleye geldikleri AK Parti’ye artık bu ihtiyaçlara cevap vermekten uzaklaştığını ve evvelce çözüm ürettiği konularda şimdi problem ürettiğini düşünerek tepki duyanlar, aradıklarını CHP’de mi bulacaklar?
Dün diyebileceğimiz kadar yakın bir geçmişte laikçi asabiyetin siyasetteki en büyük kalesi olan, demokratik hukuk devleti ilkesini hiçe sayarak Kemalist askerî cuntaların yıkıcı faaliyetlerine çanak tutan ve demokratik süreçlerin yargı darbeleriyle sabote edilmesini sağlayan; 17-25 Aralık sürecinde menfaatlerini FETÖ’nün menfaatleriyle tevhit eden ve “AKP”den intikam naraları atan; 15 Temmuz darbecilerine doğru dürüst tavır koymayan veya bir ara koyar gibi olduğu tavırda sebat etmeyen; Suriyeli muhacir meselesinin başından itibaren kamuoyunu muhacirlere karşı kışkırtan ve bunu halen sürdüren (üstelik yüzbinlerce Suriyelinin katili olan diktatör Beşşar Esed’e yakın duran); bu arada yolsuzlukla mücadele ve doğru dürüst bir ekonomi yönetimi konusunda ümit verici bir geçmişi de olmayan CHP’den bahsediyoruz yahu! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda geleneksel CHP’li reflekslerini kontrol etmeye ve muhafazakâr kesimin gönlünü kazanmaya yönelik gözle görülür bir gayret içinde olması, İmamoğlu’nun da geleneksel CHP çizgisi dışında bir profil çizmesi önemli; ama bunlardan hareketle yepyeni, bambaşka bir CHP ile karşı karşıya olduğumuz söylenemez ki. Yüzeyde gördüğümüz bu değişim emareleri ne kadar derine iniyor veya inecek? Bütün toplum kesimlerini sahici bir demokratik hukuk devleti çerçevesinde kucaklama anlayışı CHP teşkilatında ve tabanında ne kadar yaygınlaşabildi veya yaygınlaşabilecek? Asırlık paradigmasından vazgeçebilecek mi, millet çoğunluğuna ‘Fransız kalma’ hallerinden kurtulabilecek mi CHP gerçekten? Dün bir, bugün iki; olgunlaşacağı varsa hele bir olgunlaşsın bu süreç, ondan sonra konuşalım.
CHP’nin yepyeni bir hal aldığı söylenemese de, yepyeni bir hal alma ihtimalinin bulunduğu elbette söylenebilir; ama ona bakarsanız AK Parti’nin eski haline dönmesi de ihtimal dahilinde. AK Parti’nin eski haline dönmesi mi daha zor, yoksa CHP’nin yepyeni bir hal alması mı? Bence ikincisi. Yıllarca Türkiye’yi birbirinden müthiş açılımlarla parlak ufuklara taşımış olan AK Parti’nin halihazırdaki sorunlu haline bir müddet daha -o sorunlu hali değişinceye veya doğru dürüst bir alternatifi ortaya çıkıncaya kadar- katlanmak mı daha riskli, yoksa Türkiye’yi on yıllar boyunca karanlığa gömen ve bidayetten beri sorunlu olan halini değiştirme istidadı çok su götüren -üstelik FETÖ’yle mücadelenin hayatî önemini idrak etmekten çok ama çok uzak görünen- CHP'nin önünü açmak mı? Bence yine ikincisi.
AK Parti yola böyle devam ettiği müddetçe, bu gidişten memnun olmayan AK Parti seçmenlerinin bir alternatif aramaları tabiidir; fakat o alternatif CHP değil. CHP’ye oy vererek ve verdirerek AK Parti’yi zafiyete uğratmak suretiyle gerçek alternatifin ortaya çıkıp yükselmesini kolaylaştıracaklarını hesap edenlerin hesabı da hesap değil. Ya CHP -müttefiklerinin yardımıyla- iktidarı zorlamasını sağlayacak ve söz konusu alternatif potansiyelini de zayıflatacak bir rüzgâr yakalarsa?
Şu konuştuğunuz şeylere bak! Koca AK Parti’nin düştüğü ve bizi düşürdüğü hale bak!
Neyse… 23 Haziran seçiminin hayırlara vesile olmasını temenni ederim vesselam
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021