Hakan TAHMAZ
İktidar cephesi, ana muhalefeti tamamen ortadan kaldırma operasyonunu altı aydır kesintisiz sürdürüyor. CHP ise tarihinde görülmemiş bir performansla, altı aydır sokakta güçlü bir direniş sergiliyor.
CHP İstanbul İl Başkanlığı’na Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla atanan kayyum, iktidarın operasyonlarını yeni bir boyuta taşıdı. Daha önce demokratik Kürt hareketi partilerine uygulanan parti binalarını abluka altına alma, giriş çıkışları yasaklama gibi antidemokratik ve yasadışı uygulamalar bu kez CHP’ye yöneltildi. 19 Mart’tan itibaren yürütülen bu operasyonlara, güvenlik bürokrasisinin yanı sıra seçim kurulları da doğrudan dahil edildi.
Artık seçim sonuçlarına ilişkin nihai karar mercii olan seçim kurulunun yetkisi tartışılır hale geldi. Sandık sonuçlarına riayet sorgulanıyor. 1950’lerden itibaren inşa edilen çok partili sistem, iktidarın yargı eliyle fiilen ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Partilere tanınan özerklikler yok edilerek, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verilen ucube rejim, yürütmenin seçilme garantisine dönüştürülmek isteniyor. Sonuçta “muhalefetsiz çok partili sistem” dizayn ediliyor.
CHP ve muhalefet bunun farkında mı, ciddiyetini kavramış durumda mı, harekete geçiyor mu? Bu, mutlaka netleştirilmesi gereken bir sorudur. Aslında 2016’dan itibaren bütün devlet kurumları, muhalefetsiz çok partili sistemi inşa eden bir işleyiş sergiliyor. İran’da olduğu gibi, ikna edilemeyen toplumsal kesimleri etkisizleştirmek, örgütlü muhalefeti paralize etmek ve devlet kurumlarının bir kısmını da gayrimeşru biçimde bu sürece rıza göstertmesi yöntem haline getirildi.
Gerçekten de Türkiye eski Türkiye değil; iktidar, “yeni Türkiye’yi inşa etme yolunda epey mesafe aldı. CHP ve geniş muhalefet bu siyasal, sosyal ve kültürel dönüşümün farkında değil. Oysa yeni dönemin ihtiyaçları, politik öncelikleri ve iktidardan sandık yoluyla kurtulmanın rotası, ancak bu gerçeklik dikkate alınarak doğru biçimde belirlenebilir. Eski Türkiye, alışkanlıklarıyla üretilen her politika ve çözüm duvara toslamaya mahkum .
Dünyada da benzer otoriterleşme süreçlerinden geçen çok sayıda ülke var. İlkesiz, değersiz yönetimlerin sayısı artıyor, belirsizlik büyüyor. Böyle bir ortamda siyasi rekabeti yalnızca Ankara’daki yasama ve yürütme zeminine hapsetmek büyük bir yanlıştır. Bu yanlışı CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ısrarla sürdürdü. Ancak Özgür Özel, göreve geldiği ilk günden itibaren siyasal mücadelenin tüm alanlarını –Meclis’i, sokağı, medyayı– birlikte değerlendiren bir yaklaşım benimsedi.
Özgür Özel’in Mücadele Çizgisi
19 Mart sonrası her hafta düzenlenen mitingler, sokak direnişi ve Meclis’teki yeni çözüm süreci komisyonuna katılım, parti içindeki ulusalcı kanat ve Kılıçdaroğlu çizgisindeki muhaliflerin itirazlarına rağmen Özel’in kararlılığını gösterdi. “CHP’nin komisyonda işi yok”, “bu Erdoğan’ın oyunudur” ya da “yaz sıcağında seri miting olmaz” gibi itirazları göğüslemeyi başardı.
İktidar, farkında olmadan iki sonuca yol açtı. İlki, CHP tarihinde ilk kez bu derece uzun soluklu direniş hattıyla tanıştı ve seçmen tabanını pekiştirdi. Özgür Özel’in liderliği güçlendi. İkincisi, CHP dışındaki demokratik muhalefet için de CHP bir çekim merkezi haline geldi. Bu bir yandan Özel’in başarısı, diğer yandan iktidarın yasadışı ve antidemokratik saldırılarına karşı gelişen toplumsal tepkinin ve sahici alternatifsizliği doğal sonucudur.
Ancak CHP, otoriter yönetime karşı direnişi büyütürken politik eksenini tam anlamıyla yenilemiş değil. Parti içi çok seslilik, belirsizlik ve muhalefet, bu sürecin en zayıf halkası olarak öne çıkıyor. Demokratik muhalefet için tünelin ucundaki ışığı görmek halen güç. Kurumsal alternatif ve evrensel sosyal demokrat değerlere uygun bütünlüklü bir kimlik henüz oluşmuş değil.
İktidarın CHP’ye karşı sürdürdüğü operasyonlar, partide İslamofobik eğilimleri de tetikliyor. Bu da demokratik değişim arayışını zorlaştırıyor. Yargı eliyle CHP’yi dizayn etme girişimleri, ulusalcı kanadı harekete geçirerek “partiyi kurtarma” duygusunu öne çıkarıyor. Bu durum, parti dışı muhalefette soru işaretlerine yol açıyor.
Sonuç olarak, CHP’nin iktidara karşı direniş göstermesi, onu otomatik olarak kurucu siyasi özne haline getirmiyor. Direnişin ortak alternatif bir siyasetin çerçevesini belirlemesi gerekiyor. Siyasetsiz direniş, hedef yoksunluğu anlamına gelir ki, bu da demokratik muhalefetin en büyük zaafı, handikabı ve çıkmaz sokağıdır. Mevcut koşullarda bunun başarılması oldukça zor görünüyor.
AKP-MHP ittifakı bir güç ve çıkar ortaklığı olarak sürüyor. Cumhur İttifakı içindeki çatlakların kapatılması durumunda, muhalefetin bu zaafı ciddi bir risk haline gelecektir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
23.12.2025
18.12.2025
12.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
2.12.2025
25.11.2025
20.11.2025
14.11.2025