Hakan TAHMAZ
Hat safhaya ulaşan anayasa değişikliği-başkanlık sistemi tartışması ve geriliminde kimse barıştan söz edemez oldu. Anayasa değişikliğinin nasıl sonuçlanacağı ve Suriye savaşının gidişatı Türkiye’nin savaşa devam mı edileceğine yoksa yeni bir barış arayışına mı girileceğini ortaya çıkaracak.
Anayasa değişikliği tartışmasından bağımsız, Kürd barışının kaderi Suriye savaşının kaderiyle iç içe geçtiği konusunda Türkiye’de büyük bir mutabakat oluşmuş durumda. Suriye savaşı kısa sürede gerçekleşecek iki önemli gelişmeye kilitlendi.
Biri, yeni seçilen ABD Başkanı Donald Trump’ın izleyeceği Ortadoğu ve Kürd politikasının çerçevesinin ortaya çıkması. Bu çerçeve, bugün yapılacak yemin töreninden sonra hızla netleşmeye başlayacak. Trump’ın PYD ve Kürd sorununa yaklaşımı ile Türkiye politikasını sahada görmeye başlayacağız.
Ankara, Trump’ın yeni politikasının Obama döneminden çok farklılık göstereceğini düşünüyor. Cumhurbaşkanın başdanışmanlarından Yiğit Bulut bu hafta içinde TRT’de katıldığı bir programda bunu şöyle özetledi: “Trump, Erdoğan ve Putin yani ABD, Rusya ve Türkiye üçlüsü birlikte davrandıklarında yerleşik dünyayı sarsar, emperyalizme diz çöktürür, dünyaya nefes aldırırlar.” Bu sözler Obama yönetiminin politikalarının yüz seksen derece değişmesi beklentisinin, umudunun ifadesidir. Bunun ne derece gerçekçi ya da hayalci olduğu kısa süre içinde görülecek.
İkincisi ise Türkiye, Rusya, İran’ın, Suriye savaşını sona erdirmek için başlattıkları inisiyatifin devamı olarak 23 Ocak’ta Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılacak toplantı. Toplantıya ilişkin bir dizi belirsizlik ve çelişkili açıklamalar var. Bunların başında toplantının gündemi ve çerçevesi geliyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, “Ateşkesin devamı ve yardımların ulaşımı konuları konuşulacak, siyasi konular ele alınmayacak” açıklaması yaptı. Ama diğer taraflar, toplantının gündemi ve içeriğiyle ilgili bir açıklamada bulunmadılar.
Dün karşılıklı yapılan açıklamalarla ABD’nin toplantıya davet edilmesi konusundaki farklı açıklamalar netlik kazandı. ABD’nin, taze yönetimi toplantıya katılacak. Ancak nasıl bir politika izleyeceği konusunda bir netlik yok.
Bir başka net olmayan konu Astana toplantısının Birleşmiş Milletler’in ev sahipliğinde yapılan ve başarısızlıkla sonuçlanan Cenevre toplantılarının yerine ikame edilip edilmeyeceği. Türkiye, Dünya 5’ten büyüktür ve Batı ile gerilim siyasetinin bir parçası olarak böyle birşeyi arzu ediyor. Ancak Türkiye’nin gizli hesaplarının farkında olan Kremlin sözcüsü DmitriyPeskov, “Bu görüşmeler, Cenevre de dahil olmak üzere başka formatların yerine geçmeyecek, onları tamamlayacak” biçiminde bir açıklama yaptı.
Hiç kuşkusuz en önemli sorunu Suriye savaşının ve barışının dinamiği Kürdlerin Astana toplantısında temsiliyetleri konusu oluşturuyor. Bu konuda Cenevre toplantılarının sorunlarından biri olan PYD/Kobanê bölgesinin fiili yönetimleri kantonların temsil edilmemesi sorunu aşılmış değil. Türkiye daha önce olduğu gibi PYD ve kantonların temsil edilmesine şiddetle karşı çıkmaya devam ediyor.
Türkiye Kürdleri Esad’a doğru itiyor
Ancak 9 Ocak’ta Ankara’da yapılan istişare toplantısından sonra Astana’da muhalefet heyeti içinde ENKS Başkanı İbrahim Bıro Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkan Yardımcısı ve Suriye Kürd Ulusal Konseyi (ENKS) üyesi Abdulhakim Beşar ve Avukat Derviş Mirkan ‘danışman’ sıfatıyla yer almaları kesinleşti. Bugüne kadar toplantıyı düzenleyen ülkeler arasında farklı bir yaklaşım dillendiren çıkmadı.
Ankara, Esad ile masada oturmaya razı olabilecek gibi görünüyor ama PYD ve kanton yönetimlerinin temsilcileriyle aynı fotoğraf karesine girmemek için direniyor. Bu politikaya yabancı değiliz. Türkiye’de Kürd barışının birinci derece muhatabı ana akım Kürd siyasetini dışlayan zihniyet, Suriye’de de aynı gerekçe ve korkuyla hareket ediyor.
Türkiye çöken politikalarını onarmak yerine ince hesaplar peşinde. Rusya bunun farkında ve kullanıyor, elindeki kozları çoğaltmaya çalışıyor. Türkiye’yi ABD ve Batı’dan mümkün olduğu kadar uzaklaştırma stratejisi izliyor. Türkiye ise, her ne pahasına olursa olsun Kürdlerin, Irak’takine benzer bir başarı elde etmemeleri stratejisi izliyor. Bunun için Türkiye ve Suriye Kürdleri’nin kazanmamalarını başarı olarak addeden bir yaklaşıma sahip.
Bu çerçevede önümüzdeki günlerde Beşar Esad ve Recep Tayyip Erdoğan, ABD ve Kürd karşıtlığı üzerinden yeni bir ortaklığa adım atmaları ihtimal dışı bir gelişme değildir.
Bir başka ihtimal ise PYD - Esad yakınlaşmasıdır. Suriye Türkiye’yi sıkıştırmak ve kendi elini güçlü kılmak için ABD ile ilişkileri normalleştirmenin ilk adımı olarak Kürdlerin/kanton yönetimlerinin rızasını almaya dönük bir strateji çok rahat izleyebilir. Hem İran hem Rusya Suriye’yi buna teşvik edebilir. Türkiye’nin bölge politikası ve ABD ile ilişkileri buna yol açabilir. Ayrıca yeni göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye ve Rusya ile ilgili bugüne kadar söyledikleri de buna açık.
Bu süreçte Suriye hükümetinin Rusya’nın girişimiyle Rojavalı Kürd partilerinden bazılarıyla görüştüğü kamuoyuna yansıdı. Bizzat Rusya’nın Suriye’deki Hmeymim Askeri Üssü’nde Kürd partileriyle görüştüğü biliniyor. Mesela gecen yılın son aylarında Kamışlo’da yaşayan akademisyen Ferid Sadun, Kürd partilerinin bazılarının Şam yönetimi ile federasyon talebinin önünü açacak görüşmeler yaptığını açıkladı. Görüşmelerin Rusya’nın girişimi ile yapıldığı basına yansıdı. Bu görüşmelerin bir arayış olduğu çok açıktır.
Astana toplantısından beklentilerin bu çerçevede olmasında büyük yarar var. Kürd Meselesi’nin çözüm eşiğinden oldukça uzağız. Mesele Astana sonrasına ertelenmedi, Türkiye tarafından mezara gömülmek isteniyor. Buna gücünün yetip yetmeyeceği çok belli değil. Ankara izlediği savaş ve bölge politikasıyla bizim Kürd Meselesi olarak tanımladığımız sorunun çözümünü gündeminden tam anlamıyla çıkardı. Türkiye’nin bölgesel önceliği PKK ve Kürd korkusu.
Başa dönersek Türkiye içeride ve dışarıda izlediği politikalarla barıştan daha da uzaklaşmakta ısrar ederek, Kürd barışını ve çözümünü gündeminden çıkardı. Bu, büyük felakete yelken açmaktır.
Diğer aktör ve güçlerin ise, Kürd Meselesi en azından şu an öncelikli ve yakıcı gündemleri değil. Onlar için öncelik dizginleyemedikleri ve kontrolden çıkmış olan Irak ve Suriye’deki IŞİD ve benzeri silahlı radikal İslami örgütler. Bu nedenlerle bölgemiz ve ülkemiz her türlüğü pazarlığa, çatışmaya ve yeni sürprizlere açık.
Hakan Tahmaz
(IMP News)
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2025
20.09.2025
9.09.2025
5.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
12.08.2025
5.08.2025
29.07.2025