Hakan TAHMAZ
Türkiye, yeterli hazırlık ve sağlıklı bir tartışma süreci yaşamadan, oldu bittiyle, AK Parti’nin isimlendirmesiyle "Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemine" geçti.
AK Parti ve MHP, bu çok hızlı geçişi, Türkiye’nin "büyük bir tehdit altında olduğu ve devletin beka sorunu yaşadığı" savı ile izah etti.
AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan, referandum öncesi katıldığı bir televizyon kanalında canlı yayında sistemin gerekçesini şöyle açıkladı: "Bürokratik oligarşi’ diye benim sürekli ifade ettiğim bu yapıların hantallığı, kurumlardaki iş ve işleyiş süreçleri önümüze hep birer engel olarak çıktı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu engelleri ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Yeni dönemde çözüm üreten devlet, sorun çözen devlet, sonuç odaklı devlet anlayışıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yeni sistemle bürokrasiyi azaltacağız. Daha hızlı karar alacağız, tüm hizmetlerde sonuç odaklı olacağız." https://www.yenisafak.com/secim/erdogan-cumhurbaskanligi-hukumet-sistemini-anlatti-3359620
Bunun yanında bu yönetim sistemini savunanları en önemli iddialarında biri de “Türkiye’nin koalisyon hükümetlerinde çok çektiği, artık koalisyonlara ihtiyaç kalmayacağı” görüşüydü. AK Parti’nin anayasa hukukçusu milletvekillerinden Prof. Burhan Kuzu, bu tezin hararetli savunucularının başında geleniydi.
Gelin görün ki, ilk seçimlerde işler hiç de dedikleri gibi gitmedi. Evet ortak protokol veya program ekseninde bir koalisyon kurulmadı ve Türkiye koalisyon hükümetiyle yönetilmiyor. Ama 16 Nisan 2017 Anayasa referandumu sonrasında Türkiye'nin zorunlu ve resmi olmayan koalisyon ile yönetildiği bir gerçek. Hem de ortak noktalarından daha çok farklılıkları bulunan AK Parti ve MHP gibi iki parti yönetiyor.
Bunu AK Parti ile aynı siyasi gelenekten gazeteci Mustafa Karaalioğlu, köşesinde şöyle tanımladı: “Siyasette her şeyin gerçekleşebilecek olması neticede bir ihtimal hesabıdır. Gayet tabii her şey olabilir ama bazılarının ihtimali yüksek bazılarının ise çok düşüktür. Mesela, AK Parti ile MHP’nin bir ittifakta buluşması ve bu yolla ülkede son iki yılda yaşanan değişimin gerçekleşmesi çok düşük bir ihtimaldi. Aralarında en çok mesafe olan iki parti oldukları da aşikardı. Ne var ki siyasette her şeyin mümkün olduğunu gösterdiler. O kadar ki 16 Nisan ve 24 Haziran sandıklarında neredeyse bir parti oldular.” http://www.karar.com/yazarlar/mustafa-karaalioglu/cumhur-ittifakinin-stres-testi-8248
İki parti arasında yerel seçimlerde ittifak, ant, af gibi bir dizi konudaki tartışma, Türkiye’nin gündemini uzun bir süredir meşgul eden konuların başında gelmesi, iki partinin oluşturduğu cumhur ittifakı yolun sonuna mı geldi sorusuna yol açtı.
Her şeyden önce her iki lider, ittifakın sürdüğünü, sadece yerel seçimlerde ittifak yapılmayacağını güçlü bir biçimde açıkladılar. Bu durumda ittifakın sürmesinin mümkün olmadığı tespitinde ısrar edebilmek için, en az her iki parti liderinin argümanları kadar açık ve net belirtileri ortaya koymak gerekir.
Aksine güçlü emareler de belirmeye başladı. Meclis grup toplantısında her iki lider yerel seçimlerde ittifak yapmayacaklarını kamuoyuna duyurduklarından bir gün sonra, Meclis komisyonunda emeklilerle ilgili hak iyileştirilmesini içeren yasa teklifinin oylamasında partili milletvekillerinin muhalefetle birlikte davranmasını sağlayan MHP Meclis grup başkan vekilini MHP liderinin görevden alınması, bu tartışmanın ve beklentinin anlamsız olduğu gözler önüne serdi. AK Parti’nin karşı çıktığı yasa teklifinin Meclis'e indirilmesi böylece MHP’lilerin oylarıyla yirmi dört saat sonra engellendi.
AK Parti, 2015 Haziran seçimleri sonucunun yarattığı tek başına hükümet olamamanın korkusuyla davranarak yaptığı sistem değişikliğiyle, kendini mecburi ama resmi olmayan koalisyona mahkûm ettiğini bu oylamayla da gördü.
Sadece AK Parti kadar olmasa da MHP de siyasal bagajı ve ideolojik duruşu nedeniyle resmi olmayan bu koalisyona mecbur.
Ama AK Parti’den eli daha kuvvetli. MHP için maliyeti daha az olabilir. AK Parti için iktidardan düşmek, dünyanın sonu bir anlamda.
AK Parti son iki yıldır siyaseti o derece kutuplaştırdı ve ayrıştırdı ki, Meclis’te birlikte davranacağı alternatif partiyi kısa sürede bulması çok zor. MHP’nin yerini alabilecek ve buna aday İyi Parti ile ilişkilerini onarmak için zamana ihtiyacı var. Kısa sürede İyi Parti’yi, MHP’nin yerine ikame edemez. Hele de yerel seçimler öncesi AK Parti böylesi bir riski alamaz.
AK Parti-HDP ile işbirliği ise İyi Parti’den çok daha zor. Her fırsatta olur olmaz yere AK Parti ile HDP arasında gizli ittifaktan söz edenler artık kabak tadı verdi. Kürt ve siyasal İslam karşıtlıklarını bu yolla dışa vuruyorlar. 2015 Haziran seçimlerinde bu tren kaçtı. Sonrasında yaşananlar ve her iki partinin yönelimleri bakımından bunun imkânsız olduğunu söyleyebiliriz.
Devletin bekası tezini bu güne kadar Kürt sorunu ekseninde işleyen AK Parti, U dönüşü dahi yapsa dahi bu böyle. Çünkü 2015 sonrası dış politikanın eksenine de siyasette beka sorunu yerleştirildi. Bu, Kürt sorununda yaşanan muhtemel gelişmeleri önleme ekseninde hayata geçirilmektedir.
AK Parti için CHP ile bir ortaklık ise söz konusu olamaz. Her ne kadar CHP devletin bekası gibi konularda AK Parti ile birlikte davranmaktan ya da ona destek vermekten geri durmuyorsa da, bunun bir aleni koalisyona dönüşmesi her iki parti için büyük bir risktir.
MHP'nin ise AK Parti ile ilişkisini varlık nedeni olan devletin bekası konusu ile tanımlayarak yürütmesi ayaklarındaki büyük bir prangadır. Bu prangadan kurtulmadan ittifakı tümden bozamaz. AK Parti hükümetine destek vermeye devam etmek zorundadır. Bunu bıraktığı an, sonunun geldiğinin ilanı olur. Kaldı ki, MHP, son 24 Haziran seçimlerin Cumhur İttifakı’ndan fazlasıyla nemalanan parti olmasını göz ardı edemez.
Peki öyleyse yaşananlar nedir? İki partinin birbirine benzeşmezliklerinin çokluğunun yanı sıra, yerel seçimlerin kendine has özellikleri ve duyarlıklarının, 24 Haziran seçimlerine benzer bir süreci imkânsız kılmasıdır. Her iki parti de seçmelerinin iki yıldır biriktirdiği stresi atmalarını sağlayacak. Bu noktada, esas büyük risk alan veya almak zorunda kalanın ise AK Parti olduğu seçim akşamı görülecektir.
Bu kısa sürede yine anlaşıldı ki, muhalefet partileri olup biteni doğru okuyamayarak, erkenden heyecana kapıldılar. Acizliklerini sergilediler.
Hakan Tahmaz
(hakantahmaz.com)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025
29.12.2024
26.10.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
6.12.2023
17.06.2023