Halil BERKTAY
[19 Şubat 2017] Hangi çağda yaşıyoruz? Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş yılları gibi, tekrar yarı-sömürge durumuna mı düştü Türkiye? Kâh Selânik’te, kâh Girit’te olduğu gibi, “ganbot diplomasisi” mi uygulanıyor? Düvel-i Muazzama’nın konsolosları gelip hangi cadde veya rıhtım boyunda kaç idam sehpasının kurulacağına mı karar veriyor?
Bir yandan, deniyor ki “millî ve yerli” bir çizgi izlenecek. Bu ilke, bağımsızlık adına koyu (ama aslında çok seçici) bir Batı ve Amerika düşmanlığı kışkırtmak şeklinde yorumlanabiliyor. Vâdesini doldurup görevden ayrılan Obama yönetimi, örneğin, olabilecek her türlü kötülüğün sorumlusu sayılıyor. Sadece Suriye’de PYD/YPG’yi müttefik saymakla kalmıyor (bu kadarı doğru). 15 Temmuz darbesinden de sorumlu (patlak verdiğinde başarısının pususuna yatmakla kalmamış, doğrudan planlamış ve tezgâhlamışlar). Büyükelçi Karlov’u da onlar öldürtmüş. Reina katliamını da onlar yaptırmış. Bunların hiçbir kanıtı yok derseniz ve/ya neden çok mantıklı gözükmediğini, pek de mümkün olmadığını açıklamaya kalkarsanız, kimse olgular üzerinden bir tartışmaya girmiyor. Hakkınızda en hafifinden “acaba ABD’yi neden savunuyor” diye sorulmaya başlıyor. Varsın, temel iddianın, meselâ Reina’nın ilk günü atılan “kesin Amerika’nın işi” tweet’lerinin arkası gelmesin. Hattâ zamanla oluşan bütün kanıtlar tersine işaret etsin. Ne gam? Kimse böyle “teferrüat”la ilgilenmiyor. Bireysel sorumluluk ve meslek ahlâkı adına herhangi bir özeleştiride bulunmak, yanılmışım/yanılmışız demek, hiçbir yayın yönetmeni, yorumcu veya muhabirin aklından geçmiyor.
Öte yandan, başka bazı Büyük Devletlere ve/ya Büyük Devlet yönetimlerine inanılmaz krediler açılıyor. Bu, yeni Trump yönetimi için de geçerli, Rusya ve Putin için de. Her nasılsa Amerika genel olarak emperyalist ve düşman, ama Donald Trump ve ekibi bu kategoriye girmiyor. Onlar iyi, çünkü bazı Obama politikalarını değiştirebilir, Türkiye’yi PYD/YPG’ye tercih edebilir, belki Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iadesini bile kolaylaştırabilirler. Yanlış anlaşılmasın; bunların gerçekleşmesini ben de isterim. Ama medyanın bir bölümünde iş bu umut veya hesapla kalmıyor. Çok daha bütünsel bir Trump hayranlığı ve aklamacılığına, hemen her dediğini onaylamaya, ABD’de kendisine karşı yükselen muhalefeti yok saymaya ve Trump’ın yanında yer almaya, hattâ Erdoğan’a karşı muhalefetin kötülüğü ile Trump’a karşı muhalefetin kötülüğü arasında bir benzerlik kurmaya, bu paralelliği Trump aleyhine çıkan ABD yargı kararlarını Türkiye’nın yakın geçmişindeki yargı vesayeti ile bir tutma noktasına kadar tırmandırmaya varıyor.
24TV’de, Zeynep Türkoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirdiğimiz Serbestiyet programlarının birinde söylemiştim. 1960’ların solcu dalgasının popüler eserlerindendi, Vedat Türkali’nin yazdığı 141. Basamak piyesi. Ankara Halk Oyuncuları tarafından sahneye konmuştu. Üniversitedeyken, Amerika’dan (o zamanlar uçak çok pahalı olduğu için) nadiren gelebildiğim yaz tatillerinden birinde seyretmiştim. Bir sahnesinde Rânâ Cabbar “Geliyor Mister Pikson [= Nixon], çektiklerimize son” diye tef çalıp söylüyor, oynuyordu. Çok komikti. Celâl Bayar’ın başlattığı “Küçük Amerika” ideolojisiyle iyi dalga geçiyordu. Fakat maalesef şimdi de kimileri bir “Geliyor Mister Tramp, ayağımdan çıktı kramp” rüzgârı estirmekte (kafiyeyi bu kadar tutturabildim). Tabii “Geliyor Mister Putin, burnumuzu sürttün, aman ne iyi ettin”i de unutmayalım.
* * *
Jeremy Bentham’ın Faydacılık (Utilitarianism) felsefesi, en baştan beri hem son derece sığdı, yüzeyseldi, zihnen ve ruhen fakirdi, hem de düpedüz ahlâksızdı. Bugün de gerek Trump’la, gerek Putin’le dostluk uğruna gerçeklerin ve çok temel, en temel olması gereken bir doğruluk/gerçeklik ahlâkı siyasî-diplomatik fayda beklentilerine feda edilmekte. Her gün bu Makyavelizmin yeni birkaç örneğine tanık oluyoruz. Sadece birini zikredeyim. 17 Şubat günü Akşam’da, Karar’da ve çeşitli web sitelerinde, şu çok ilginç haber yer aldı (siyahlar bana ait):
“Rusya Adalet Bakan Yardımcısı Maksim Travnikov, Türkiye’nin 2015 yılının Kasım ayında Su-24 tipi Rus savaş uçağını düşürenleri Rusya’ya teslim edebileceğini öne sürdü. -- Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’da yapılan ‘Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Cezai Konularda Karşılıklı Adli Yardımlaşma ve Suçluların İadesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı’ oylaması çerçevesinde anlaşma hakkında bilgi veren Travnikov, uçağı düşürenlerin söz konusu anlaşmanın kapsamına dahil olabileceğini belirtti. Bir parlamenterin Su-24 uçağını vuran zanlıların durumuna ilişkin sorusunu yanıtlayan Travnikov, ‘Rus mevzuatında suç teşkil eden bir eylemi gerçekleştirenler, bu anlaşma kapsamında iade edilebilir. Ancak anlaşmada birtakım nedenlerden dolayı iadeyi engelleyen hükümler de bulunuyor’ ifadelerini kullandı. Travnikov şöyle devam etti: ‘Türkiye, Rusya’nın aksine kendi vatandaşlarını da iade ediyor. Bu nedenle, zanlı durumundaki Türk veya farklı ülke vatandaşları da anlaşma kapsamına giriyor.’ Söz konusu kanun tasarısı, Duma'da bugün yapılan oylamada kabul edilmişti. Anlaşma 1 Aralık 2014 tarihinde Ankara'da Türk ve Rus Adalet Bakanları tarafından imzalanmış ve 21 Ekim 2015'te Duma'ya getirilmişti. Ancak Rus uçağının düşürülmesi üzerine anlaşmanın onay süreci sekteye uğramıştı.”http://www.aksam.com.tr/guncel/rus-bakan-yardimcisi-turkiye-iade-edebilir/haber-597156
* * *
Şimdi bir. Bu habere yer veren bütün mecralar, okuyucularını böyle birşeyin olup olamıyacağına dair bilgilendirmek, en küçük bir eleştiri veya uyarı notu düşmek gereğini duymamış. İnsan yanına küçük bir pencere açıp iki çift lâf eder, değil mi? Hayır, yok öyle bir şey. Açıkçası, Travnikov’un zırvasını hiç yorumsuz Türkiye kamuoyuna taşımış, yansıtmışlar.
İki. Bz ekleyelim: uluslararası hukukta, bağımsızlık, egemenlik ve eşitlik ilkeleri temelinde böyle bir şey olamaz. Asla olamaz. Bir ülkenin topraklarında, başka herhangi bir ülkenin vatandaşlarınca herhangi bir suç işlenirse, “ev sahibi” ülkenin hukukuna göre yargılanır. Diyelim ki bir Rusya vatandaşı Türkiye’de hırsızlık yaptı veya adam öldürdü. Türkiye polisince yakalanır, savcılarınca hakkında iddianame düzenlenir ve dâvâ TC mahkemelerinde görülüp hükme bağlanır. Aynı şey yurt dışında suç işleyen Türkler için de geçerlidir. Onlar da suç işledikleri ülkenin hukukuyla bağlıdır.
Üç. 1950’ler ve 60’larda, Türkiye topraklarında suç işleyen Amerikalı askerî personele tanınan ayrıcalıklı himaye, tam da o döneme özgü ve büyük bir eşitsizliğin ifadesi olduğu için anlamlıdır.
Dört. Suçluların karşılıklı iadesi, Rusya’da suç işleyip Türkiye’ye kaçan TC vatandaşlarının (olması gerektiği gibi) Rusya hukukuna göre yargılanmak için Rusya’ya iadesini; ya da Türkiye’de suç işleyip Rusya’ya kaçan Rusya vatandaşlarının (olması gerektiği gibi) Türkiye hukukuna göre yargılanmak için Türkiye’ye iadesini kapsayabilir. Türkiye topraklarında ama (Rusya’nın kanısınca) “Rusya’ya karşı” (?) “suç işlemiş” (?) olan TC vatandaşlarının Rusya’ya teslimini kapsayamaz. Esasen böyle bir şey olursa, Türkiye’nin bağımsızlığını yitirmiş ve Rusya’nın bir eyaleti veya sömürgesine dönüşmüş olduğu anlamına gelir.
Beş. Rusya’nın SU-24 savaş uçağının düşürülmesi, ancak çok aşırı, çok şoven, çok emperyalist, faşizan ve megalomanyak bir Rus milliyetçisinin muhayyilesinde, “Rusya’ya karşı bir fiil” ve dolayısıyla “suç” muamelesi görebilir. Türkiye açısından ise bu, o gün yürürlükte olan angajman kuralları çerçevesinde, kendi hava sahasını korumak amacıyla başvurulmuş meşru bir askerî eylemdir. Diplomatik açıdan hatâ olmuş olabilir, ama en ufak bir gayrimeşruluğu veya kriminalitesi söz konusu değildir.
Altı. Bunun ardında Rusya-Türkiye ilişkilerini bozmak isteyen FETÖ’cü pilotların olabileceği şeklindeki (AKP açısından defansif) spekülasyon da çoktan iflâs etmiş bulunuyor. Zamanın başbakanı Ahmet Davutoğlu, TBMM’de kurulan Darbe Araştırma Komisyonu’na gönderdiği ifadesinde, böyle bir kuşku duyduklarını ve ilgili pilotların bu açıdan soruşturulduğunu, ama Cemaat ile herhangi bir bağlantılarına rastlanmadığını açıkladı. (Yeri gelmişken: Gülencileri her türlü yanlışın günah keçisi yapmaya kalkışmanın da bir sınırı olsa gerektir.)
Yedi. Bu pilotların o dönemde geçerli kural ve talimata uygun hareket ettikleri o kadar açıktır ki, hiçbir şekilde “zanlı” filan değillerdir; tutuklanmamışlardır ve bugün de görevlerinin başındadırlar. 15 Temmuz darbesinde yer aldıklarına ilişkin iddialar da gerçek dışıdır ve ilk estirilen rüzgârdan sonra unutulmaya terk edilmiştir.
Sekiz. Dolayısıyla şimdi veya gelecekte herhangi bir Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, söz konusu TSK pilotlarını bir Rus savaş uçağını Türkiye semalarında düşürdüler diye (ki TC ve TSK bu temel görüşünden hiçbir şekilde vazgeçmiş değil) “zanlı” sayıp Rusya hukukuna göre yargılanmak üzere Rusya’ya teslim etmesi, tasavvur düzeyinde dahi, eski deyimle ke-en lem yekûn’dur; hiç olmamış gibidir, yoklukla malûldür.
* * *
Öyleyse (a) Rusya Adalet Bakan Yardımcısı Travnikov, nasıl olur da bu pilotlardan “zanlı” diye söz eder? Ve (Rusya’ya karşı) “suç” işledikleri gerekçesiyle Rusya’ya teslim edilmelerini realist bir ihtimal gibi takdim edebilir? Hele, CIA Direktörü Mike Pompeo’nun Türkiye ziyaretiyle aynı sırada, El Bab çevresindeki geçici TSK karargâhının bir Rus uçağı tarafından vurulması gibi, kaza diye açıklanması hayli zor bir “tesadüf”ü izleyen günlerde, bu ikinci hamle, Türkiye üzerinde nasıl bir baskıyı ifade etmektedir?
(b) Daha önce de sorduğum gibi, bu haberin Türkiye medyasında sessiz sedasız yayınlanmasının ve hiçbir eleştirisinin yapılmamasının anlamı nedir? Yok canım, Reina’yı da CIA yapmış olamaz dendiğinde kızıp köpürenler, şimdi neden sustunuz ve susuyorsunuz? Okuyucularınıza herhangi bir izahat borcunuz yok mu? Travnikov’a karşı “millî ve yerli” kırmızı çizgileriniz nereden geçmektedir?
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024