Hasan Bülent KAHRAMAN
1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılışından sonraki haleti ruhiyeyi en iyi anlatan "şey" nedir diye sorsalar, Angelopulos'un Ulis'in Bakışı filmindeki bana göre "dehşet verici" o sahnedir derim.
Lenin'in o yıllarda sıkça yapıldığı gibi heykeli bir yerden sökülmüş, parçalanmış, nehirde yavaş yavaş giden bir mavnayla bir yere nakledilmektedir. Kıyıda, işinde gücündeki insanlar ansızın fark ederler.
Yaşlılar yere diz çöker, haç çıkarır. Hele yaşlı bir Slav erkeğinin, büyük bir acı, sessizlik, ihtiram içinde şapkasını göğsüne bastırarak, diz çöküp, öylece kalması insanın kanını dondurur. Lenin, mavnada, devasa elleri, ayakları, etkileyici suratıyla taşlaşmış olarak yatmaktadır.
Neden o uzun sahne o kadar etkileyicidir derseniz, sebep, Lenin "Baba"ya gösterilen saygının "dinsel" bir ifade taşımasıdır. Rejim dini yok etmek için 70 yıl boyunca çabalamıştır ama şimdi dinsel bir ifade söz konusudur. Yalnız şunu belirteyim ki, buradaki dinsellik bir din vecibesinin ötesindedir. Angelopulos'un büyük başarısı onu saptamasındadır. Çünkü, Yunan yönetmen, orada, öylesine uzun sürmüş, o kadar derin ve koyu, o kadar içine kapalı bir iktidarın ve efsaneleşmiş bir kurucu babanın, ne olursa olsun, mistikleşeceğini, dinselleşeceğini vurgulamaktadır. O arada rejimin amaçlarıyla sonuçları arasındaki çelişkiyi yakalaması ise yönetmenin ikinci bir başarısıdır.
Bunları şu nedenle anlatıyorum.
Her rejim sona erer. Bazıları kendilerini zamana yayar, zaman içinde rehabilite eder, dönüştürerek tamamlanır. Bazıları daha keskin hamlelerle ortadan kalkar.Sosyalizm, başladığı gibi, çok ani bir biçimde tasfiye edildi. O kadar uzun süre hâkim olmuş, kendine göre bir konformizm yaratmış, nimetler üretmiş ve dağıtmış bir rejimin yıkılması hele bu derecede sert bir şekilde gerçekleşirse herkesin o bitişi aynı ölçüde içselleştirmesi ne beklenir ne de bu mümkündür. Hele yeni dönem bazı sorunlar, sıkıntılar, kısıtlamalar ürettikçe eski rejime duyulan daüssıla (nostalji) daha da artar ve yoğunlaşır. Bu arayış kendisini önce eskiyi anan ve yücelten bir ululama söylemiyle gösterir. Onu gene eskiyi ihya eden birsembolizm izler. Sonra bu sembolizm geliştikçe gelişir ve gitgide folklorik bir özellik kazanır. Bütün bunlar birazdan epey öte bir tapınmayı içerir. Manasını bilmeden kullandığımız sözcüklerin neredeyse başında gelen "kült" tam da budur. Bir tapınma objesidir, kültleşmiş olan şey, bu bir insan da olabilir, başka bir sembol de.
Fakat bunlardan daha önemlisi eski rejimin, sistemin, artık biten neyse, yanlılarının onu bitiren radikalizmi anlamamasıdır. Buradaki radikalizm sadece sertlik anlamında değil. Bir rejim onu ayakta tutan sosyoloji, altyapı değiştiği için ortadan kalkar. O rejimin zihinsel kurguları bir sonraki zihniyete içkin olarak devam eder, bu olağandır ama, o nitelikteki bir süreklilik eski rejimin devamı demek değildir. İdeolojik planda bir önceki rejim bitmiştir. Diğeri kültürel bir uzantıdır. Baştaki örneğe döneyim: Leninizm bitmiştir ama Lenin'e gösterilen saygı kültüreldir.
Bizde Kemalizmin bir ideoloji olarak da CHP tarafından temsil edilen bir siyaset olarak da bir nihayet noktasına erişmesi bir dönüşüm gerçeğidir. Sosyoloji ve daha bin türlü şey farklılaştığı için (ve çok gecikmiş olarak) bu noktaya geldik, sorguluyoruz, yargılıyoruz, irdeliyoruz. Kemalist ilkelerin özlerinde farklı anlamlar olsa bile bugüne kadarki uygulamaları doğrultusunda daha fazla taşınamayacağını görüyoruz. Ama yetmiyor, eski zihniyet, onu hâlâ rehabilite edilecek, ardından gidilecek, yeniden üretilecek bir siyaset olarak görüyor, yeniden oluşturmaya, güçlendirmeye çalışıyor.
Bitse, tarihsel olarak tasfiye noktasına gelse de CHP nasıl yenilenebilir sorularının altında yatan, CHP'den bir sosyal demokrasi çıkarma gülünçlüğünü zorlayan budur.
Ece Ayhan'ın babalarla uğraşmayı bırakıp "oğullar oğulluktan sessizce çekilmeyi bilmelidir abiler" sözü size bir şey söylemiyor mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024