Hasan Bülent KAHRAMAN
İstanbul'u herkes sever, herkes kendine göre sever. Ben, dayımdan kalma alışkanlıktan mıdır, yoksa içimde saklı gezegenlik dürtüsünden midir bilmem, hem tüm Türkiye'yi hem İstanbul'u karış karış dolaşmaktan ayrı bir zevk aldım hayatım boyunca.
Son zamanlarda pek o kadar yapamıyorum ama eskiden baharda ve sonbaharda ve daha az olmak üzere de kışın kuru havalarda bir araca biner, belli bir semte gider, ondan sonra yaya dolaşabildiğim kadar o muhiti dolaşırdım.
O gezinmelerin büyük zevk veren noktaları vardır.
Bilhassa yabancı eşimi dostumu da o zevk aldığım çevrelere, yapılara götürürüm. Onların başında gelen yerler arasında mesela Pantokrator Kilisesi vardır, mesela Rüstem Paşa Camii'nin 'mavi bir bahçe gibi' (Nâzım Hikmet'in deyişi) çinileri vardır, eski adı Ayia Theodosia olan Gül Camii vardır. Vardır da vardır. İşte üçünü belirttim.
Haydi, geçerken onu da kaydedeyim, kimse hatırlamaz ama ben Sinan Usta'nın Piyale Paşa Camii'ni de ayrı severim.
Gene de hem benim sevdiklerim hem ustalar ustası Büyük Sinan'ın gerçekleştirdiği yapıtlar arasında hiçbiri Şemsi Paşa Camii'nin (1580) yerini tutmaz. Mihrimah Sultan'ın o daha görkemli yapısının biraz ötesine inşa edilmiş bu yapı tek kelimeyle bir mücevherdir. Niye böyledir anlatmaya çalışayım.
(Sinan konusunda yazılan çok yapıt var artık. Gene de Gülru Necipoğlu'nun kitabını öncelikle salık vereyim.)
***
Birincisi, bu caminin lakabı 'kuşkonmaz camii'dir. 'Raviyan-ı ahbar, nakilanı asar ve muhaddisan-ı ruzigar şöyle rivayet ederler' ki, Şemsi Paşa, Sokollu Hazretleriyle eğlenmiş, 'cami yaptırdın ama kubbesine kuşlar ediyor' demiş. O da, 'gökyüzü altındaki her yeri kuşlar kullanır' buyurmuş.
Gün gelip kendisine cami yaptıracağı zaman bu muhavereyi hatırlayıp Sinan'dan kendisine kuşların konmadığı, uğramadığı bir cami inşa etmesini istemiş. Usta da bölgedeki rüzgârların kesiştiği, kuşların dayanamadığı bu yeri bulmuş.
Ayrıca dalgaların kıyıyı döverken çıkardığı sesi minareler aracılığıyla içeri almış. O uğultu da kuşları ürkütmüş. Neticede kuşların uğramadığı bu cami 'kuşkonmaz camii' olarak tesmiye edilmiş.
Bu Sinan Usta'nın dehasının bir misalidir.
***
Fakat başka sebepler de vardı. Mimar Turgut Cansever bu yapıyı Sinan'ın Ayasofya'ya kattığı minarelerle birlikte düşünüp ele alır. Çok defa yazıp söyledim. O minareler bir ek değildir bir katkıdır. O muhteşem Ayasofya mimarisini ne kadar iyi anladığını ve içselleştirdiğini gösterdiği kadar Sinan'ın sentez yapma maharetinin de bir ispatıdır. (Nasıl olmasın, Mihrimah'ı yaparken Pantokrator'u görüyordu karşıdan...) Sinan ilave fil ayaklarından/ payandalardan ve minarelerden birini öne doğru uzatıp yapıyı denize doğru taşımış, ona farklı bir siluet kazandırmıştır. O zamanın İstanbul'unda Ayasofya'nın mimarları bugün yerinde Aydın ilinin bulunduğu Trallesi'li Anthemius ile Miletli (Miletos) İsidore'den bin yıl sonra yapıyı denizle buluşturmuştur.
Aynı şey büsbütün 'hem zarifane hem levendane' (Baki'nin deyişi) bir biçimde Şemsi Paşa'da cereyan eder. O kadar dar, küçük, kısa bir sahil alanında bu yapıyı yaparken Üsküdar'ın 'anatomisine', topografyasına, morfolojisine bir katkıda bulunur ve adayı öne doğru çeker. Artık o yapıdan önce ve sonra bir Üsküdar vardır ve dolayısıyla Şemsi Paşa Camii bir caminin çok ötesinde bir anlam taşır. Kentle ilgili bir camidir bu.
***
O bölge dolduruluyor. Artık o profil değişecek.
Üsküdar yüzlerce yıllık görüntüsünden kopacak. Ben öyle köprü, metro, yol, baraj yapılmasın diyenlerden değilim. Tersine hem ileri şehirleşmeyi çok severim hem de sanayi yapılarını.
Ama bu Şemsi Paşa'nın başına gelenlere üzülmemem için bir sebep değildir. Tersine, hem de çok üzülüyorum. Taş mimarisi tarihtir.
O kendisini koruyor. Biz de onu korumalıyız.
Hep sabahın olduğu Üsküdar'da akşam olmasın...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024