Hasan CEMAL
CHP’deki yönetim boşluğu, yetersiz liderlik, oy artışını engelliyor
31 Mart 2011
Seçimler partiler açısından genellikle bir fırsattır. Vizyon yenileme fırsatı...
Seçmen karşısına yeni şeyler söyleyerek çıkabilen, daha güzel bir gelecek vaadiyle kampanyasını yürüten partilerin sandıkta oylarını arttırma şansı büyür.
Bu pencereden bakınca, dünkü yazımda da belirttiğim gibi, MHP’nin vaziyeti parlak değil.
Anlaşılan o ki, Devlet Bahçeli’nin vizyon yenileme gibi bir niyeti yok.
Eski milliyetçiliği sürdürmek istiyor.
Bunun sonucuna gelince:
‘Yeni milliyetçilik’ Erdoğan’ın eline geçiyor. Bu da, MHP’den Ak Parti’ye oy kanamasını besliyor.
Bahçeli, Erdoğan’ın oyununa geliyor da denebilir.
Özeti bu.
CHP’ye bakınca...
Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi.
‘Vizyon’ yenilendi mi?
Bunu öne sürmek kolay değil.
Haksızlık etmeyelim. Kemal Kılıçdaroğlu yeni şeyler söylemiyor değil.
Asker ve siyaset konusunda, laiklik ve demokrasi konusunda CHP’nin dili, söylemi Kılıçdaroğlu’nun gelişiyle bir ölçüde değişti.
Baykal’ın askerci eğilimlerine itibar etmiyor Kılıçdaroğlu...
Kürt sorununda da daha esnek.
Bazı ekonomik ve sosyal meselelerde artık somut projeler de üretiliyor CHP’de...
Bunlar iyi, güzel.
Ama parti içindeki ulusalcı-Ergenekoncu kanat gücünü, kuvvetini korumaya devam ediyor.
Kılıçdaroğlu da, belki Baykal kadar olmasa da Ergenekon’a, Silivri’ye selam sarkıtıyor. Ergenekon sanıklarını CHP’den milletvekili adayı yapabiliyor.
Lafı eğip bükmek gereksiz.
CHP’nin bu havası, Kılıçdaroğlu’nun asker-siyaset-demokrasi üçgenindeki bazı doğru çıkışlarını boşlukta bırakıyor, sosyal demokratlık iddialarının inandırıcılığını olumsuz etkiliyor.
CHP 2007 genel seçimlerinde yüzde 21 civarında oy aldı, 2009 yerel seçimlerindeyse yüzde 23.
Baykal gittiğinde, Kılıçdaroğlu rüzgârıyla CHP seçim araştırmalarında bir ara yüzde 30’un üzerine çıktı.
Ama bu kısa süreli oldu.
Şimdi yüzde 26-27 civarında.
12 Haziran’da ne yapar CHP?
Yüzde 26 ila 30 arasında bir yere oturması yakın ihtimaldir.
Yüzde 30’un üstüne gelince...
Böyle bir sonuç, Kılıçdaroğlu açısından büyük bir seçim başarısının altını çizer.
CHP’ye ilişkin bir tartışma var.
Özellikle 2000’li yıllarda gelişen ve 2007’nin Çankaya Savaşları ve 27 Nisan Muhtırası’yla yoğunlaşan bu tartışma şöyle özetlenebilir:
Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak!
Bir başka deyişle:
CHP’nin artık yapısallaşan bir sorun yaşadığını öne sürenler, partinin fazla anti-askerci ya da anti-militarist olması veya Kürt sorunu konusunda radikal açılımlar benimsemesi veyahut Ergenekon avukatlığını birden kesmesi hallerinde oyunun azalacağını, kıyılardaki oy depolarından kanama olacağını savunuyorlar.
Ama bu görüşü paylaşmayanlar da var.
CHP’nin 2007’deki yüzde 21’i veya 2009’daki yüzde 23’ü tümüyle ulusalcı-laikçi değil. CHP tabanında hiç kuşkusuz Ergenekoncu bir damar var.
Ama hepsi bu değil.
Ergenekoncu olmayanlar, mesela bir Ergenekon sanığının CHP’den milletvekili adayı gösterilmesine ne kadar tepki gösterirler?
Veya Diyarbakır’dan bir Kürt aydını olan Sezgin Tanrıkulu’nun milletvekili adaylığı İzmir’den ne kadar oya mal olur CHP’ye?
“Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak” diye özetlenebilecek çıkmaza fazla itibar etmeyen görüş sahipleri, bu tutumların CHP’den oy kanamasına yol açmayacağını, zira gidecek alternatif partilerin siyaset sahnesinde olmadığına işaret ediyorlar.
Bunda gerçek payı var.
Bu durumda CHP neden oyunu yeterince arttıramıyor? Niçin yıllardır iktidar alternatifi olamıyor, hep seçim kaybediyor, muhalefete talim ediyor?
Yanlış, bir marka olarak CHP’de mi?
Yoksa ‘lider’de mi?
Belki ikisi birden...
Bugün CHP’de dikkat çekici biçimde bir yönetim boşluğu yaşanmakta.
Öyle sanıyorum ki, bu ‘yönetim boşluğu’ ya da yetersiz liderlik, CHP oylarının daha fazla artışına günlük deyişle taş koyuyor, set çekiyor.
Belki şu da söylenebilir:
CHP gerektiği gibi yönetilemiyor.
Peki ya Ak Parti?..
Seçim notlarının dördüncüsü yarına...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
faruk
her nefis ölümü tadacaktır. sonra Ona döndürüleceksiniz... ölüm... tek gerçek...
atila topal
allah arahmet etsin basiniz sagolsun ahmet bey..
emilyo
Allah rahmet eylesin..Başınız sağolsun..
nihat taştan
"İnna lillahi ve innâ ileyhi râciûn." (Bakara Sûresi 156) Allah rahmet etsin size de sabır ıhsan eylesin.
mustafa ekici
Allah sizlere uzun ömür wersin..
Ad Soyad Giriniz...
başın sağolsun ahmet abi..