Hasan CEMAL
Sevgili meslektaşım ve dostum Cemal Uşak’tan mektup var. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı olan Cemal Uşak bir süredir aranıyor. Hakkındaki suçlamaya gelince:
Silahlı terör örgütü üyeliği.
Hakkında, ‘Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması” ana soruşturması kapsamında yakalama kararı çıkartılmış durumda.
Bana yazdığı mektubu aynen köşeme alıyorum.
Sevgili Hasan Cemal;
İçinde bulunduğum durum ve memleket ahvali üzerine kıymetli vaktini alarak birkaç kelâm ile hasbihal etmek isterim.
Sizin de pekiyi bildiğiniz gibi; en hafif ifâdesi ile ülkemiz bir Akıl Tutulması döneminden geçiyor.
Hatırlarsanız;
Zatınız da, bendeniz de ve birçok (farklı kesimlerden) kalem ve kelâm erbabı;
İlk iki iktidar döneminde;
Avrupa Birliği reformlarını hararetle savunup ülkemize aktaran...
Ülkenin tüm vatandaşlarını Kürdüyle-Türküyle, Alevisiyle-Sünnisiyle, Müslimiyle-Gayrimüslimi’yle herkesi kucaklayan...
İnsan hakları ve özgürlükler altında atılımlar yapan...
O AKP iktidarını gönülden desteklemiştik.
Sizi bilmiyorum ama ben o dönemle ilgili yazıp konuştuklarımdan dolayı hiç de pişman değilim.
Ne olduysa, AKP iktidarı, vesâyeti yendiğine kani olduğu 2010 yılından itibâren oldu.
Artık, İstanbul İl Başkanı’nın aleni ifâdesiyle, inşâ döneminde “birlikte oldukları” liberallere ve başkalarına ihtiyaçları yoktu. Memleket yönetimine dâir her şeyi bilen onlardı(!) Kimsenin aklına da ihtiyaçları yoktu.
Bugün uluslararası arenada maruz kaldığımız hezimetin ve içeride olup bitenlerin bence dayandığı hâlet-i rûhiye işte bu aşırı ÖZGÜVEN’dir.
Maalesef; Türkiye’nin dışarıdan görünen manzarası şudur:
Düzen vermeye kalktığımız ama her teşebbüsümüzde hezimetle karşılaştığımız otoriter Ortadoğu ülkelerine erişmeye (!) “birkaç gömlek”lik mesâfe kaldı.
Siz benden iyi biliyorsunuz ki; başta Can Dündar, Erdem Gül, Hidayet Karaca, Mehmet Baransu ve hepsinin adını anamadığım için kusura bakmamalarını dilediğim birçok meslektaşımız (30’dan fazla olduğu söyleniyor) parmaklıklar arkasındadır.
Birçok meslektaşımız ve vatandaşımız Cumhurbaşkanına ‘hakaret’ten yargılanıyor.
Bendeniz; bir Cumhurbaşkanı hakkında bunca hakaret davasıaçıldığını hatırlamıyorum.
Eğer bu davâlar gerçekten ‘hakaret’e dayalı ise sormak gerekmiyor mu, bu kadar insan Cumhurbaşkanına niye hakaret ediyor diye...
Değilse de, sâdece demokratik eleştiriler ise Sayın Cumhurbaşkanı, eski dostumuz en küçük bir muhalefet kıpırtısına niye tahammül edemiyor?
Malumunuz olduğu üzere, iktidar her rejimde var. Meşru ve gerçekçi muhalefet ise sâdece demokrasilerde var.
Merhum Bediüzzaman Said Nursî’nin deyimiyle, “meşrû muhalefet” ise “muvâzene-i adâlet’tir.”
Eskiden ağır-aksak, kör-topal da yürüse bir hukuk devletimiz vardı.
Son beş yılda, başta Anayasa olmak üzere; AB normlarına ve uluslararası yasalara aykırı bir KANUN DEVLETİ’miz oldu.
Şimdi ona da aldırış eden yok.
Sizler gibi dostlarımın mâlumu olduğu üzere, iki seneye yakındır kanser tedâvisi görüyorum.
Hakkımdaki yakalama kararını işittiğimde de; tedâvimin bir devamı olarak yurt dışında bulunuyordum.
“Terör örgütü üyesi” imişim.
Tıpkı Can Dündar ve diğerleri gibi.
Sizin de, benim de elimizde kalemden, dilimizde kelâmdan başka bir şey yok.
Ancak, parmaklıklar arkasında bulunan meslektaşlarımızın da, bendenizin de önemli bir suçu(!) var:
Bir nebze muhalif olmak.
İki yıla yakın bir süredir devam eden kanser tedavim sırasında ölüm denilen o kaçınılmaz gerçeğe defalarca yaklaştığımı hissettim.
Asıl endişem, kendimden öteye ülkemin maruz kaldığı hazin durumdur.
Yaşım itibariyle; 1965 yılından bu yana siyasi hayâtımızda olup bitenleri ve iktidarların tavırlarını pek iyi hatırlarım.
12 Eylül darbe dönemi hariç, muhalefete ve eleştiriye bu kadar tahammülsüz bir iktidarı hatırlamıyorum.
Sizin, benden iyi bildiğiniz Kürt Sorunu’nun bugün geldiğimiz noktaya evrilmesinde; bence Kürtlerin tarihte bilmem kaçıncı defa aldatılmış oldukları duygusunu yaşamalarının önemli etkisi vardır.
2013 Nevruz’unda, Diyarbakır’da, Öcalan’ın Silahlara Vedaanlamında okunabilecek mesajının 1,5 milyonluk kitlede nasıl yankılandığını gözlerime gördüm; kulaklarımla işittim.
Kim ne derse desin; Kürtlerin “kahir ekseriyeti” barış ve huzur istiyor.
Aradan 2 yıl geçti.
Her gün şehid haberleri ve “etkisiz hale getirilmiş” terörist sayıları dolduruyor TV ekranlarını.
Ve Kürtler, kendilerine vadedilenlerin bir kenara atılması ile “KANDIRILMIŞ” hissediyor.
Sadece Kürtler mi?
Karadeniz kökenli bir babadan ve bir Türkmen Ana’dan doğan bendeniz kendimi KANDIRILMIŞ hissediyorum.
Bu AKP; 2002’den 2010 yılına kadar sizin de, benim de destek verdiğim AKP değil.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yasaklı döneminde, kendisi için söylediği “Bu şarkı böyle bitmez!” sözünü biraz değiştirmek gerek:
“Bu şarkı böyle bitmemeliydi!”
Ülkemizi bıraktığı durum; bir iktidar uğruna değer miydi?
Selam sevgi,
Cemal Uşak,
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024