Hasan CEMAL
Yıl 1942.
Geçen hafta hayata veda eden Umberto Eco henüz 10 yaşında.
Okulda bir kompozisyon ödevi verilir:
Mussolini ve İtalya için ölmeli miyiz?
Umberto Eco’nun yanıtı olumludur.
Yazdığı kompozisyonla genç İtalyan faşistleri için konulan ödülü kazanır.
Umberto Eco’nun faşizm üzerine 1995’de yazdığı bir makaleyi (Ur-Fascism, The New York Review of Books, 22 Haziran 1995), okuyorum. Bazı yerlerinin altını çiziyorum.
AYDIN DÜŞMANLIĞI
Nazizm’in Hitler’den sonraki iki numarası Göring, “Ne zamankültür sözcüğünü duysam, içimden silahıma davranmak gelir” diye konuşurdu.
Entelektüeller için yumurta kafa deyimini sever, onları ‘yozlaşmışlık’la, ‘efemine züppelik’le tarif ederdi.
Üniversiteler ise kızıl yuvası idi.
Liberal entelektüellere gelince, Göring’in gözünde, geleneksel değerlere ihanet içindeki bir zümreydi.
ELEŞTİREL DÜŞÜNCE İHANETİ
Eleştirel, analitik düşünceden nefret ederdi faşizm.
Çünkü eleştirel ruh, farklılıkları açığa çıkartırdı.
Farklı olanı, anlaşmazlık noktalarını vurgulayarak bilginin sınırlarını genişletirdi.
Ama faşizm açısından itiraz, eleştirel ruh ‘ihanet’le eşanlamlıydı.
FARKLILIK KORKUSU
Faşizmin en büyük korkusu farklı olandı, farklılıklardı.
Faşizm, farklılık korkusunu işleyerek, istismar ederek büyüdü.
Yani faşizm ırkçı idi.
ULUSLARARASI KOMPLO
Faşizme göre, bir ulusa asıl kimliğini veren onun ‘düşmanları’ydı.
Faşist ruh hâlinin en belirgin özelliklerinden biri de, ülkeninuluslararası komplolarla çevrili olmasıydı.
Faşizm, kitlelerin dört bir taraftan düşmanla çevrili olmak gibi bir ruh hâliyle yaşamalarını isterdi.
Bunun için de hep yabancı düşmanlığı, iç düşmanlar yaratılırdı, Nazizm’in Yahudi düşmanlığı ile yaptığı gibi...
BARIŞ DÜŞMANLIĞI
Faşizme göre, hayat kavga, savaş demekti.
Barış, barışseverlik ise düşman işiydi.
Çünkü hayat sürekli bir savaş hâliydi.
YAŞASIN ÖLÜM!
Faşizm, sürekli olarak ölümü kutsardı.
Kahramanlığı kutsardı.
Vatan için ölümü kutsardı.
Faşist kahraman vatanı için her an ölmeye hazırdı.
BİREYSELLİĞE DÜŞMANLIK
Demokrasilerde yurttaşlar bireysel haklara sahiptir.
Ama siyaseten son tahlilde çoğunluğun kararına uyulur.
Faşizmdeyse bireysel haklar yasaktı.
Onlar adına hak nedir ne değildir önder ya da führer tarafından karar verilirdi.
ÇÜRÜMÜŞ PARLAMENTER REJİM
Faşizm çürümüş diye nitelediği parlamenter sisteme, parlamenter hükümet tarzına kesin karşıydı.
Mussolini iktidara gelirken, öncelikle İtalyan parlamentosunu düşman ilan etmiş, sağır ve karanlık dediği parlamentoyu yok edeceğini söylemişti.
Tarih, 27 Temmuz 1943.
Radyo haberleri, İtalya’da faşizmin çöktüğünü, Mussoli’nin hapse atıldığının duyurur.
Annesi, 11 yaşındaki Umberto Eco’yu gazete alması için çarşıya gönderir.
Umberto şaşırır.
Gazetelerin manşetleri çeşit çeşittir.
Hepsi birbirinden farklıdır.
Gazetelerden birini satın alır.
Baş sayfada beş altı siyasal partinin imzaladığı ortak bir bildiri vardır.
Hıristiyan Demokratlar...
Komünist Parti...
Sosyalist Parti...
Liberal Parti...
D’Azione Partisi...
Bu kadar çok parti de fena hâlde kafasını karıştırır 11 yaşındaki Umberto’nun.
Çünkü o yaşına kadar İtalya’da tek bir partinin varlığını bilir:
Faşist Nasyonal Partisi...
Bu kadar çok parti bir gecede doğmayacağına göre, bunların onca yıl yeraltında yaşadıklarını, faşizme karşı mücadele verdiklerini akıl eder.
Gazetelerin birinci sayfalarındaki ortak mesaja gelince:
Diktatörlüğün sonu ve özgürlük!
İfade özgürlüğü...
Basın özgürlüğü...
Örgütlenme özgürlüğü...
11 yaşındaki Umberto Eco şöyle der:
“Bu sözcükleri hayatımda ilk kez duyuyordum. Bu yeni güzel sözcüklerle özgür bir Batılı insan olarak yeniden doğmuştum.”
Sonra da ekler:
“Uyanık olmak zorundayız. Bu sözcüklerin unutulmaması için hep alarmda olmalıyız. Faşizm hâlâ etrafımızda dolaşıyor. Üstelik bazen sivil kıyafetle dolaşıyor faşizm... Faşizm masum kılıklarla, giysilerle her an yeniden arzı endam edebilir. Bizim görevimiz faşizmi her gün soymak ve dünyanın her yerinde onu tehşir etmektir, sergilemektir.”
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024