Hilâl KAPLAN
İç Anadolu heyeti olarak halkla buluşmaya, sözümüzün gücünden korkanlar tarafından susturulmadıkça konuşmaya ve toplumla istişare etmeye devam ediyoruz.
Çözüm sürecine kategorik bir karşıtlık sergilemeyip, endişelerini dile getirenlerin sorularını üç kategoride toplamak mümkün. Bugün, o üç soruyu ve toplantılarda onlar üzerine söylediklerimi paylaşmayı uygun gördüm.
1. Bölünecek miyiz?
İrtica ve bölünme korkusu, devletin kuruluşundan itibaren, egemen kesimlerin halkın bazı haklı taleplerini bastırmak için tedavüle soktuğu bir söylem ve duygudur. Bu korkuyla baş etmek için şöyle bir etrafınıza, toplumunuza bakmanız gerekir.
KONDA'nın 2011 yılında açıkladığı araştırma sonuçlarına göre Türkiye'de tam üç milyon Türk-Kürt evliliği var. Bu en az altı milyonun birbirleriyle yakın akraba olduğu anlamına gelen güçlü bir toplumsal birlikteliğe işaret eder.
Bilmemiz gereken ikinci gerçek, bölünme riskinin önünde orduların değil, halkın gönül rızalığı ile oluşturduğu ortak birlik duygusunun durduğudur. Türkiye halkı bu hususta oldukça iyi bir sınav vermiştir. Otuz senelik kan gölünün bir iç çatışmaya sebebiyet vermemesi, dünya tarihi açısından istisnai bir durumdur. Bu müstesna sonuca sizlerin sağduyusu yol açmıştır. Kan akmaya devam ederken gerçekleşmeyen bu neticenin, kan durduktan sonra gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir.
Sıklıkla örnek verilen Yugoslavya misalinde, Türkiye'de başarılan toplumsal birlikteliğin güçlü örneklerinin hiçbirini bulamayız. Ayrıca Yugoslavya örneğine baktığımızda, orada bölünmeye sebep olanın çoğunluk milliyetçiliğine tekabül eden Sırp milliyetçiliği olduğunu görürüz. Biz de çoğunluk milliyetçiliğinin hamasi ve üstenci söylemlerine mesafe aldığımız, hep birlikte Türkiye olduğumuz oranda bu korkuların yersizliği de daha sarih biçimde ortaya çıkacaktır.
2. Bize emperyalistlerin bir oyunu mu bu?
Kan dökülmeye devam ederken, bunu 'emperyalist oyun' olarak nitelendirenlerin, şimdi de kanın durmasına aynı kalıp düşünceyle karşı çıkması ve 'emperyalist oyun' demesi anlaşılması zor bir çelişkidir. Kan akarken toplumsal iklimde hakim olan kin ve intikam duygularının yerini, kan durduğu takdirde birlik ve kardeşlik duyguları alacaktır. Ki, biz birlik ve kardeşlik duygusunu, kan akmaya devam ederken bile büyük oranda muhafaza edebilmiş bir toplumuz.
Ayrıca bu cenaze ortadan kaldırıldıktan sonra, ülkenin zaten başarılı olan büyüme ve gelişme oranı artarak katlanacaktır. Öyleyse emperyalistler, Türkiye'nin daha büyük bir ülke olmasını mı sağlamaya çalışmaktadırlar?
Kaldı ki Millî Mücadele sırasında önünde durulamayan bir 'özne' olarak ortaya çıkan ve bağımsızlığını bileğinin hakkıyla kazanan bir halkın, kendisini sadece emperyalist oyunda bir piyon olarak konumlandırması en başta ecdada saygısızlıktır. Biz her birimiz bu sürecin bir öznesiyiz. Bu özgüvenle kanın durmasına destek vermemiz ve kardeşliği geliştirmek için yeni projeler oluşturmamız gereklidir. 27 Nisan'dan bu yana 'özne' olduğunu kanıtlayan ve tüm oyunları boşa çıkartan bir halka da bu yakışır.
3.Gizli bir pazarlık mı sürüyor? Sürecin sonunda ne olacak?
Çözüm süreci, dünyadaki diğer örneklere nisbetle oldukça şeffaf gidiyor aslında. Çok bilinmeyenli bir denklem söz konusu değil. İddia edildiği gibi devlet, idari yapı ve benzeri meselelerde İmralı ile pazarlık içerisinde olsaydı, bunu sızdırılan tutanaklarda görürdük. Bilakis, sunulan çözüm planı Başbakan Erdoğan'ın defalarca dillendirdiğinden ibarettir: 'Silahlar sussun, fikirler konuşsun'. Üstelik burada halkın kendi rolünün verdiği güçle sürece bakması gerekmektedir. Herhangi bir köklü değişikliğin sandığa başvurulmadan yapılması imkânsızdır. Demokratik rejimlerde hükümetler, halkın desteğine muhtaçtır. Sizlerin destek vermediği bir işin gerçekleşmesi zaten mümkün değildir. O yüzden sürecin sonunda ne olacağına her biriniz karar vereceksiniz. Kan duracaksa da akmaya devam edecekse de bunun sorumluluğu hükümetten çok bizlerin üzerinedir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019