Hilâl KAPLAN
Amerikan Millî Güvenlik Teşkilatı (NSA) belgelerini sızdıran Edward Snowden'ın akibeti muğlaklığını korusa da, belgelerin en azından bir kısmına ulaşan Glen Greenwald, firstlook.org/theintercept adresli site üzerinden belgeleri peyderpey yayınlamayı sürdürüyor.
Son yayınladıkları belgeye göre, istihbarat paylaşımı içerisinde bulunan 'Beş Göz' ülkelerinin istihbarat ajanslarının (ABD, Britanya, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda) 2010 yılında katıldığı toplantıda twitter, facebook ve youtube gibi sosyal medya platformlarının şu amaçlarla kullanılması ele alınmış: 1. Yanıltmaca 2. Devlet propagandası 3. Hedef ülkeler hakkında dezenformasyon 4. Toplumsal psikolojiyi yönlendirme 5. Kitlesel mesaj verme. Bu yönde çalışan birimin (Joint Threat Research Intelligence Group) kendine koyduğu amaç 'çevrimiçi teknikleri kullanarak, bir şeyin siber veya gerçek dünyada olmasını sağlamak' diye tanımlanmış.
Özellikle Gezi kalkışmasından bu yana, sosyal medyanın nimetten zillete nasıl bir dönüş yapabileceğini ülke olarak gördük. 'Taksim'de yüz ölü' haberlerinden Suriye'de çekilmiş fotoğrafların Türkiye'de oluyormuş gibi yaygınlaştırılmasına kadar pek çok akıl almaz yalanın çoğaltılmasına ve buna en çok gazetecilerle oyuncuların vesile olmasına şahit olduk.
Ardından 17 Aralık'ta başlayan darbe girişimi de sosyal medyanın yanıltmaca, propaganda, dezenformasyon gibi amaçlarla ne kadar mahir şekilde manipüle edilebileceğini bize kanıtladı. Buraya kadarki kısım, sosyal medyanın sadece özgürlüklerle ilişkisi olduğunu iddia edenlere yönelikti.
Buna ek olarak, söz konusu şirketlerin ABD ve İngiltere devletleriyle tam bir işbirliği içerisinde hareket ettiğini biliyoruz. Hatta twitter ABD makamlarından gelen talimatları bazen mahkeme emrine bile gerek duymadan (El Kassam Tugayları'nın İngilizce hesabının gerekçesiz kapatılması, vb.) uyguluyor.
Öyleyse twitter'ın, vatandaşları üzerinden en çok kâr ettiği bilinen bir şirketten, ABD ile İngiltere'ye göre çok çok az sayıda kalan Türkiye'nin taleplerinin hiçbirinin karşılanmaması, ısrarla burada ofis açmaması, vergi denetimi gibi sorumluluklardan azade olması hukukî bir sorun değil midir?
Yine Türkiye'deki kâr oranı ilk beşte bulunan youtube'un, ülkenin millî güvenlik sırlarını deşifre eden bir video url'sini dahi yayından kaldırmayı reddetmesi itiraz edilmesi gereken bir haksızlık değil midir? Burada Türkiye vatandaşlarının ve devletinin hukukunu koruyacak olan mercii kimdir?
İşin bir de diğer boyutu var:
Anayasa Mahkemesi (AYM), twitter'ın açılmasına karar verdiğinden beri yere göğe sığdırılamıyor. Mahkeme hem özgürlüklere sahip çıkması bakımından hem de 17 Aralık'tan beri yıpranan yargı imajını düzeltme bakımından övülüyor.
Ancak işin esasına baktığınızda, ülkenin en yüksek yargı organı olmasına rağmen AYM'nin bu kararı hukukî yetki alanının dışına çıkarak verdiğini görüyoruz. 'İdari işlem hakkında bireysel başvuru yapılmaz' hükmü ve bireysel başvuru için iç hukuk yollarının tamamlanması şartı çiğneniyor. Böylelikle hem her idari işleme bireysel başvurunun yolu açılmış oluyor, hem de AYM iç hukuktaki son danışma mercii olma sıfatının da dışına çıkarak, Danıştay, Yargıtay ve birinci derence mahkemeleri gibi aşamaları elinin tersiyle iterek hareket etmiş oluyor.
Bu yüzden, meşhur hukuk felsefecisi Carl Schmitt'in 'Egemen, istisnaya karar verendir' tanımına başvurmadan AYM kararını yorumlamak beyhudedir. Buna göre, bir ülkedeki egemenlik, o ülkede hukukun dışına çıkılmasına karar veren güce aittir. Mevcut hukukun dışına çıkılması durumuna Schmitt, 'istisna hali' der. Bu istisna hali içinde, egemenin kararları dahilinde yapılan her şey mübahtır. Egemen, yasanın hem içinde hem de dışında yer alabilmesi hasebiyle 'egemen' olandır. Türkiye'de uzun yıllar askerin, ardından da yargı güçlerinin hukuku askıya almasına alışığız. O yüzden AYM'nin mezkûr hamlesine de şüpheyle yaklaşma ihtiyacı duyuyorum.
AYM'nin derdi, özgürlük görünümü altında ilan ettiği istisna haliyle egemenliğini normalleştirmek ve pekiştirmek midir, bilemem. Kendince ülke imajına zarar geldiği gerekçesiyle 'millî' bir karar olduğunu düşündüğü için mi en yüksek yargı makamı olmasına aldırmadan yargısal prosedürü çiğnedi, onu da bilemem.
Bildiğim, AYM'yi ayakta alkışlamaya kalkmadan önce, bu yetki gaspının her zaman 'özgürlük ve demokrasi' lehine harcanmama ihtimalini de göz önünde bulundurmamız gerektiğidir. Şayet derdimiz öncelikli olarak ilkeler ve meşruiyet ise, AYM'nin kendi hukukî sınırlarını aşaraki yetki gaspı içerisinde bu kararı alması sorgulanmayı hak etmektedir.
Yağmurdan kaçarken, doluya tutulmayalım.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019