Türkiye'nin Pensilvanya'dan değil, Washington'dan değil, Berlin'den değil, Londra'dan değil, Tel Aviv'den değil; sadece ve sadece Ankara'dan yönetilmesi iradesi kazandı.

Yeni bir anayasanın, vesayet odaklarınca engellenmesine karşı duruş kazandı.
Başkanlık sistemiyle istikrarlı bir yönetim ve reformlara devamı isteği kazandı.
Savaşa hayır, siyasete evet diyen Kürtler kazandı.
Savaşa hayır, kardeşliğe evet diyen Türkler kazandı.
Kandil'den yönetilen savaşa değil, Ankara'dan yönetilen barışa evet diyenler kazandı.
Diktatörlük, katillik, hırsızlık ve daha ne kadar iftira varsa hepsine ailesiyle birlikte göğüs geren Erdoğan kazandı.
Koalisyon değil, güçlü bir hükümet arzusu kazandı.
Dış güçlerce dizayn edilen değil, ayakları üstünde duran bir Türkiye hayali kazandı.
İç savaş değil, toplumsal barış diyenler kazandı.
Millî ve yerli olan seçenek kazandı 
Bu sonuçlar ertesinde göreceksiniz ki, aslında hepimiz kazandık.
Çocuklarımızın ölüleri üzerinden destan yazıp siyasî rant elde eden aydın ve siyasetçiler değil, çocuklarımızı ne olursa olsun hayatta tutmaya çalışanlar kazandı.
Halk yönetime el koydu. Uluslararası kuşatmayı, savaşkanları, paralel yapıyı, vesayet odaklarını beraberce aştık. 
Milletimize hayırlı olsun!