Hilâl KAPLAN
Son Meclis-i Mebusan'da ve Birinci Meclis'te yer alan Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey, parlamentonun en özgün ve muhalif kişiliklerinden birisiydi. 27 Mart 1923'te, Mustafa Kemâl'in Muhafız Alay Komutanı olan Topal Osman tarafından katledildi. Mecliste özellikle Lozan görüşmelerinde Türkiye heyetinin yürüttüğü politikaya itirazıyla ön plana çıkmıştı.
20 Kasım 1922'de başlayan Lozan görüşmelerine 4 Şubat 1923'te ara verilmiş ve Türkiye heyeti şartları istişare etmek üzere yurda dönmüştür. Görüşmeler 23 Nisan 1923'te tekrar başlayana kadar geçen süre içindeyse Ali Şükrü Bey, sancılı cumhuriyet tarihimizdeki ilk siyasî cinayet olarak kayıtlara geçmiştir. Yaklaşık bir yıl sonra lağvedilecek olan hilafet kurumunun kaldırılmasına ilişkin mecliste gerçekleşen kapalı toplantılarda yaptığı muhalefetin ardından bu cinayetin gerçekleşmesiyse üzerinde ısrarla durulması gereken bir husustur. Aşağıda, dönemin meclis kâtiplerinden Mahir İz'in kâleme aldığı otobiyografisinden Ali Şükrü Bey'e ilişkin yazdıklarını okuyacaksınız:
"Hilafetin lağvı lüzumuna dair olan teklifin müzakeresine gizli celsede başlanmıştı. Çok hararetli müzakereler oldu, gece yarısına kadar devam etti. Teklif eden tarafın sözcüsü İstiklâl Mahkemesi reisi İhsan Bey'di. Buna muhalif olan karşı tarafın da kendiliğinden meydana çıkan sözcüsü Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey'di... Artık vakit çok geç olmuş, herkes de yorulmuştu. Fakat Ali Şükrü Bey ayakta hatibi dinliyordu. O sırada yine kürsüye yaklaşarak konuşan hatibe cevap vermek üzere söz istedi ve kürsüye yaklaşmaya başladı. O anda kürsüye yakın ilk sırada ortada Rauf Bey oturuyordu. Hamidiye kahramanı Rauf Bey herkesin istisnasız hürmet ve muhabbetini kazanmıştı. O'nun kesin ve keskin sözleri hiçbir zaman redde uğramamıştı. Önüne doğru gelen Ali Şükrü Bey'i belinden tutarak:
"Şükrü, yeter, yeter! Şükrü, artık söz alma!" deyince, Ali Şükrü Bey birdenbire Rauf Bey'e dönerek:
"Rauf! Ben bu işin fedaisiyim, anladın mı?" dedi ve kürsüye çıktı. O sırada ben, zabıt müdürü Zeki Bey'e: "Ali Şükrü Bey, bu gece idam fetvasını eliyle imza etti" dedim. Nitekim o sözüm de çıktı. (Ali Şükrü Bey'in iddiası şuydu: Bütün dünyadaki İslâm alemi tekmil ruhuyla, vicdaniyle makam-ı hilafete bağlıydı. Bu kuvveti ihmal etmek adeta bir hıyanet-i vataniyye idi. İngilizlerin de yıpratmak istedikleri bu kuvvet idi. Bu parçalanınca kavmiyyet üzerine kurulan milliyet mefhumu, dinleri müşterek milletler üzerinde yavaş yavaş tesirini gösterecek ve istenen parçalanma hasıl olacaktı.)
Ali Şükrü Bey, Tanyeri adında bir gazete çıkarıyordu. Balıkesir mebusu Hasan Basri Çantay Bey de yazı işleri müdürü idi. Gazetede şiddetli makaleler çıkıyordu... Ali Şükrü Bey, Amerika Cumhurreislerinin terceme-i hallerini yazıyor, zaman zaman nasıl riyasetten feragat ettiklerini gösteriyor ve bu suretle âdeta "demokrasi dersleri" vermek istiyordu. Bütün hüviyetiyle meydana atılan hararetli bir halk partisi muhalifi idi. İşte bu esnada karşısına Topal Osman çıkarıldı... Ali Şükrü Bey'in izale-i vücudu Topal Osman'a havale edildi... İş meclise aksetti. Meclis büyük bir heyecan içindeydi... Her zaman haklı gördüğü bütün hadiselerde, o tiz ve keskin sesiyle gürleyen Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey söz istedi. O sırada icra vekilleri reisi olan Rauf Bey kürsüden izahat veriyordu.
Hüseyin avni bey, "Rauf bey! Katilleri biz sizden istiyoruz" deyince Rauf Bey, "Katilleri mutlaka Meclis-i li'ye getireceğim" dedi ve bu sözü o kadar samimi ve o kadar candan söyledi ki sanki katiller hapishanede elinin altındaydı... (Rauf Bey Jandarma ile Topal Osman ve efradını basar) müsademe sonunda Topal Osman yaralanmış, çete efradı bunun üzerine teslim olmuşlar. Çarpışma devam ederken Osman Ağa'nın çetesine silahlarını Çankaya'ya çevirmelerini emrettiği fakat Rauf Bey'in daha jandarmalar hareket etmeden evvel Çankaya'ya telefon ederek herhangi bir hadisenin vuku bulmaması için Mustafa Kemal Paşa'nın istasyon binasına gelmesini tavsiye etmiş olduğu da söylenenler arasındaydı. Osman Ağa'nın cesedi Taşhan'ın önündeki meydana asıldı... Ali Şükrü Bey'in "Kurb-ı zü'l-celal"e tayeran eden mübarek ruhunun na'şı Hacı Bayram Camii'ne getirildi... Umulmayan büyük bir kalabalıkla cenaze teşyi edildi."
Şehadetinin 89. yıl dönümünde, davasına fedai olmaktan geri durmayan Ali Şükrü Bey'i muhabbetle anıyor, o günkü "umulmayan büyük kalabalığın" bugün hâlâ yerli yerinde olduğu ümidiyle teselli buluyor, meclisimizin Rauf Bey'den bu yana üzerine vazife olan bu karanlık hadiseye ışık tutup tetikçilerin ötesine geçebilecek cesarete sahip bir kurum haline gelmesini diliyorum.
(Kaynak: Mahir İz, "Yılların izi", İrfan Yayınevi, 1975)
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019