Hilâl KAPLAN

Barış Konseyi iş başında
27.02.2013
3252

 Geldiğimiz noktayı Temmuz 2011'e dönüş diye tanımlarsak, yanlış olmaz sanırım.

Hatırlarsanız PKK lideri Öcalan, 6 Temmuz 2011'de devletle ortak bir noktaya geldiklerini, iki ay içinde Barış Konseyi kurulacağını ve devrimci halk savaşına artık gerek kalmadığını duyurmuştu. Yeni anayasa sürecine fırsat tanımak gerektiğini açıklamasının merkezine oturtmuştu.

KCK'nın verdiği karşılıksa, PKK'nın kaçırdığı vatandaşları arayan askerî birliğe Silvan'da saldırmak ve aynı gün DTK tarafından ilan edilen demokratik özerklik olmuştu. Yeni anayasa gündemden düştü, Barış Konseyi hayal oldu ve PKK devrimci halk savaşı stratejisinin olduğu gibi devam edeceğini açıkladı. Öcalan boşa çıkarıldı, süreç akamete uğradı.

'Aradan çekiliyorum' diyerek susma kararı alan Öcalan, son avukat görüşmesinde, 27 Temmuz 2011'de, örgütüne şöyle rest çekecekti:

'Sorun çözülmezse devrimci halk savaşını başlatırız, savaşa da barışa da hazırız diyorlar. Eee, o zaman yap salak! Seni tutan mı var? Yapamazsan şerefsizsin! Yapar mısın, yapmaz mısın, sen bilirsin. Ama bu şekilde daha fazla benim üzerime yıkma. Eğer bitiremezsen senden rezili yoktur... Bunu şantaj olarak değerlendiriyorum. Yani KCK şantajı.'

Örgütün kendisini taşeron olarak kullandığını söyleyip aylarca susan Öcalan, Ocak 2012'de ziyaretine gelen kardeşiyle de 'Her şey birbirine karışmıştır. Görüşe çıkmayacağız' notuyla görüşmeyi reddederek, susmasının kendi kararı olduğunun altını çizdi. Örgüt, ona karşı bir yola girmişti, bunun çıkmaz sokak olduğunun anlaşılmasını bekleyecekti.

Ve bugüne gelindi. Mevzubahis şartlar, Öcalan'la devletin çözümün ana hatlarında mutabık olduklarını, Öcalan'ın yeni anayasayı merkeze koyduğunu ve Barış Konseyi'nin de BDP'li vekiller aracılığıyla kurulmuş olduğunu gösteriyor. Şu ana kadar İmralı'ya giden Ayla Akat Ata, Altan Tan ve Sırrı Süreyya Önder'in aynı zamanda Meclis'teki Anayasa Komisyonu'nda yer alan üç BDP'li vekil olduğuna dikkat çekersek, Öcalan'ın yeni anayasaya verdiği önem daha net anlaşılır sanırım. Öcalan, yeni anayasa hususunda Ak Parti'nin bakış açısına o kadar yakınlaşmış ki, kardeşine kritik anayasa maddelerini Osman Can ve Numan Kurtulmuş'un yazmasını istediğini bile söylemiş. (Ruşen Çakır, 16 Ocak 2013)

Tek farkla, bu sefer sadece Öcalan değil, PKK da devrimci halk savaşı stratejisinin sonuna gelindiğini düşünüyor. Örgütün iki numarası Karayılan, 'nihai ve kalıcı barışa' hazır olduklarını söyleyerek buna işaret ediyor. Ya da Avrupa temsilcisi Zübeyir Aydar, 'Örgüt, 'Siz başkanımızla görüştünüz, gelin bizimle de görüşün' demiyor. Örgüt, başkanıyla ortaklaşmak istiyor' diyor.

Mart'ta, Meclis Anayasa Komisyonu'na tanınan sürenin sona ermesiyle anayasa yapımı hızlanırken, Newroz'da yapılacak olan sınır dışına çekilme ve barış çağrısıyla da süreç ivme kazanacak. Kötümserlik konusunda pek ihtiyatlı davranmayanları da bir ara ikna ederiz inşallah.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar