Hilâl KAPLAN
Son yazımda "Sivillere özen" başlığı altında operasyonların durması için Hakkâri sınırında yapılan eylem sırasında hayatını kaybeden Van İl Genel Meclisi üyesi Yıldırım Ayhan'dan bahsetmiş, benzeri vahim olayların tekrarlanmaması için çağrıda bulunmuştum.
Bu hafta Ayhan'ın anıldığı İl Genel Meclisi'nde, Meclis Başkanı Semiha Varlı üç ay önce Ak Parti Van milletvekili Gülşen Orhan'ın Ayhan'ı tehdit ettiğini iddia edip şöyle demiş: "Gülşen Orhan'a soruyoruz sen mi vurdun, yoksa Başbakan'ın mı yoksa ortak karar mı aldınız arkadaşımızı vurmakta?"
BDP, umduğu kadar kitlesel eylemlere imza atamadığından olsa gerek bu tür provokatif söylemlere tevessül ediyor. Semiha Varlı, bu iddiasını kanıtlayamadığı müddetçe, arkadaşının hatırası üzerinden siyasî rant devşirmeye çalışan bir müfteridir. Bu vesileyle Gülşen Orhan'ın iftiralara cevap niteliğindeki basın açıklamasını paylaşıyorum. Bu açıklama sadece iftiralara yanıt vermekle kalmıyor, bölgede siyaset yapmaya çalışan Ak Parti'li vekillerin yaşadığı zorlukları da sarih biçimde anlatıyor:
05.09.2011 tarihinde yapılan Van İl Genel Meclisi toplantısında, geçtiğimiz günlerde bir gaz fişeğinin isabet etmesi neticesinde hayatını kaybetmiş olan İl Genel Meclisi üyesi Yıldırım AYHAN' la ilgili yapılan konuşmalar sırasında, meclis başkanı tarafından ismim de zikredilmek suretiyle olayın faturası tarafıma kesilmek istenmiştir. Bu olay malzeme yapılarak, yaşanan gergin ortamın, hedef gösterilmek suretiyle daha da fazla gerilmesinin amaçlandığı açıktır.
Yaşanan bu vahim olay ile ilgili gerekli adli ve idari incelemeler devam etmekte olup, bir kişinin hayatını kaybettiği olayda olası kast veya taksirin mutlak surette cezalandırılacağı beklentisi içindeyim.
Buna rağmen öteden beri gerginlikten beslenen bir cenah, yaşanan bir vahameti es geçmemiş, bu olayı da provoke etmeye çalışmış, insanları kişilere ve kurumlara karşı galeyana getirme azmini yeniden göstermiştir. Bu yeni bir şey değildir. Son da olmayacağı kesindir.
Şahsın tarafıma atfettiği iddiaların tamamı iftiradır. Kaldı ki herhangi birini tehdit etmek şöyle dursun, bana yapılan tehditleri bile, gerginliğe malzeme olmaması kaygısıyla bu güne kadar örtbas ettim, sakladım. Buna rağmen kendileri sarf ettikleri tehdit mevzusunu ispatlamakla sorumludurlar.
Adına siyaset yaptıkları topluma tercüman olmayı başaramamış, hiçbir konuda siyaseten kendini ispatlayamamış insanların, siyaset yaptıkları yapı içerisinde yükselme ve bulundukları yeri korumaya dönük bu tür çirkin siyaset oyunları, halkımızın ilk defa şahit olduğu bir durum değildir. Ancak bu siyasetlerini, gençlerimizin kanının aktığı bir savaşın ateşiyle yürütmeyi vicdanlarına nasıl kabul ettiriyorlar, bunu bir türlü anlayamıyorum.
Yıldırım AYHAN' la hiçbir zaman hiçbir yerde tek kelime dahi muhataplığım olmamıştır, kaldı ki tehdit edeyim. Ve hayatım boyunca hiç kimseyi de tehdit etmiş değilim. Yıldırım AYHAN'ın ölümüne de son derece üzüldüm.
Ancak Yıldırım AYHAN gibi gençlerin ölümü üzerinden siyaset yapanlara birkaç soru sormak zorunluluğu hasıl olmuştur:
Sizler ne zaman ağzınızdan düşürmediğiniz ve her kelimenizin önüne taktığınız "demokratik siyaset"i yapmaya başlayacaksınız?
Ne zaman insanları, iftira ve yalanlarla itham etmekten vazgeçeceksiniz?
Ne zaman insanların yolunu kesmekten, tehdit etmekten, zorlayıp sindirmeye çalışmaktan vazgeçeceksiniz?
Diğer partilere mensup İl Genel Meclisi üyelerini istifaya davet ederek, istifa etmeyenleri cinayete ortak ilan etmek siyaseten sindirmek değil midir?
Bizler sizin düşmanınız değiliz, Kürt Halkı'nın, Türkiye'de yaşayan diğer vatandaşlar gibi, tüm haklarının meşruluğunu savunan ve çalışan rakip siyasetçileriz.
Bugün sivil siyasetin her zamankinden çok daha hakim olduğu bir Türkiye varken, bu sonuca Ak Parti ile birlikte ulaşılmışken, bu gidişe ve yeni bir anayasaya daha fazla destek vermek gerekirken, sizin Ak Parti'ye, bizlere bu denli düşmanlık etmenizin nedenini açıklayabilecek misiniz?
Yaklaşık bir asır boyu Kürtler'in, dindarların ve diğer bütün ötekileştirilmiş vatandaşların ensesinden inmeyen devlet zihniyeti yerine, bugün halkın iradesini binbir zorlukla güçlendirmeye çalışan Ak Parti ve mensuplarına olan kin ve nefretinizin nedeni nedir?
Ak Parti olmazsa, Türkiye Kürtler için çok mu güllük gülistanlık olacak?
Sayın Semiha VARLI, benim kimseyi tehdit etmediğimi, aksine defalarca, sizin diğer meclis üyelerinizce, partililerinizce, yayın organlarınızca ve sınır ötesi hatlarınızca tehdit edildiğimi adınız gibi biliyorsunuz.
Tehdit ettiniz, iftira attınız, ahlak dışı haberlerle kirletmeye çalıştınız olmadı. Olmaz da!
Bütün bunlara rağmen beni ve arkadaşlarımı partililerinize açık hedef göstermekle doğru bir şey yapmıyorsunuz. Böyle bir hedef göstermenin neticesinde bana, aileme ve arkadaşlarıma gelecek bir saldırının bütün sorumluluğu sizindir. Böyle bir sorumluluğu üstlenebilecek misiniz?
Sizin gibi düşünenlerden başka hiç kimsenin siyaset yapmadığı bir siyaset arayışı Türkiye'nin ve Kürtlerin onca zulüm gördüğü tek parti rejimini çağrıştırmıyor mu size?
Muhakkak ki bu acı günler halkın sağduyusu, gerçekten barış arzusu ve çabasıyla geride kalacaktır.
Umarım o gün geldiğinde bu halk sizlerin de barışı, kardeşliği, demokrasiyi canı gönülden istediğinizi zikreder.
Yaşanan gergin ortamın durulması, ülkemizin ve bölgemizin barış ve salahiyet ortamına kavuşması için iktidar partisi milletvekili olarak üzerime düşen her şeyi yapacağımı, ayrıca bu iftira ve açık hedef göstermelerle ilgili hukuki ve adli haklarımı kullanacağımı bildirir, herkesi iftira, provokasyon ve hedef göstermelerden vazgeçmeye, kan ve savaşın durması için üzerine düşeni yapmaya davet ederim.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Gülşen ORHAN
Van Milletvekili
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
MAHMUT ATAK
BU YAZI BENI HIC TATMIN ETMEDI....INGILTEREDE BUTUN OKULLAR 16 YASINA KADAR UNIFORMALIDIR...ONDAN SONRA ISTEYEN ISTEDIGINI GIYEBILIR....HIC KIMSEDE BU DURUMDA GOCUNMAZ...INIFORMALARIN KALDIRILMASI HICBIRSEYI OZGUR KILMIYOR...HER SABAH MARS SOYLENIYORSA BUNU KALDIRIRSIN,SIRAYA SOKULUP ASKERI ANLAYISLA YETISTIRILIYORSA BUNU KALDIRIRSIN.....NE BILEYIM BIR COK OLUMSUZ GORUNTUYU KALDIRARAK REFORME EDEBILIRSIN AMA BUNU UNIFORMAYI KORUYARAK YAPARSIN....B DEGISIMIN NE OGRENCIYE NEDE TOPLUMA YARAMAYACAGI