Hilâl KAPLAN
Donald Trump, daha koltuğa oturalı bir gün olmuştu ki muhalifleri ülkeyi bizdeki "Gezi kalkışması" kıvamına getirmeyi başardı. Tüm şov dünyası, medyanın ezici çoğunluğu ve akademinin önemli kısmı Trump'a açıktan cephe almış durumda.
Öyle ki, Başkanlık koltuğuna oturduğunun ertesi günü, Washington'da üç yüz bine yakın, ABD'nin çeşitli eyaletlerindekilerle birlikte milyona yakın bir kalabalık Trump'ı protesto için yollara döküldü.
Ateşli gösterilerde küfür ve tehditler havada uçuştu.
Trump ise yemin töreni konuşmasında, 'iktidarı halka geri vermekten' şöyle bahsetmişti:
"Bugün sadece yönetim bir partiden diğerine geçmiyor; aynı zamanda gücü Washington'dan halkın kendisine geri veriyoruz. Uzunca süredir başkentteki küçük bir grup, yönetimin tüm imkânlarından faydalanırken halkın kendisi bundan kendi payına düşeni alamadı. Politikacıların refah düzeyi arttı. Ancak halk bu gelişimden pay almadı.
Yerleşik düzen ülkenin insanlarını değil kendini muhafaza etti. Onların zaferleri, sizin zaferleriniz değildi. Onların kutlayacağı çok şey varken, çevrede kalan ve mücadele içindeki Amerikan ailelerinin kutlayacağı pek bir şey yoktu. Asıl önemli olan şey hangi partinin yönetimi kontrol ettiği değil, fakat yönetimin halkın kontrolü altında olup olmadığıdır." Bunlar, Trump'ın seçilmesinin ana sebebi olan, Washington'daki yerleşik düzenle finans kapitalin yozlaşmış ilişkisine işaret ettiği ve 'bataklığı kurutmak' sloganıyla savaş açtığı vaatlerinin yansıması olan cümleler. Ancak Trump'ın 19 kişilik kabine ve kabine seviyesindeki atamalarının 11'i 'bataklık'la yakın ilişkisi olan ve hatta içinden çıkan kişiler oldu. En çarpıcısı kuşkusuz çokuluslu petrol ve doğalgaz şirketi olan ExxonMobil'in CEO'su Rex Tillerson'ın Dışişleri Bakanlığı'na getirilmek istenmesi oldu. Trump'ı 'Rus kuklası' gibi gösterme savaşında bayrağı önde taşıyan Cumhuriyetçi senatörler John McCain ve Lindsey Graham'in bile ABD'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımlara karşı çıkan Tillerson'ı destekleme kararı alması ve bunu ilan etmesi aslında Tillerson'ın 'bataklığın' içinde ve dışında ne kadar güçlü olduğunu kanıtlıyor.
Soros, Trump'a karşı Milyarder yatırım fonu yöneticisi George Soros, Donald Trump'ın başkan seçildiği hafta bir milyar dolar kaybetmiş. Zira 30 milyardan fazla olan bir fonahükmeden Soros, tahminlerini ve hazırlıklarını tamamen Hillary Clinton'ın üzerineyapmıştı. Clinton taraftarı ve Trump karşıtı kamplara toplamda 12 milyon doları aşan bir bağış yaptığı belirtilmişti. Yani Soros, büyük oynadı ve büyük kaybetti.
Peki, bu Soros'u durduracak mı? Pek de öyle gözükmüyor.
Açık Toplum Enstitüsü (ATE) kurucusu ve 'turuncu devrimlerin finansörü' olarak bilinen Soros, Davos Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, "sahtekâr ve dolandırıcı" olarak nitelediği Trump'ın daha koltuğa oturmadan diktatör olacağını öngördüğünü açıkladı.
Trump'ın koltuğa oturduğunun ertesi günüyse, Soros'un ATE'si, nefret suçlarıyla mücadele eden gruplara 10 milyon dolar bağışlanacağını ilan etti. Verilecek bağışların, sadece toplumsal açıdan motive gruplara değil, kuvvetle muhtemel siyaseten de Trump'la mücadele edecek olan gruplara akıtılacağı net. Yani bu ilan aslında bir nevi bir meydan okuma niteliği de taşıyor.
Soros, Trump'la mücadele eden finans kapital oligarşisinin en bilinen aktörü.
Bakalım önümüzdeki süreç nelere gebe...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019