Hüseyin GÜLERCE

Hüseyin GÜLERCE
Hüseyin GÜLERCE
Star GAZETESİ Tüm Yazıları
Bekleyelim, silah bırakacaklar mı?
29.03.2013
2312

 Çözüm süreci zor bir geçitten geçiyor. CHP ve MHP’nin aldıkları tavır kafaları karıştırıyor, tereddütleri besliyor. Anayasa’nın bile İmralı’dan yapıldığına inananlar var. Öcalan, “eşit yurttaşlık” dedi diye bundan vaz mı geçilecek?

Kamuoyunun kanaatlerini sonuçlar etkiler. CHP ve MHP açıktan ya da ima yollu, AK Parti’nin, BDP-Öcalan ile birlikte, projesi ABD tarafından yapılan bir iş çevirdiğini söylüyor. Türkiye’nin hızla bölünmeye, üniter devlet yerine, federal sisteme doğru gidildiğini iddia ediyorlar.

Ama bu bir ihtimal. Gerçekten ortada böylesine tehlikeli bir proje varsa, çözüm sürecine destek verenler bunu sineye mi çekecekler? İhtimal yerine, somut adıma odaklanmalıyız. PKK teröristleri, silahlarını bırakıp sınır dışına çekilecekler midir? Bunu görmeden çözüm sürecine daha en baştan karşı çıkmak, ikna edici değildir. Güvenlik politikaları ile hem de sıkıyönetim ve olağanüstü hal dönemlerinde, hem de devletin hukuk dışı yollara başvurarak yaptıklarıyla bir çözüm sağlanamadı. 30 yılda 40 bin can gitti. Türkiye’yi kalkındıracak milyarlarca dolar, gitti. Silah tüccarları, uyuşturucu tacirleri kazandı. Köyler yakıldı, boşaltıldı. Kürt kimliği yok sayıldı, ötekileştirme, işkenceler gönül köprülerini berhava etti. Şimdi ise hükümet, “bir de barış yolunu deneyelim” diyor. Denemeyelim mi? Denemeye değmez mi? Tek bir evladın hayatını kurtarma pahasına, tek bir annenin yüreğinin yanmasını önleme pahasına denemeye değmez mi?

CHP ve MHP insaf dairesinde, en azından silahların bırakılması ve sınır dışına çıkmayı beklemelidir. Bunu yapmadıkları sürece, barış yerine çatışmaların devam etmesini isteyen bir konuma savrulacaklardır.

Bu konuda hükümete düşen, hızlı davranmak olmalıdır. Bunun için 4. yargı paketi önemli bir işlev görebilir. Dün Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan tasarıda; “terör örgütünün propagandasını yapan, örgütlerin bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara ceza verilmesinde, ‘cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemleri meşru gösteren, öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik etme’ şartı getiriliyor. Bunun anlamı şiddete, teröre çağrı yapmamış pek çok KCK tutuklusunun serbest kalmasını sağlayacaktır. Ayrıca Sayın Başbakan, dağa çıkmanın suç olmadığını, çatışmalara girmemiş, cinayetlere karışmamış olanların, ailelerinin yanına dönebileceklerini söyledi. Ama hem bu konularda, hem de sınır dışına çıkışlarda, savcıların harekete geçerek, sürecin engellenebileceği endişesi var. Bunlarda haklılık payı olabilir. Bu konudaki tereddütleri evet, Sayın Adalet Bakanı; “Barışı istemek suç ise ben o suçu işliyorum.” diyerek dağıtmak istese de, sütten ağzı yananların yoğurdu üfleyerek yemesi gibi gereken yasal tedbirlerin alınması lazımdır.

Terör, Ergenekoncu vesayet ağalarının elindeki son koz, sarıldıkları son umuttur. Terör biterse, vesayetin beli kırılır. Şiddetin yerine sulh gelirse, vesayetin eli kolu bağlanır.

İkincisi, terör bittiğinde başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük sıçramasını yapacaktır. Ekonomik kalkınma refahı, huzuru ve istikrarı getirecektir. Birileri açıktan söylemese de; “Türkiye, AK Parti döneminde demokratikleşecekse, varsın cuntacıların elinde kalsın. Terörü, AK Parti bitirecekse, varsın kan akmaya devam etsin. AB’ye AK Parti döneminde girilecekse, varsın Türkiye’yi dışarıda bıraksınlar…” diye ellerini ovuşturuyorlar…

Silahların bıraktırılması ve sınır dışına çıkmayı hızlandırmak lazım…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar