Hüseyin GÜLERCE
3. Yargı paketinin yasalaşmasından sonra bir beklenti var: Tutuklu 9 milletvekilinin tahliyesi... Geçtiğimiz nisan ayında bu konuda Meclis'te bir uzlaşma sağlanır gibi oldu ama arkası gelmedi. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı 27 Nisan'da Çanakkale'de; "Ümit ederim ki seçilmiş olan herkes Meclis'te görevlerini yaparken, mahkemeler de devam etsin." dedi.
Tahliye konusunda ilk çağrıyı Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek yaptı. Mahkemelerin, tutuklu milletvekilleri bakımından adli kontrol gibi çağdaş bir imkânı uygulamaya koyabileceklerini belirterek, "Ümit ederim ki mahkemeler Meclis'in verdiği bu mesajı iyi anlamıştır." dedi.
Bu çağrıdan bir gün sonra Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, KCK davasının tutuklu sanığı BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın avukatlarının, "3. Yargı Paketi" kapsamındaki tahliye taleplerini reddetti. Mahkeme, "kuvvetli suç şüphesinin varlığını, suçun CMK 100/3. maddesinde yer alan katalog suçlardan olmasını, kaçma şüphesinin bulunmasını" gerekçe gösterdi. Dün de KCK davasında tutuklu bulunanan BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ın tahliye talebi reddedildi.
İki CHP'li bir MHP'li milletvekilinin durumları hakkında Silivri'deki mahkemelerin ne karar vereceği şu anda merak konusu.
Bu konuda daha önce de çok yazdım. CHP ve MHP, darbeye teşebbüs davalarını özünden saptırmak, itibarsızlaştırmak adına tutuklu sanıkları milletvekili adayı yaparak, yargıyı tabir caizse madara etmek istediler. Bu, açıkça yargıya meydan okuma ve yargıyla inatlaşmaydı. Dokunulmazlıklara en çok karşı olan CHP, Silivri'den tünel açarak sanıklara dokunulmazlık zırhını Meclis'te giydirmek istiyordu. Bütün eleştirilere, ikazlara rağmen CHP ve MHP bu inatlarından vazgeçmediler. Şimdi milli irade adına milletvekillerinin tahliyesini isteyen Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli, o itibarı en başta hiç akıllarına getirmediler.
12 Eylül 2010 referandumunu baz alırsak, bu ülkede demokratikleşme ve özgürlüklerin genişlemesi sürecini, dolayısıyla darbe davalarını çok önemseyen en az yüzde 58 bir çoğunluk var. Bu çoğunluk, 3. yargı paketinin öncesinde, sürecin akamete uğraması endişesi yaşadı. Tasarının yasalaşmasından sonra bu endişeler büyük oranda giderildi. Şahsen ben de artık bu safhadan sonra milletvekili tahliyelerinin, davaları itibarsızlaştıracağı kaygısını taşımıyorum. Tam tersine, CHP ve MHP (BDP, kendi karar veremediği için onlara bir şey diyemiyorum) yaşananlardan bir ders çıkarırsa, tahliyeler yeni bir toplumsal uzlaşmaya kapı da açabilir. Yani CHP ve MHP, bu tahliyeleri, "mahkemeler yanlıştan döndü, zaten bu davalar kaydırık, kuyduruk" propagandasına malzeme yapmazsa uzlaşma adına yeni bir zihniyet uyanması da olur. (Bazı okuyucularımızın, "nerede o günler" dediğini duyar gibiyim.)
Vesayet sisteminin hâlâ canlanabileceğini, eski konumlarını ve güçlerini tekrar kazanabileceklerini düşünenlere, bu uğurda hâlâ direnenlere, çaba harcayanlara laf anlatmak elbet kolay değil. Fakat şahsen ben referandumda evet diyen yüzde 58'in yanında, hayır diyen yüzde 42'nin, en az üçte ikisinin de demokratikleşmeden yana olduğunu düşünüyorum. Eğer kitleleri, hâlâ en fazla etkileyen merkezdeki gazete ve televizyonlar ile CHP ve MHP yöneticileri, demokratikleşmeden yana tavır koysalardı, meseleyi AK Parti karşıtlığı üzerine bina etmeselerdi, referandumdan yüzde 85 evet çıkardı.
Böyle düşündüğüm için 85-58=27 hesabıyla yüzde 27 gibi önemli bir seçmen kitlesine şunu anlatmamız lazım: Bu ülkede demokratikleşmeyi isteyen muhafazakâr demokratların "intikam", "rövanş", misilleme" gibi duygu ve beklentileri asla yoktur.
Şu anda yaşanan hukukî bir süreç var. Doğru duruş, vicdanlı tavır, bu süreç içinde yargısız infaza gidilmemesidir. Bu insafsızlıktır, kabalıktır, hissiyata yenik düşmektir. Yargılananların bir kısmı geçmişte bu insafsızlığı yapmış olsalar bile üslubu, namus bilenler bugün karakterlerinin gereğini sergilemek durumundadır. Makul insanlar; bağcıyı dövmek yerine, üzüm yemeyi tercih ederler...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 6 maddede İstanbul seçimi
9.05.2019 - Bahçeli, neden açıklama ihtiyacı duydu?
2.05.2019 - Aklımda İstanbul, ufkumda büyük düzlük…
18.04.2019 - İmamoğlu-medya patronları…
11.04.2019 - Bir kalkışmanın daha taşları döşeniyor
4.02.2019 - Sandığa gidişimizden korkuyorlar…
28.03.2019 - Yavaş yavaş gidiyor…
14.03.2019 - Akşener’in çamuru Erdoğan’a yapışmaz
9.02.2019 - Trenden inenlerle yeni parti mi?
9.02.2019 - Ya oğlu babasını savunuyorsa
1.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Son derce yanlış ve eksik bilgilerle dolu 1.Türkiyede ve dünyada genetiği değiştirilmiş domates üretilmiyor 2.hibrit demek gdo demek değil 3.Organik domates pahalı bir ürün değil. 4.Gdo Türkiyede yasak.
Korkma
Canım genetiği değiştirilmemiş bitki hayvan yok insan ürünü tarımda. Arpa Yulaf Mısır Tavuk Kedi Köpek Pirinç Domuz Dana Koyun Keçi At neyse en az 2 milyon senedir genetiği değişen insan tarafından genetiği değiştiriliyor. Kurdun torunu fino köpeği de genetiği değişmiş dobermanın da genetiği değişmiş . Sen biraz Darwin oku korkma sönmez. Mesela Türkiye Halkının hiç biri türk asıllı değil alayı dönme genetiği değişmiş başta atatürk.... korkma sönmezi yazan arnavut dönmesi mehmet akif ersoy gibi