İbrahim Kahveci
Konumuz kamu yolsuzluğu…
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu 2015 yılı başında “Siyasi Etik Yasası” çıkartacaktı. Bu yasa ile kamu gücünü kullananların yolsuzlukları önlenmeye çalışılacaktı.
O dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gün sonraki Bakanlar Kurulu toplantısından önce AK Parti Yönetim Kurulu üyelerini akşam vakti toplamıştı ve şu sözleri kamuoyuna yansımıştı: “Böyle şeyler açıklanmadan istişare yapılmalı.”
Davutoğlu’nun Şeffaflık Paketi ile TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanvekilleri, genel merkez yöneticileri, il ve ilçe başkanlarına mal bildirim zorunluluğu getirilmesine Cumhurbaşkanı Erdoğan sıcak bakmayarak “Böyle giderse görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız” demişti.
***
Bu yaşanılanlar aslında bir gerçeğin itirafı şeklindeydi. Türkiye’de siyaset maalesef yolsuzluk üzerine kurulu şekilde işliyor. Bunun A partisi B partisi fark etmiyor. Hatta bunun Merkezi Yönetimi ve/veya Yerel Yönetimi de fark etmiyor.
Türkiye bir başka gerçekle de yüzleşmiş durumda: Kim ne konuda iddialı ise tam da o konuda ülkeye en büyük zararı veriyor. Tansu Çiller’in ekonomi profesörlüğü döneminde maalesef ülke ekonomisi en büyük yapısal yıkımları yaşamış ve büyük durağanlığa girmişti.
Benzer bir durum Adalet ve Kalkınma Partisi için de geçerlidir. Bugün ülkemizde yıkılan en temel iki kavram adalet ve kalkınma olmuştur.
Ama AK Parti’nin bir başka yıkımı daha vardır. İktidara gelirken 3 Y dedikleri yolsuzluk-yoksulluk ve yasaklar. Bu söylem aynı zamanda İslami bir dille de ifade edilmiştir. Bugün geldiğimiz yere baktığımızda ülkemiz için en yıkıcı sonuçlar tam da yolsuzluk-yoksulluk ve yasaklar alanında yaşanmaktadır.
***
Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu yolsuzluk iddiaları ile suçlayanların yolsuzluk karnesi adeta dolup taşmaktadır. Nerede ise her bir kamu ihalesi yolsuzluk şaibesi dışında yapılmış olsun.
Mesela Rizeli Cengiz’in ihale dosyası bile başlı başına Türkiye örneğidir. Bağımsız bir kurum tarafından bu ihaleleri incelemeniz bile AK Parti için yeterli ve fazlasıdır.
KÖİ ihalelerinden bir tanesi yoktur ki, açık-şeffaf ve yolsuzluk kokuşmasın. Dünya’da en fazla kamu ihalesi alan 10 grubun 5’i ülkemizdendir ve hepsi şaibelidir. Hatta şaibe ötesi bir durum vardır.
Karnesi zayıflarla dolu birinin bir başkasını zayıf iddiası ile suçlaması tirajı komik bir durumdur. En kaba tabirle 200 milyar dolar civarı izaha muhtaç bir kaynak transferi nasıl olabilir?
AK partililere bunları sorduğumuzda “ticari sır” diyorlar. Kendilerinin işlemine ticari sır diyenler muhalefetin işlemlerine yolsuzluk diyebiliyorlar. Hem de hiç aynaya bakmadan.
Türkiye dünya yolsuzluk sıralamasında 40-50 sıralarında yer alıyordu. Bugün sıramız 115’e gelmiş durumda. Nijer, Nepal ile aynı yolsuzluk puanına sahibiz. Zambia, Gambia, Etiyopya bizden daha iyi. Bukina Faso ise turuncu listede bizden epey iyi… Zaten yolsuzluk listesinin dibinde bulunan Sudan, Somali ve Venezuela en yakın dostlarımız.
Her nedense dilimizdeki İslami söylemler yolsuzluk işine gelince hiç hükme girmiyor. Ülkemizde samimi bir dindar için sadece ve sadece bu çelişki yeterlidir. 1,5 milyar dolarlık köprüye nasıl 15 milyar dolar Hazine garantisi veriliyor? diye sorduğunuzda dildeki İslam’ın ihaledeki işlemlerle alakasının olmadığını anlarsınız.
Gerçekten ülkemizde siyasi dildeki İslami söylemler neden kamu ihalelerinde geçerli değildir? Yoksa ilçe başkanı bulamazsınız sözü kurulu çarpık düzeni mi ifade ediyor?
SANDIK TERÖRÜ DE VAR MI?
Önceki gün yazımda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medya paylaşımlarından mesajlarını vermiştim. Israrla göstericileri, İslami mabet düşmanı, sokak terörü, Vandallar vs şeklinde tanımlıyordu.
Acaba geçen Pazar günü sandığa giden ve İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için oy kullanan 15,5 milyonu ne olarak tanımlayacağız?
Anlaşılan sokak gösterilerinden çok çekiniliyor. Haksızlıklar karşısında Anayasal hakkın kullanılması çok rahatsız etmiş olabilir. Ama burada kilit soru şudur: Sandığa hem de çok zor şartlarda gidip oy kullanan 15,5 milyon ne ifade ediyor? Onlara da sandık teröristi mi diyeceğiz?
Aslında meydanlara inen yüzbinlerin asıl arka yüzü o sandığa gidenlerdir. Mesajı almak yerine ısrarla mesajı inkar etmek nereye kadar sürecektir?
Bundan sonrası hiç kolay değil; Türk Halkı bir mesaj verdi ve bu mesajın asıl yeri 15,5 milyon seçmenin iradesidir. Artık her gün erken seçim için saat sayan bir ülke olduk; kimse 3 yıl hesabı yapmasın. Bu ülke bu kadar belirsizliği ve gerilimi kaldıramaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025