İbrahim Kahveci
Yüzde 20 seviyelerindeki enflasyona rağmen yüzde 18-19 bandında seyreden TL faizi yerli yatırımcıya yetmeyince yurtiçindeki dolar talebi hızla arttı ve Merkez Bankası net rezervlerini eritti. TL ile başlayan ve gelişmekte olan ülke para birimlerine yansıyan riskten kaçış hareketi paranın güvenli liman arayışını artırdı. Alman tahvilleri negatife düşerken, ABD 10 yıllıklarında faiz 2,53’den 2,43’e geriledi.
Şubat sonu itibari ile aylık enflasyon yüzde 19,67 olmasına rağmen son 6 aylık ortalama enflasyon yüzde 21,95 düzeyinde gerçekleşti. Bu enflasyona karşılık TL mevduat faizlerinde ise MB verilerine göre son oran (15 Mart 2019) yüzde 19,70 düzeyinde seyrederken, son altı aylık ortalama ise yüzde 21,97 seviyesin de gerçekleşti.
Son aylık ve son altı aylık ortalamaya bakıldığında bankaların TL mevduat faizlerinin tasarruflarını TL’de tutan yerli yatırımcılara bir reel kazanç sunmadığı görülmektedir. Nitekim 17 ağustos 2018 haftasında MB verilerine göre 1 trilyon 092 milyar lira olan TL mevduatları 15 Mart 2019 haftasında 1 trilyon 076 milyar düzeyine geriledi.
16 Şubat 2018 tarihinde 208 milyar 963 milyon dolar toplam yabancı para mevduatının 170 milyar 412 milyon doları yerli yatırımcıların tasarruflarından oluşuyordu. Dolar krizinin zirveye ulaşması ile 07 Eylül tarihinde döviz mevduatları 182 milyar 652 milyon dolara düşerken, aynı süre zarfında yerli tasarruf sahiplerinin döviz hesapları da 150 milyar 901 milyon dolara kadar düşüş gösterdi.
Eylül 2018 tarihinde son dönemin en düşük döviz hesaplarına ulaşılırken, sonraki aylarda özellikle yerli yatırımcıların döviz alımları her geçen sürede artarak büyümeye başladı. Mesela 07 Eylül 2018 tarihinde 150.901 milyon dolar olan yerli döviz hesapları yıl sonunda 161.023 milyon dolara yükselmişti.
2018 yılının son 4 ayında 10,1 milyar dolar artan yerli döviz hesapları, 2019 yılının ilk 2,5 ayında ise tam 14,8 milyar dolar daha artış gösterdi. Hatta Eylül 2018’den bu yana döviz hesaplarındaki artışın tamamının yerli yatırımcıların hesaplarından kaynaklandığı görülmektedir.
BDDK verilerine göre döviz alımı devam etmiş: Merkez Bankası haftalık verilerine göre son veri 15 mart 2019 tarihine ait. Bu tarihte toplam yabancı para (YP) mevduatları 207 milyar 338 milyon dolar. Oysa BDDK’nın son günlük verilerine göre döviz mevduatlarındaki artış 15 Mart sonrası günlerde de devam ediyor.
Buradan görüleceği üzere dövizde sert dalgalanmanın yaşandığı son günlere kadar döviz alımları artarak devam ediyor. BDDK verilerine göre sadece 15-19 Mart arası 2 iş gününde bile 1 milyar 821 milyon dolarlık döviz hesabında artış gerçekleşiyor.
MERKEZ BANKASI REZERV ERİMESİ
Haftalık MB verilerine göre Merkez Bankası net rezervi 28 Aralık 2018 tarihinde 30 milyar 118 milyon dolar düzeyinde seyrediyor. Hatta net rezerv 04 Ocak 2019 haftasında bile yine 30 milyar 074 milyon dolar düzeyinde. 01 Mart 2019 haftasında ise MB net rezervi daha da yükseliyor ve 35 milyar 203 milyon dolara kadar çıkıyor. Ama Mart ayının ortasında kadar bu rezerv hızla eriyor ve 15 Mart haftasında 28 milyar 472 milyon dolara geriliyor. Net rezervler haftalık veride son 15 günde 6 milyar 732 milyon dolar erimiş oluyor.
(Not: Bu yazıda haftalık ve günlük ortalama dolar kuru www.muhasebenews.com sitesinin ototmatik hesaplamasından alınmıştır. Günlük en yüksek veya kapanış yerine, ortalama kur alınmıştır)
Dr. Osman Berke Duvan’ın sosyal medya üzerinden paylaştığı günlük döviz varlık ve yükümlülük hesabına dayalı olarak baktığımızda ise, MB net rezervleri özellikle 06 Mart 2019 sonrasında hızla eriyor. Yine bizim kullandığımız günlük ortalama dolar kuru üzerinden Merkez Bankası net döviz rezervleri şu şekilde gelişiyor.
Mahfi Eğilmez ise bu durumu “TL niçin değer kaybetti?” başlıklı blog yazısında şu şekilde izah ediyor: “Özellikle 13 – 21 Mart arasındaki haftada Botaş’ın yüksek miktarlı dış ödemesi Merkez Bankası döviz rezervinde hızlı bir gerileme ortaya çıkarınca yabancılar endişeye kapılarak döviz taleplerini artırdılar. Kur yükselmeye başlayınca öteden beri yavaş yavaş Dolara geçmeye başlayan Türkler bu geçişi hızlandırmaya yöneldiler. Böylece TL’deki değer kaybı daha da hızlandı.”
Osman Berke Duvan sosyal medya hesabında Merkez Bankası net rezervindeki 21,7 milyar dolarlık seviyeyi 2006 sonrası en düşük seviye olarak veriyor. Zaten geçen yılın ağustos ayında yaşanan sert kur hareketinde bile günlük rezerv verilerinin en fazla 23 ekim 2018’de 24 milyar 799 milyon dolara kadar gerilediği görülmektedir.
DIŞ BORÇLANMA YETMEDİ
Hazine bu yılın ilk 3 ayında 6,4 milyar dolar net borçlanmaya giderek yıllık borçlanma kotasının yüzde 80’ini doldurmuş oldu. Buna rağmen özellikle yerli tasarruf sahiplerinin çok hızlı bir şekilde tasarruflarını TL’den dövize yönlendirmeleri MB rezervlerinin hızla erimesine yol açmış olabilir.
Uğur Gürses ise DW’deki yazısında bunu şu şekilde izah ediyor: “Merkez Bankası’nın 28 Şubat-21 Mart arası 21 günlük bilançosu bize şunu söylüyor: A- Bu dönemde bankanın döviz rezervleri 7.2 milyar dolar azaldı. B- Bunun 5.9 milyar dolarlık kısmının döviz satışı ile olduğu görülüyor. C- Hazine’nin döviz hesabındaki azalış ise 3.4 milyar dolar. Tüm bunların özeti, kamu bankalarının siyasi otorite adına döviz piyasasında satış yaptıkları, bu satışla erittikleri döviz varlıklarının da Merkez Bankası’ndan kamu bankalarına döviz satılarak kapatıldığı yönündeki şüphelerde ibre, sayılar ve geçmiş örnekler çerçevesinde bunun gerçek olabileceği yönünde. İşte bu yüzden, Türk Lirası faizlerin baskılanarak Ankara’dan dikte edildiği, Hazine faizlerinin ihalelerde manipüle edildiği, komuta ekonomisinin pazarın fiyat oluşumlarını bozduğu bir çerçevede, örtülü biçimde yapılan ama verilerle ortaya çıkan kur operasyonları olasılıkla yabancı yatırımcıları fiyat oluşumlarına dair şüpheye sürükledi. Bu yüzden de yabancı yatırımcıların çıkışı kuru 5.80’lere kadar sürükledi.”
TL DÜNYAYI VURDU
22 Mart sabahı piyasalar açıldığında sabah saatlerinde 1 dolar 5,46-47 seviyelerinden işlem görüyordu. Ne oldu ise saatler 10,55’i gösterdiğinde başladı. Dolar hızla değer kazanmaya başladı ve 11,30’da 5,58’i gördü. Ve devamında bu dalgalanma artarak gece saat 23,00’lerde 5,8450’ye kadar sürdü. Gün sonunda ise 1 dolar 5,7630’dan kapatarak TL yüzde 5,44 değer kaybetmiş oldu.
Bizim ile nerede ise aynı saatlerde Güney Afrika Randı da hızla değer kaybetti ve 10,55’de 14,20 seviyesinden saatler 12,00’yi gösterdiğinde 14,44 seviyesine yükselmişti. Ama G. Afrika Randı günü 14,49 seviyesinden yüzde 1,98 değer kaybı ile tamamlamış oldu.
Türkiye’den sonra en fazla sarsılan ikinci ülke ise Brezilya Reali oldu. Real’de günü yüzde 3,0 değer kaybı ile tamamladı ve 1 dolar 3,90 real değerine ulaştı. Burada şu hatırlatmayı yapmakta fayda var: Brezilya Reali hala 2016 başındaki 4,15 zirvesinin gerisinde seyretmektedir. Keza Güney Afrika Randı’da 2016 zirvesi olan 17,00 seviyelerinin hala çok altındadır. Oysa TL o günlerde 3,07 seviyesinin nerede ise iki katı üzerinde olmasına rağmen hala hızla değer kaybetmekte açık ara lider kalmıştır.
PARA GÜVENLİ LİMANA GİTTİ
Türk Lirası ile başlayan sert dalgalanma özellikle gelişmekte olan kırılgan ülkelerde de sert hareketlere yol açtı. Bir anda ABD ve Alman tahvillerinde faizler hızla düşüşe geçerek güvenli liman arayışının yeri oldular. 10 yıllık Alman tahvillerinde faiz oranları yeniden eksiye geçerken, 10 yıllık ABD tahvillerinde ise faizler 2,53’den 2,43’e geriledi.
SN BAKANIM KAZANIMLARI HEBA ETMEYELİM
Geçen yıl Ağustos ayında zirveye ulaşan döviz kurları sonrası ekonomiye ilişkin çok ciddi kararlar alındı. Bunların belki de ilk sırasında kamu tasarrufu adına başlamamış kamu yatırımlarının durdurulmasıydı. Gerçi bütçe verileri ve Hazine nakit gerçekleşmeleri bir türlü hedeflenen kamu tasarrufunun gerçekleşemediğini göstermektedir. Ama cari işlemlerde ekonomik durgunlukla (özellikle iç talebin kısılması sayesinde) önemli kazanımlar elde edildi. Ağustos-Aralık 2018 aylarında toplamda 5,8 milyar dolar cari fazla verilmiş oldu. Aynı süre zarfında 13,2 milyar dolarlık sermaye çıkışı en azından bu sayede daha hafif atlatılmış oldu. Ocak 2019’da sadece 813 milyon dolarlık cari açığa karşılık büyük kısmı dış piyasalarda borçlanılarak da olsa 6,1 milyar dolar döviz girişi sağlandı. Geçen yıl ocak ayında 7,0 milyar dolar olan cari açığın, bu yıl sadece 813 milyon dolara gerilemesi bile verilen maliyeti göstermektedir. Bu yüksek maliyete rağmen elde edilen kazanımların baskılanan piyasalar (özellikle mevduat faizi) yüzünden kaybedilmesi çok can yakıcıdır. Uluslararası Yatırım Pozisyonuna göre dış borç ödemesinde de nette azalma durmuştur. 2018-1. çeyreğe göre 2018-3. çeyrekte dış borçlar 467 milyar dolardan 447 milyar dolara gerilemiştir. Ama artık borç ödemesi de 2018-3. çeyrekten 2018-4. çeyreğe aynı kalmıştır. Hatta ocak ayında dış borçlarda yaklaşık 5 milyar dolarlık artış bile olmuştur. Bu kadar döviz girişine rağmen TL’nin yüzde 24 MB faizine rağmen bankalar üzerinden düşük faizle baskılanması ödenen maliyetleri değersiz kılmaktadır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025