İbrahim Kahveci
Türkiye, Güney Kore, Filipinler ve Arjantin...Bu 4 ülkenin özelliklerini verelim:
Arjantin: Tarihi parlaklıktan tarihi çöküşe giden ülke...
Güney Kore: Tarihi fakirlikten tarihi zenginliğe giden ülke...
Filipinler: Tarihi fakirlikten daha da fakirliğe giden ülke...
Türkiye: Ortalarda gezinen dalgalı ülke...
60’lı yıllarda Arjantin 1.190$ kişi başı gelir ile dünya ortalamasından 1,8 kat daha zengin ülkedir. Aynı dönemde Türkiye ise, dünya ortalamasının yüzde 67 seviyesinde bir gelire sahip. Filipinler ve Güney Kore ise yüzde 30’larda seyrediyor. Hatta Filipinler 195$ gelirle Güney Kore’deki 180$ gelirin bile üzerinde yer alıyor.
Durumu daha net anlatmak için 60’ların ortalama kişi başına gelirini verelim: Arjantin-1.196$; Türkiye-439$; Filipinler-195$ ve Güney Kore-180$
Şimdi mi? (2013-2019 son 7 yıl)
Artık Güney Kore 30.191$ ile dünya ortalamasından 2,8 kat daha zengin. Türkiye tam ortalama düzeyinde gelirdedir. Arjantin hala ortalamanın sadece yüzde 16 üzerinde yer alıyor. Filipinler ise ortalamanın yüzde 30’unda kalmaya devam ediyor.
Son yıl olarak baktığımızda ise hem Türkiye hem Arjantin dünya ortalamasının yüzde 80’lerine düşmüş durumdalar. Yani tek iyi ülke artık Güney Kore...
***
Filipinler neden hiç toparlayamıyor? Neden hep fakir durumda? Arjantin ise neden gittikçe fakirleşiyor? Bir türlü kalıcı iyileşme sağlayamıyor. Ama Arjantin’in tam tersi olan Güney Kore ise küçük kriz dalgaları hariç neden hep yükseliyor?
Türkiye ise neden küçük iyileşmeler dışında yapısal bir başarı yakalayamıyor? Bazı ara dönemlerde kazandıklarını neden hemen kaybediyor?
Acaba bir GİZLİ EL mi var üzerimizde?
***
20 Mart Dünya Mutluluk Gününüzü kutlarım.
Sahi mutlu musunuz?
Türkiye’de 2004 yılında yükseköğretim mezunlarının %66,8’i mutluyken bir okul bitirmeyenlerde bu oran %54,4’deydi. 2020 yılında yükseköğretim mezunlarında mutluyum diyenlerin oranı %46,1’e gerilerken, bir okul bitirmeyenlerde bu oran hala %54,4’de kalıyor.
Hatta şu nokta daha ilginç: Bir okul bitirmemiş olanlar 2004 yılında %18,6 oranında mutsuzum demişler. Oysa 2020 yılında bu kesimde mutsuzum diyenlerin oranı %14,2’ye düşmüş. Yüksek öğretim görenlerde ise mutsuzum diyenler %7,7’den %14,6’ya çıkmış.
Benzer tablo 18-24 yaş grubu ile 55+ yaş grubu için de söz konusu. Gençlerde mutluyum diyenler 60,9’dan 47,1’e geriliyor ama 55+ yaş üstünde bu oran 58,6’dan sadece 53,4’e geriliyor.
Az eğitim ve yüksek yaş Türkiye’de mutlu olmak için iyi bir referans.
Yaşınız genç ve eğitiminiz de yüksek ise Türkiye sizin için bir karanlık ülke...
Bu konu ülkemizde bırakın günlerce tartışılmayı, aylarca üzerinde düşünmemiz gereken bir mesele.
Cahiliye bir devir yaşamaya başlıyoruz ve yapısal olarak çöküyoruz. Ama henüz ne Arjantin gibi zenginlikten fakirliğe gidiyoruz, ne de henüz Filipinler olduk.
Hatırlarsanız Venezuela’nın slogancı kamyon şoförü olan Başkanı, ülkesinden ABD’ye göç edenler için “tuvalet temizliyorlar” demişti.
Bugün kısmen ülkemiz olmak üzere ama Körfez ülkeleri yoğunlukta olacak şekilde en belirgin ev hizmetlerinde Filipinli kadınları görürsünüz. Filipinler’de nüfusun yüzde 15’inden fazlası yurtdışındadır.
Bir ülke yapısal olarak çöktüğünde asıl büyük faturayı yaşlı kuşaklar değil, gençler ödemektedir. Ama o faturanın en acı tarafında ise, o ülkenin kadınları ve kızları yer almaktadır.
Ülkelerde yapısal çöküşleri toparlamak öyle kolay olmuyor tabi. Filipinlere bakın mesela... Bir türlü Ferdinand Marcos çöküntüsünü üzerinden atamıyor. Belki de bir çoğunuz eşi İmelda Marcos’un lüks tüketim ve şatafatından hatırlayacaksınız kendisini.
Ama bıraktığı miras öyle oldu ki, ülke bir daha toparlanamaz noktaya geldi.
İşte bizler de ekonomik krizlerden ziyade YAPISAL ÇÖKÜŞLERE odaklanmalıyız. Mesela herkesi üniversiteli yaparak aslında bir yapısal çöküş yaratmış oluyoruz. Çünkü ara eleman veya mesleki eleman ortamını yok ediyoruz.
5. kol faaliyetleri aslında ülkelerin yapısal çöküşlerine zemin hazırlayan faaliyetlerdir. Görüntüde milli ve yerli söylev ülkeleri aslında içten içe çökertilen ülkelerdir. Bilimselliği yok edilen, liyakat ve ehliyeti kaybedilen ülkelerdir.
Kısaca içten içe çürüyen ülkelerdir.
***
Burada bir başka temel sorun ise muhalefettir.
Yapısal çöküşleri önlemek basit ekonomik modeller ile geçiştirilemez. Hatta o basit öneriler yıkım sürecini daha da hızlandırabilir.
Çok geniş ve kapsayıcı DEVRİM niteliğinde programlar gerekir. Yoksa hepimiz kaybetmiş oluruz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025