İbrahim Karagül
Doğu’nun yükselen güçleri, Batı’nın eski ortakları ve “Türkiye ekseni” gerçeği: Biz kimsenin sınırında jandarma olmayacağız
Türkiye, “iki kıta arasında köprü”, “Batı’nın cephe ülkesi”, kendi coğrafyasında “Atlantik İttifakı’nın ileri karakolu” gibi stratejik değer tanımlamalarına sığmayacak bir ülkedir artık. Bugüne kadarki jeopolitik tanımlamaların tamamı devre dışı bırakılmalıdır.
Kendi vatanımız, kendi coğrafyamız, kendi tarihimiz, kendi gelecek hesaplarımız, kendi tehdit algılarımız, kendi çıkar ve önceliklerimize göre bütün tanımlamalar yenilenmelidir.
Batı çıkarlarına ayarlı tezler masaya yatırılmalı, Türkiye’nin “yeni durumu”na göre gözden geçirilmelidir. “Türk-İsrail Ekseni”nin bu ülkenin imhasına dönük bir proje oluğu nasıl anlaşıldıysa ve bundan vazgeçildiyse, Soğuk Savaş artığı güvenlik algılamaları, ittifak halkaları yeniden ele alınmalı, bazılarından derhal vazgeçilmelidir. Bu yöndeki “muhafazakar” bakış terkedilmeli, kurumsal akıl yenilenmelidir.
Mülteci sorunlarıyla kendileri uğraşsın..
Türkiye’yi İsrail’i korumak için seferber edenlerin niyetleri nasıl sorgulandıysa, bu ülkeyi ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin koruma kalkanı haline getiren anlaşmalar, ittifaklar, planlamalar sorgulanmalıdır.
AB’nin ya da üyelerinin taşeronluğunu üslenecek, onlar adına sınırlarını koruyacak, mülteci akınını kendi topraklarında tutup AB’yi rahatlatacak bir ülke değiliz artık. Ne onların askeriyiz, ne sınır muhafızlarıyız, ne de Avrupa rahat uyusun dile uykumuzu kaçıracak bir ülkeyiz.
Bu aklı, bu duruşu, bu feraseti bütün coğrafyaya yaymalıyız
1950’lerden bu yana onlar adına savaştık, onların güvenliği ve refahı için öldük, onların beğenilerine göre birbirimizi boğazladık, dost ya da düşman olduk. Onların tercihlerine göre iç politikada taraf tuttuk, akrabalarımızla kavga ettik, birbirimize düşmanlaştık.
O dönem bitti, bitmeliydi de. Artık Washington için, Brüksel için, Londra ya da Berlin için alınan kararların, milletimiz için hiçbir anlamı yoktur, olmayacak da.
Biz, derin siyasi tarihimizden, coğrafya kimliğimizden, devletler geleneğimizden, yüzyıllara dayanan toplumsal ferasetimizden hareketle adımlar atmak, bir gelecek inşa etmek zorundayız. Bu aklı, bu duruşu, bu yürüyüşü bütün coğrafyaya yaymak, kavramlar ve dil üzerinden büyük bir çıkış, yenilenme, yerlileşme hazırlığı ve hareketi başlatmak zorundayız.
24 Haziran sonrası coşkulu bir gelecek
24 Haziran, ülkemiz için yeni bir tarihin başlangıcıdır. Devlet için, sivil ya da sivil olmayan bütün kurumlar için, siyaset, medya, entelektüel çevreler ve ekonomi dünyası için büyük çıkışların, yükselişlerin başlangıcıdır.
Öyleyse zihinlerimizden kurumlarımıza, savunmamızdan siyasi algılarımıza kadar derin, coşkulu bir dönüşümün temelleri çok sağlam atılmalıdır. Köklü bir temellendirme, yüz yıla, yüz yıllara uzanacak bir yeni bakış bütün kurumlarımıza yerleşmelidir.
Çünkü bugünlerde içinde bulunduğumuz durum, hal ve gerçeklik, büyük çıkışların, yükselişlerin, büyük devletler geleneğinin yeni bir örneğidir. Öncelikle zihnen bunu kabullenmemiz, kendimizi buna göre yeniden kurmamız yapılacak ilk şeydir.
Doğu’nun yükselen güçleri, Batı’nın geleneksel ortakları ve “Türkiye Ekseni” gerçeği
24 Haziran sonrası Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde köklü değişiklikler, iyileşmeler olacaktır. Çünkü Türkiye’ye saldırganlıklarıyla bilinen ülkelerin bile pozisyonları değişecektir. Bu ülkenin artık geri döndürülemeyeceğini onlar daha şimdiden kabul etmiştir. Bugüne kadar uyguladıkları bütün yöntemler iflas etmiştir. Elleri zayıflamış, içerideki ortaklarının direnci düşmüş, inanılırlığı erimiştir.
Elbette ABD ile ilişkiler daha rasyonel bir zeminde devam edecek ama tek yanlı bağımlılık ilişkisi burada bitecektir. Elbette AB ile ilişkiler devam edecek ama Türkiye’nin tam üyeliği diye bir ideal artık bundan sonra olmayacaktır. Doğu’nun yükselen güçleriyle de Batı’nın geleneksel ortaklarıyla da ilişkilerimiz “Türkiye Ekseni” gerçeği üzerinden yeniden formatlanacaktır.
S. Arabistan’la yumuşama: BAE kötülüğü durdurulsun
Türkiye bunlarla ilişkilerini yeni duruma göre yeniden tanımlarken öncelikle yakın çevresiyle, coğrafyasındaki ülkelerle ilişkilerinde ciddi iyileştirmenin yollarını aramalı, kendisine yönelen husumetleri yumuşatmalı, ortak alanlar oluşturmalı, güven oluşturucu bir söylem üretmelidir.
Bu anlamda S. Arabistan, Mısır ve İran’la ilişkiler belirleyicidir. Özellikle bölgenin güçlü ülkesi S. Arabistan’la bütün güvensizlik alanları ortadan kaldırılmalıdır. Bu ülke siyasetinde Türkiye karşıtı dalgayı kırmanın, yumuşatmanın yolları aranmalıdır. Riyad yönetiminin, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) “Türkiye düşmanlığı” tezinin bölgeselleşmesini engellemede bir akıl olarak öne çıkabileceğini düşünüyorum. En azından bu denenmelidir.
BAE’nin, terör örgütlerini destekleme ve darbe girişimlerinin içinde olma, açıktan bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı hedef alma dahil, bir “kötülük abidesi” olarak bölgede fırtına estirmesinin önüne geçilmeli, bu yönde Ankara ile Riyad arasında söz konusu tehlikeyi zayıflatmaya dönük bir sıcak ortam oluşturulmalıdır.
Türkiye bütün bölgede yeni bir dalga oluşturmalı, bu dalga Batı’dan da Doğu’dan da güçlü bir şekilde hissedilmeli. Türkiye’nin ayak sesleri her yerden duyulacak derken bunu kastediyorum.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021