Kelemet Çiğdem TÜRK
Bazı yaraların iyileşmesi zordur, bazıları zaman alır, bazıları hiç iyileşmez… Biz sürgün çocuklarının yaraları kabuk bağlasa bile, izi hep orada kalır. Atalarımızın bir buçuk asır önce yaşadığı soykırımın acısı gelir bizi bulur.
Kim bilir ne çok Çerkes hikayesi dinlediniz şimdiye kadar; Çerkes Ethem, Çerkes tavuğu, güzel Çerkes kızları, danslarımızı, şarkılarımızı bir kenara bırakıp, “Çerkesler kim” sorusuyla baş başa kalınca, kim olduklarını düşündünüz mü hiç? Biz diasporik, dağılmış halkların yazanı, çizeni, anlatanı çok olur.
İnsan doğduğu yeri, geldiği yeri unutur mu? Ve her zaman doğduğu kimliğe ait olur mu? Çerkeslerin anavatan özlemi hiç bitmedi. Gitmeseler de, görmeseler de Kafkasya’nın yurtları olduğunu ve orada bir yerde hep durduğunu bildiler. Gidenler, hatta oraya yerleşenler ve hayatlarına artık Kafkasya’da devam etmek isteyenler oldu.
Ancak bu “anavatan özlemi” ne kadar geneli kapsıyor? Çerkeslerin ne kadarı kimliklerini, sadece kimliklerini yaşıyorlar?
Hayatımızın her anını sahip olduğumuz kimliğe göre yaşamamız imkansız. Yaşadığımız coğrafyada ne yana dönsek farklı bir halkla göz göze gelirken, onların yaşamlarına dahil olmamak mümkün mü?
Bu yıl Çerkes Soykırımın yüzellinci yıl dönümü… Türkiye Çerkesleri arasındaki ayrışma yine devam ediyor. Örneğin Soçi Kış Olimpiyatlarına muhalefet eden, “atalarımızın kemikleri üzerinden oyun oynamayın” diyenlerle, olimpiyatların olmasını bir kazanım olarak gören ya da hiçbir fikri olmayan veya olimpiyat binalarının inşaatına katkıda bulunan insanlar… Bu aslında şunu gösteriyor bize; Çerkes doğarsınız ama Çerkes yaşamayabilirsiniz. Ya da Çerkes anneden babadan doğmanıza rağmen, aileniz asimile olmuş olduğu için Çerkeslikle alakanız olmaz; ama sonradan Çerkesliğinizi keşfeder ve Çerkes, hatta Çerkes milliyetçisi bile olursunuz.
Tabii ki bütün bu farklı oluşlar gayet doğal. İçinde yaşadığımız dünyada aynı etnik kökenden gelen insanların aynı kalıptan çıkmış gibi, aynı kimlikleşme sürecinden geçmeleri beklenemez. Modern ulusların tezgahından geçtiyseniz, ve eğer bu “başarılı” bir ulus tezgahıysa, ne Çerkesliğiniz kalır, ne Arnavutluğunuz, ne Kürtlüğünüz, ne de Ermeniliğiniz... Ama modern ulus devletler –hele de bizimki- bütün despotluğuna, yarattığı korkulara rağmen, bunu tam olarak beceremedi. En azından Lozan azınlıkları özel durumlarından ötürü ve tabii ki Kürtler farklı “etnik” kimlikleriyle asimile olmaya karşı direndiler. Ama bu etnik gruplar arasında bile pekala “Türküm, doğruyum”u can-ı gönülden söyleyenler oldu.
Ölçek bakımından Kürtlerle karşılaştırma yapmak mümkün olmasa da, Çerkes nüfusu içinde de tamamen asimile olanlar, kültürlerinin –xabze’nin- “adını” ve bir iki tezahürünü koruyup, dillerini unutanlar ve esas olarak Türkleşenler ve son olarak nesilden nesile inatla, direnerek dillerini koruyanlar, Çerkesler dışında evlenmeyenler, çocuklarına Çerkes kültürünü vermek için yoğun çaba harcayanlar da var. Yani zorunlu ya da gönüllü asimilasyonu Teşkilat-ı Mahsusa içinde cansiperane çalışmaktan, ilerleyen zamanlarda derin devletin has elemanı olmaya vardıranlar da vardı; inşaat, taahhüt işleri için devlete yakın durup, Çerkeslikleri için “olmazsa da olmaz” diyenler de vardı.
Üç aşağı beş yukarı bütün etnik topluluklarda görülebilecek bu farklılaşmanın da türlü çeşitli sebepleri var. Biz Çerkesler için de bu geçerli: kimimiz korktuk, çocuklarımızı “aman Çerkesçe konuşmayın, öğretmen kızmasın” diye uyardık; kimimiz çıkarlarımız için unutmayı tercih ettik. Yaşadığımız bölge korunaklıysa, içimize kapalı kaldıysak, öğretmenlerin göz önüne fazla yakınlaşmadıysak, kendi kültürümüz “xabze” tutunduğumuz bir kimlik aracı oldu... Aksi takdirde biz de örneğin Çerkes Ethem’i “hain” bellemeyi öğrendik.
Şimdi de bu farklılaşmalar içinde türlü çeşitli gerilimler sürüp gidiyor. Etnik kimliğin inşa oluş tarzına bağlı olarak, gayet ırkçı tavırları da bulmak mümkün; Çerkesliği ortalama Türkler gibi Çerkes tavuğu kadar bilenlerden olmak da mümkün. Ya da asimilasyoncu ve inkarcı ulus tarafından Çerkesliğin uğradığı tahribatı dert edinen, ama aynı zamanda başka etnik, dinsel ya da mezhepsel grupların yaşadıkları mazlumlukları ve mağduriyeti de dert edinen, kendi kimliğini konuşurken, diğerlerini de duyan ve onlara ses olan bir Çerkeslik inşa etmek de mümkün.
Doğuştan itibaren kapalı bir süreçte şekillenen, veya sonradan Türk milliyetçiliğinin gölgesinde büyüyen ve onu taklit eden ya da mikro milliyetçiliği de aşıp, keskinleşen ve hatta ırkçılaşan Çerkes kimliklerinden en demokrat Çerkes kimliklerine kadar geniş bir yelpaze olduğu düşünülürse, bunlar arasında gerilimlerin ve çatışmaların olması da kaçınılmaz.
Bu farklı Çerkes kimlikleriarasındaki ayrışma aslında bize başka bir ders veriyor. Çerkeslerin toptan ve aynı tornadan çıkmış gibi ortak bir mücadele vermeleri imkansız; böyle bir şey “eşyanın tabiatına aykırı”. Ortak mücadelenin imkansızlığına ilaveten eğer Çerkesler dışında bir halkın yarasına merhem olmaya çalışıyorsanız yine bazı Çerkesler tarafından hainlikle suçlanmanız bile söz konusu olabilir.
Çerkesler arasında asimile olmuş ırkçılar ya da Çerkeslikten başka renk tanımayan, hayatın tamamına Çerkeslik merceğinden bakan, ya da “ulusal / etnik çıkarlar” için her yolu mubah görenler başka halklar arasında benzer özelliklere sahip olanlarla çok daha yakınlar.
Öte yandan Çerkesler arasında kendi dertlerini başkalarının dertleriyle hemhal edenler ise başka halklarla ortak bir demokratik zeminde buluşabiliyorlar. Bu demokrat çaba hem Çerkesliği hem de başka halkları kurtaracak.
Bu yıl aynı zamanda Çeçen-İnguş Sürgün ve Soykırımının yetmişinci yılı… Büyük bir trajediyle gerçekleşen Çeçen sürgününü, bugün hala birçok insan bilmiyor, görmüyor. Kafkasya’yı anlamak, dinlemek için yüzünüzü ara sıra Karadeniz’in karşı kıyısına dönün… Oradaki acılara dokunun… Sonra oturup yeni baştan konuşalım insan olmayı…
Twitter: @kelemetcigdem
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Nuh Nazmi Gültekin
Çok değerli gorüş ve mütalaalarınız var.Tebrikler.Merak ettim büyük dedeniz Pınarbaşı Bey çayırı köyunden Ahmet Kelemet olabilir mi?